Antalya’da siyaset alanında “siyasi ilkelerden” başka her şey geçerli akçe olmuş durumda.
Bu yeni de değil zaten.
Geçmişten beri kent rantını paylaşan dinamikler arası çıkar birliği ya da çıkar çatışması siyasetin nasıl olacağını, hangi rotada ilerleyeceğini tayin eder durumdaydı her zaman ve şimdide öyle…
Hele şu son dönem siyasetini çözümleyebilene aşk olsun.
İsterseniz şöyle bir projeksiyon tutalım yerel seçim öncesi ve sonrasına dair.
Muhittin Böcek, CHP’den aday gösterildi ve Büyükşehir seçimini kazandı.
Böcek’in seçimi almasında elbette kendisinin yıllara uzanan çalışmalarının büyük payı vardır.
Bunun yanı sıra ekonomik krizin ve AK Partinin artık ülkeyi yönetemez duruma getirmesinin payı da azımsanacak kadar değildir.
Peki, başka saikler de var mı?
Elbette var…
Bunların en önemlisi de AK Partide “Türel karşıtlığının” yarattığı sancılar.
Türel’le Çavuşoğlu arasında derinden yürüyen rekabet, bu yerel seçimde su yüzüne çıktı.
Öylesine bir mücadeleye sahne oldu ki bu rekabet, AK Partili olduklarını bildiğimiz ve Çavuşoğlu’nun yanında duran çok önemli dinamikler, adeta açıktan seçim sürecinde Muhittin Böcek’in yanında yer aldılar ve sandık için çalıştılar.
Elbette seçimde kendisine destek veren Çavuşoğlu’nun yanındaki AK Partili dinamikleri seçimden sonra Böcek unutmadı.
Büyükşehir de Türel’in yanında duran bürokratlar bir biçimde uzaklaştırılırken Çavuşoğlu’nun yanında duranların göreve devam ettirilmesinin nedeni budur.
Görevine devam eden bu kadroların işinin ehli ve devam etmesinde büyük faydaların olduğunu da belirtmeliyim…
Böcek ve AK Partili bu dinamiklerin ilişkileri sadece belediye içinde değil, dışındaki kuruluşlarla da devam etti ve ediyor.
Bunların başında AESOB Başkanlığını yapan “Adlıhan Dere’nin” geldiğini artık sağır sultan bile biliyor.
Şoförler Odası eski Başkanı ve şu anda tutuklu bulunan, suçlu olup olmadığı yargılanması sonunda anlaşılacak olan “Mehmet Ali Alkan” hakkında açılan soruşturmanın arkasında Adlıhan Dere’nin olduğu, bu konuda Böcek’in de bu operasyonda Dere’ye destek verdiği siyasi mahfillerde en çok iddia edilen konulardan.
(Adlıhan Dere ve Alkan arasındaki meselelerin neler olduğunu ilerde yazacağım, çünkü şu anda konu yargı aşamasında)
Böcek’in, Çavuşoğlu üzerinden AK Partili Bakanlıklarla ve Sarayla ilişkilerini sıcak tutmaya çalışması anlaşılabilir bir durumdur.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru yol alırken CHP’li belediyelerin en geniş toplumsal mutabakatı sağlayacak şekilde duruş göstermeleri gerekir.
Keza Aylık 40 milyon TL eksi veren bir kurumun işlerini sürdürebilmesi için merkezi idareden destek alamaması durumunda bundan sadece Belediye ve Böcek değil, Antalya halkı zarar görecektir.
“Lakin Belediyenin batık durumdan kurtulması için yapılacak işbirliğinin siyasi sonuçları oluşacak şekilde gelişmesi hem Muhittin Böcek’e, hem de CHP’ye ciddi zararlar verir.”
Öyle sanıyorum ki önümüzdeki CHP kongrelerinde üzerinde en çok tartışılacak konuların başında, Büyükşehrin yatırımları, istihdamları ve projelerinden daha çok Muhittin Böcek’in yaşanan bu siyasi karmaşada nerede durduğu olacaktır…