Anadolu’da her biri farklı yaşam tarzlarını anlatan çok çeşitli semboller vardır.
İslamiyet öncesi pagan dinler döneminden beri gelen bu semboller çok çeşitli geometrik şekiller olduğu gibi, kimi hayvanlar ve ağaçlar da “bir şeyleri” anlatan semboller olarak kullanılır.
Bu semboller içinde benim en sevdiğim “turna kuşu” motifidir.
Çünkü turnalar, göklerin özgürlük sevdalıları olarak bilinir.
Anadolu insanı turnaların özgürlüğü, huzuru ve barışı temsil ettiğini varsaymış ve ona bu anlamda kutsal bir kimlik de yüklenmiştir.
Turnalar sadece özgürlüğü, huzuru ve barışı sembolize etmezler.
Aynı zamanda uğur, bereket, mutluluk ve refahın simgesi olan kutsal hayvanlar sayıldığı gibi, saflığın, temizliğin, dürüstlüğün, vefanın, sadakatin, sevginin, onurun, özgürlüğün de simgesidirler.
Her güzel olan davranışın ve insan ilişkisinin sembolize edilmesinde turna kuşu simge olarak kullanılagelmiştir Anadolu tarihinde…
Sevgide sadakat ve bağlılık, insan ilişkilerindeki dürüstlük ve açık yüreklilik yine turna kuşunun varlığı ile şekillendirilmiş.
Turna kuşu, gurbetçi Anadolu insanının kimi zaman coşkusunun, kimi zaman hüznünün, bazen de mutluluğunun habercisi olmuş ve türkülerinde dile gelmiş.
“Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle, kaymak söyle, bal söyle…
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük, benzi soluk var söyle…”
***
İnsan ilişkilerindeki yoğun kirlenmenin kaçınılmaz olarak siyasete bulaştığı şu günlerde bir turna kuşu türküsü söyleyesim geldi.
Daha çok özgürlüğe, daha çok huzura, daha çok barışa doğru yol alınması ve bunun siyasi yollarının araştırılması gerekirken;
Birbirine çamur atmaya, her an kavgaya hazır olmaya, çatık kaş asık suratla gezinmeye, barışın ve huzurun içine iyicene etmeye doğru yol alıyoruz.
Birbirine el uzatma, birbirini anlama ve empati yapma yerine; karşımızdakinin suratına dosya atma, olmazsa şantaj için her türlü silaha başvurmaya doğru pupa yelken gidiyoruz…
Bu kadar gerginlik iyiye alamet değil.
Özellikle siyasi önderlerin toplumu kamplara bölen ve birbirine hasım eden davranışları, sözleri çok tehlikeli bir gidişe işaret etmektedir.
Siyasilerin yaptığı “paranın kiminle ve nasıl paylaşılacağı kavgasına” bu halk alet edilmemelidir.
Ve bu halkta yapılan kavganın “kendisi için yapılmadığını görmelidir.”
Sizlere sesleniyorum solcular, sağcılar, İslamcılar, ülkücüler, Atatürkçüler, cumhuriyetçiler, laikler, liberaller, anti-emperyalistler, ulusalcılar, kuvvacılar, komünistler…
Artık yakalarınızdaki akbaba ve şahinleri çıkarın, onların yerine birer turna kuşu takın.