Dünyayı tehdit eden coronavirüs salgını bizim de kapımızda artık.
Ülke olarak alınan tedbirlerin bu tehdidi daha kolay atlatacağımıza işaret ediyor.
İdlip konusu şimdilik kaydı ile gergin bir uykuya bırakılmış gibi görünüyor…
Umarım ve dilerim ki gerginlik en alt düzeye iner ve uykuda kalmaya devem ederek konu siyasi ve diplomatik bir çözüme kavuşur…
Bu iki uluslar arası konu ülkemizin en temel meselelerinden olduğu kadar “Antalya içinde son derece ciddi bir meseledir.”
Türkiye turizminin can damarı olan Antalya’nın, coronavirüs salgını ve İdlip gerginliğinden en az derecede etkilenmesi umut edilmektedir.
İnsan, sağlığının ve güvenliğinin tehdit altında olduğu yere gitmez…
Bu anlamda Antalya’da virüs tehlikesinin olmadığı ve terör saldırılarının etkilemediği bir kent olduğu vurgusunun en üst düzeyde dünyaya anlatılması gerekir.
Her şeye rağmen görüştüğüm turizmciler ve turizmi yöneten üst düzey yetkililer “şu anda her şey stabil durumda, tek bir rezervasyon iptali dahi yaşanmadı, ülkemizin aldığı tedbirler güven verici” dediler.
Ancak bunu söyleyenler ihtiyatı da elden bırakmayarak şunu da eklemeyi ihmal etmediler.
“Biz şu andaki durumu söylüyoruz, paniğe gerek yok ancak yarın farklı gelişmeler yaşanabilir.
Peşin hükümle hareket etmemek gerekir…”
Otellerde her zaman hijyene çok dikkat ettiklerini ancak bu salgın nedeniyle ekstra önlemlerin de alındığını, dezenfekteye çok önem verdiklerini ifade ettiler.
Ancak ben burada bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum.
Salgının ülkemize girmemesi için uçak seferlerinin iptalinden, gümrük kapılarının kapatılmasına kadar uzanan bir dizi önlemler alınarak “dışarıdan” virüs taşıyanların ülkeye giriş yapmaması için çok sıkı denetim uygulanmaktadır.
Sağlık Bakanlığının bu çabası her türlü takdire değer...
Ama paket satın alarak ya da charter uçuşlarla gelecek olan turistlerde virüs taraması nasıl yapılacak?
Havaalanı başta olmak üzere yabancı turistlerin giriş yapacağı her kapıda bununla ilgili önlemlerin alınması kaçınılmazdır.
“Her şey yolunda giderse en az 12 milyonun üzerinde yabancı turistin giriş yapması demek, salgının ülkeye yayılmasında Antalya’yı yumuşak karın haline getirmektedir.”
Bu nedenle Antalya’ya gerek havadan gerek karadan ve gerekse denizden giriş yapacak olan tüm yabancı turistlerde özenle denetim yapılmalı.
Kuşkulu bulunan turistlerin girişine izin verilmeden rezervasyonları iptal edilmeli ve geldiği gibi geri gönderilmelidir.
“Başta Antalya Valiliği ve AKTOB olmak üzere turizmin üst kuruluşları ile Sağlık Bakanlığı işbirliği yaparak yabancı turist girişleri ile ilgili tüm önlemler bu anlamda en kısa sürede ve en üst düzeyde alınmalıdır.”
Ve bu anlamda alınan tedbirler en kısa sürede Antalya ve Türkiye kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Aksi halde ilerleyen günlerde gerçek olmasa bile yayılacak bir dedikodu hem kamuoyunu hem de turizm sektörünü risk altına sokar, gereksiz paniğe yol açabilir…