Siyaset; hayatı yönlendiren, nasıl yaşanacağına, nasıl çalışılacağına, nasıl dinleneceğine kısacası; insan dair her şeyi biçimlendiren temel unsurlardandır.
Hatta temel unsurdur diyebiliriz…
Lakin siyaseti üreten siyasetçilerin, siyaset bilimcilerin ve uygulamacıların bu üretimlerinde ve uygulamalarında etkili olan asli unsurlardan birisi de “sanattır…”
Sanatla tanışmış, sanatçı duyarlılığa sahip olmuş ve hatta sanatsal üretimler ve icraatlar yapan siyasetçiler her zaman başarılı olmuş ve halk tarafından kabul görmüşlerdir.
Bu bağlamda geçenlerde Sözcü Gazetesi’nde yayınlanan “Menderes Türel’in” söyleşisini okurken şu ifadeleri beni etkilemedi dersem yalan olur.
Şöyle diyor Türel, “4-5 bestem var, birisi anneme, birisi eşime, onları değerlendirmek istiyorum. Ben popüler müziğe batılı aranjeler yapıyorum, mesela çok sevdiğim bir arabesk şarkıyı caz motifleriyle çalıyorum.”
Bu sözlerden gerçekten keyif aldım.
İzlediğim bir Piyano Festivalinde Menderes Türel, “Bach’ın bir konçertosunu piyano ile icra ederek Festivalin açılış konserini vermişti.”
Bir yerel yönetici olan siyasetçinin sanatla sadece dinleyici olarak değil, icracı olarak da ilgilenmesi beni gerçekten mutlu etmişti.
Şimdi ise bir arabesk parçayı piyanoda caz motifleriyle çaldığını söylüyor.
Valla inanın merak ediyorum.
“Bu nedenle Türel’in aranje ettiği bu eseri videoya alarak sosyal medyada dolaşıma sokmasını istiyorum.”
Böylece izlemiş oluruz…
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama Türel’in sanata olan yatkınlığına ve eğilimine saygı duymak zorundasınız…
Türel’in bu konserinden yıllar sonra sanatı hayat biçimi olarak ele alan bir yerel siyasetçi daha hayatımıza girdi.
“Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal…”
2014 yılının güz aylarıydı…
Yeni seçilen Uysal’la bir söyleşi yapmak için aradım.
Bana hafta sonu buluşmak üzere bir adres verdi ve verdiği adrese gittiğimde buranın bir “müzik eğitim merkezi” olduğunu görünce şaşırmıştım.
İçeriye girdim ve elinde bağlama ile bir türküyü çaldığını görünce yavaşça kenara iliştim ve dinledim…
Çok büyük bir keyif almıştım…
İnanın oraya ne için gittiğimi unuttum ve Başkandan birkaç türküyü daha çalmasını istedim…
Beni kırmadı ve sadece bağlamayla çalmakla kalmayıp söyledi de türküleri…
Sesi de etkileyiciydi.
Daha sonraki yıllarda halkın katılımının olduğu tören ve toplantılarda bazen sazıyla, bazen gitarıyla sahneye çıktı ve çeşitli eserleri icra etti…
Büyük takdir topladı…
Uysal sadece müzikle yetinmeyip büyük bir keyifle okuduğum bir de “hikâye kitabı yazdı ve yayınladı…”
Her iki başkanın da halkta karşılığının olmasının en temel nedenlerinden birisi hiç kuşku yoktur ki sanatla ilgilenmeleridir…
Çünkü sanatı bilen ve sanatsal duyarlılık gösterebilen siyasetçiler “halkın ruhuna dokunabiliyor” demektir…
Unutmayın, Ecevit’i “Karaoğlan” yapan onun şairliği ve şairane ruhuydu…
Hatta temel unsurdur diyebiliriz…
Lakin siyaseti üreten siyasetçilerin, siyaset bilimcilerin ve uygulamacıların bu üretimlerinde ve uygulamalarında etkili olan asli unsurlardan birisi de “sanattır…”
Sanatla tanışmış, sanatçı duyarlılığa sahip olmuş ve hatta sanatsal üretimler ve icraatlar yapan siyasetçiler her zaman başarılı olmuş ve halk tarafından kabul görmüşlerdir.
Bu bağlamda geçenlerde Sözcü Gazetesi’nde yayınlanan “Menderes Türel’in” söyleşisini okurken şu ifadeleri beni etkilemedi dersem yalan olur.
Şöyle diyor Türel, “4-5 bestem var, birisi anneme, birisi eşime, onları değerlendirmek istiyorum. Ben popüler müziğe batılı aranjeler yapıyorum, mesela çok sevdiğim bir arabesk şarkıyı caz motifleriyle çalıyorum.”
Bu sözlerden gerçekten keyif aldım.
İzlediğim bir Piyano Festivalinde Menderes Türel, “Bach’ın bir konçertosunu piyano ile icra ederek Festivalin açılış konserini vermişti.”
Bir yerel yönetici olan siyasetçinin sanatla sadece dinleyici olarak değil, icracı olarak da ilgilenmesi beni gerçekten mutlu etmişti.
Şimdi ise bir arabesk parçayı piyanoda caz motifleriyle çaldığını söylüyor.
Valla inanın merak ediyorum.
“Bu nedenle Türel’in aranje ettiği bu eseri videoya alarak sosyal medyada dolaşıma sokmasını istiyorum.”
Böylece izlemiş oluruz…
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ama Türel’in sanata olan yatkınlığına ve eğilimine saygı duymak zorundasınız…
Türel’in bu konserinden yıllar sonra sanatı hayat biçimi olarak ele alan bir yerel siyasetçi daha hayatımıza girdi.
“Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal…”
2014 yılının güz aylarıydı…
Yeni seçilen Uysal’la bir söyleşi yapmak için aradım.
Bana hafta sonu buluşmak üzere bir adres verdi ve verdiği adrese gittiğimde buranın bir “müzik eğitim merkezi” olduğunu görünce şaşırmıştım.
İçeriye girdim ve elinde bağlama ile bir türküyü çaldığını görünce yavaşça kenara iliştim ve dinledim…
Çok büyük bir keyif almıştım…
İnanın oraya ne için gittiğimi unuttum ve Başkandan birkaç türküyü daha çalmasını istedim…
Beni kırmadı ve sadece bağlamayla çalmakla kalmayıp söyledi de türküleri…
Sesi de etkileyiciydi.
Daha sonraki yıllarda halkın katılımının olduğu tören ve toplantılarda bazen sazıyla, bazen gitarıyla sahneye çıktı ve çeşitli eserleri icra etti…
Büyük takdir topladı…
Uysal sadece müzikle yetinmeyip büyük bir keyifle okuduğum bir de “hikâye kitabı yazdı ve yayınladı…”
Her iki başkanın da halkta karşılığının olmasının en temel nedenlerinden birisi hiç kuşku yoktur ki sanatla ilgilenmeleridir…
Çünkü sanatı bilen ve sanatsal duyarlılık gösterebilen siyasetçiler “halkın ruhuna dokunabiliyor” demektir…
Unutmayın, Ecevit’i “Karaoğlan” yapan onun şairliği ve şairane ruhuydu…