Yerel seçim biteli 10 gün oldu.
Sonuçları bakımından bence önümüzdeki ilk seçime projeksiyon tutacak önemli sonuçları olan bir seçim yaşadık diyebiliriz.
Bunları detaylarına girmeden sıralayacak olursak;
Sonuçları bakımından bence önümüzdeki ilk seçime projeksiyon tutacak önemli sonuçları olan bir seçim yaşadık diyebiliriz.
Bunları detaylarına girmeden sıralayacak olursak;
İstanbul’da muhalefetin adayı İmamoğlu’nun seçimi kazanmasına rağmen iktidarın ve Erdoğan’ın İstanbul’u teslim etmemek adına sergiledikleri tavır ve direnç bir kez daha “Erdoğan ve AK Parti kadrolarının ciddi demokrasi sorunu olduğunu göstermiştir.”
Ve hele ortaya koydukları iddialar o kadar gülünç ve o kadar hakikatten uzak ki bunları batılı bir demokrasinin olduğu ülkelerde ileri sürecek olsalar sanırım söyleyecekleri tek söz “bu insanların psikolojik sorunları var galiba” olur.
Başta CHP olmak üzere muhalefet, iktidarın İstanbul’daki demokrasi dışı tutumundan ders almalıdır.
Bir büyükşehir belediyesini seçimle kazanan adaya devrini bile yapmakta bu kadar direnen iktidarın, gelecekteki cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi durumunda iktidarını devretmede çıkaracağı zorlukları şimdiden düşünmek gerek.
Seçim süreci boyunca Erdoğan, beka ve terör meselesini öne alarak muhalefeti terör örgütleriyle iltisaklı olmakla suçladı durdu.
Bu ince bir tuzaktı ve muhalefeti savunmaya zorlamaktı amacı.
Ancak Kılıçdaroğlu, Akşener ve parti sözcüleri Erdoğan’a cevap vermeyerek bu tuzağa düşmediler ve kendi gündemleriyle seçmene ulaştılar.
Böylece Erdoğan tabiri caizse havanda su dövmüş oldu.
Ancak Kılıçdaroğlu, Akşener ve parti sözcüleri Erdoğan’a cevap vermeyerek bu tuzağa düşmediler ve kendi gündemleriyle seçmene ulaştılar.
Böylece Erdoğan tabiri caizse havanda su dövmüş oldu.
HDP; devletin, iktidarın ve medyanın onca saldırılarına ve yok saymalarına karşılık seçmenine hâkim olduğunu gösterdi.
Özellikle Selahattin Demirtaş’ın “sandığa gidin ve iktidara gereken cevabı verin” çağırısı büyük etki yarattı.
Millet İttifakının, İYİ Parti kanadı HDP’ye karşı iktidarla aynı tavrı göstermesine rağmen HDP seçmeni duygusal davranmayıp muhalefet bloğuna oy vererek duruşunu net gösterdi.
“Adana, Mersin, Antalya, Ankara ve İstanbul’da HDP’nin CHP’li adayları desteklemesinin ne kadar önemli olduğu alınan oylarda görülmüştür.
2023 cumhurbaşkanlığı seçimini almak ve sonrasında parlamenter sisteme dönüşün yolu açılmak isteniyorsa, HDP olayı ve bunun üzerinden giderek Kürt Meselesinde gerek CHP ve gerekse İYİ Parti daha rasyonel bir süreci başlatmalıdırlar.”
Millet İttifakının, İYİ Parti kanadı HDP’ye karşı iktidarla aynı tavrı göstermesine rağmen HDP seçmeni duygusal davranmayıp muhalefet bloğuna oy vererek duruşunu net gösterdi.
“Adana, Mersin, Antalya, Ankara ve İstanbul’da HDP’nin CHP’li adayları desteklemesinin ne kadar önemli olduğu alınan oylarda görülmüştür.
2023 cumhurbaşkanlığı seçimini almak ve sonrasında parlamenter sisteme dönüşün yolu açılmak isteniyorsa, HDP olayı ve bunun üzerinden giderek Kürt Meselesinde gerek CHP ve gerekse İYİ Parti daha rasyonel bir süreci başlatmalıdırlar.”
Ekonomik krizin yarattığı oy getirisi asla unutulmamalı.
Önümüzdeki 4 yıllık süreçte ekonomide yaşanacak olumluluklar AK Partiyi ve Erdoğan’ı 2023 de yeniden iddialı konuma getirebilir.
Bu nedenle Millet İttifakına krizden dolayı oy veren seçmeni örgütlemek ve elde tutmak için belediyelerin kazanıldığı illerde ve ilçelerde bu seçmenlere gereken bütün özen gösterilmeli, AK Partinin boşalttığı bu yerler hemen doldurulmalıdır.
Yoksullukla işsizlikle mücadele edildiğini net biçimde göstermelidirler.
Bu nedenle Millet İttifakına krizden dolayı oy veren seçmeni örgütlemek ve elde tutmak için belediyelerin kazanıldığı illerde ve ilçelerde bu seçmenlere gereken bütün özen gösterilmeli, AK Partinin boşalttığı bu yerler hemen doldurulmalıdır.
Yoksullukla işsizlikle mücadele edildiğini net biçimde göstermelidirler.
Yerel seçimlerde elde edilen “kısmi başarı” asla abartılmamalı ve seçmene artık güven veriyoruz diye düşünülmemelidir.
Cumhur İttifakının oyu hala yüzde 50’nin üzerindedir
Keza CHP’nin 1977 den bu yana aldığı en yüksek oy oranı olan yüzde 30’un CHP’li seçmene ait olduğu da sanılmasın.
Bu oyun içerisinde HDP’li, ülkücü, merkez sağ, sosyalist ve mütedeyyin insanların olduğu unutulmamalıdır.
Keza CHP’nin 1977 den bu yana aldığı en yüksek oy oranı olan yüzde 30’un CHP’li seçmene ait olduğu da sanılmasın.
Bu oyun içerisinde HDP’li, ülkücü, merkez sağ, sosyalist ve mütedeyyin insanların olduğu unutulmamalıdır.