Geçen hafta il başkanlığı dönemlerinden itibaren tanıdığım ve izlediğim iki belediye başkanı ile aynı gün görüşme şansım oldu.
Sabah henüz güne yeni başlamışken, Konyaaltı Belediye Başkanı “Semih Esen’i” aradım ve yüzsüzlük edip öğle yemeği ısmarlamasını istedim, bir araya geldik.
Merak etmiştim, seçimden bu yana neler yaptığını…
Geçmişte olduğu gibi uzun uzunca sohbetimizin temel konusu belediye ile ilgili çalışmaları oldu yemek boyunca.
Söylediklerinden en can alıcı olanı “günlük görüşmelerinin önemli bir bölümünün iş talebi olduğunu söylemesiydi.”
Şu ana dek 7 binin üzerinde iş talebi olmuş.
Aynı günün akşamı turizmci bir dostumla beraber görüştüğüm Muratpaşa Belediye Başkanı “Ümit Uysal’da” kendisine “geçen dönemden bu ana kadar 39 bin iş başvurusunun” olduğu söyledi.
Ancak Uysal, kariyer ofisi sayesinde bu başvurulardan 5 binin çeşitli sektörlerde işe yerleştirildiğini ifade etti.
Yani bir çeşit İş-Kur gibi çalışıyor Muratpaşa Belediyesi.
Esen’e de, bu iş başvuruları konusunda bir çalışmasının olup olmadığını sordum.
Bu konuda bir kariyer ofisi çalışması yaptıklarını, başvuruları kayıt altına aldıklarını ve bu taleplerin önemli bir kısmının çeşitli şirketlerde işe yerleştirildiğini ve işsizler konusunda elinden gelen her şeyi yapacağını söyledi.
Her iki belediye başkanının da söyledikleri çok çarpıcıydı.
“İşsizlik öyle bir had safhaya geldi ki seçmelerimiz bizden belediye hizmetleri yerine iş talep eder oldu.
Devletin asli görevini bizler yapar hale geldik.
Belediyelerin istihdamı sınırlı olduğundan bizlerde iş talep edenlerle işverenler arasında köprü görevi yapar durumdayız…”
Başkanların bu dediklerine bakınca her ay istatistik yayınlayan TÜİK’in işsizlik oranları hakkında kamuoyuna yaptığı açıklamanın gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.
Antalya gibi 15 milyon turistin geldiği, turizm çalışanının 300 bin, tedarikçinin 200 bin, en az 100 bin de bu sektöre dışarıdan hizmet verenlerin olduğu bir kentte eğer belediye başkanlarına iş konusunda bu kadar yoğun talep gidiyorsa bence TÜİK manipülasyon yapıyor demektir.
Esen’in sohbetimizde bir diğer çarpıcı açıklaması, “belediye gelirlerinin bu yıl bütçenin üzerinde olacağını ve yaklaşık 50 milyon TL artı gelir elde edeceklerini, bunun için ekiplerinin hazırlık çalışmalarını sürdürdüğünü” söylemesi oldu.
Bu iddia bence şimdiye dek hiçbir belediye başkanının yönelmediği bir iddiadır.
Belediyeler genelde “harcamayı” severler.
Harcamak için bütçenin yetmediği zamanlarda başvurdukları ilk önlem borçlanma olur.
Ancak Esen’in, harcamanın borçlanmadan sürdürülebilmesi için “gelir artırıcı” bir çalışma yaptığını söylemesi bence bir ilk.
Tabii bunu nasıl becereceğini söylemedi, çünkü henüz bunun için mutfak çalışmasının sürdüğünü, bu çalışma bittiğinde açıklayacağını ifade etti.
Uysal ve Esen’le sohbetlerimizin diğer konuları da oldukça iddialı konulardı.
Bunları da gelecek yazılarımda yeri geldikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.