Dünya genelindeki istatistikler, doğurganlık oranlarının son 70 yılda dramatik biçimde azaldığını gösteriyor. İstatistiklere göre, 1950'lerde kadın başına ortalama 5 çocuk düşerken, 2020 yılı itibarıyla bu oran 2'ye kadar geriledi.
Yaşam Tüp Bebek Merkezi IVF Direktörü Doç. Dr. Ayla Sargın, yaptığı konuşmada, düşüşün ardındaki sebepleri ve doğurganlığı korumak için alınabilecek önlemleri paylaştı.
Birçok çiftin çocuk sahibi olma planlarını ertelediğini ifade eden Sargın, kariyer hedefleri, ekonomik koşullar ve modern yaşam temposu nedeniyle evlilik yaşının yükseldiğini, gebelik planlarının da daha ileri yaşlara bırakıldığını kaydetti.
"35 yaş sonrası doğurganlık belirgin şekilde azalıyor"
Kadınlarda 35 yaş sonrası doğurganlığın belirgin şekilde azaldığını, gebelik oluşmasının zorlaştığını ve düşük kromozomal anomali risklerinin arttığını bildiren Sargın, koşulları uygun olan çiftlerin gebelik planlarını mümkünse 35 yaş öncesinde gerçekleştirmelerini önerdi.
Evlilik planı olmayan kadınlar için de yumurta dondurma yöntemiyle, doğurganlığı koruma seçeneği avantaj sağlıyor. Böylece, ilerleyen yaşlarda da sağlıklı bir gebelik şansı sunabiliyor.

Çevresel faktörlerin sessiz tehdidi
Doğurganlığı etkileyen bir diğer önemli unsur çevresel koşullar. Özellikle erkeklerde yüksek ısıya maruz kalmak veya boya sanayi gibi kimyasalların bulunduğu ortamlarda çalışmak sperm kalitesini düşürebiliyor.
Modern yaşamın kaçınılmaz yan etkileri arasında yer alan tarım ilaçları, ağır metaller (kurşun, civa) ve gıda koruyucuları ise hem kadın hem erkek üreme sağlığı üzerinde olumsuz etki yapabiliyor.
Bu tür maddelere mümkün olduğunca az maruz kalmak, doğurganlığı koruyabiliyor.
Ayrıca, sigara ve alkol kullanımı, vücut ağırlığı, stres gibi etkenler de doğurganlık üzerinde olumsuz etkilere sahip. Bu nedenle dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi, doğurganlık potansiyelini artıran en önemli faktörler arasında yer alıyor.
Uzmanlar, ideal vücut kitle indeksinin 22-25 aralığında tutulmasını öneriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: