Felaketler karşısında ülke olarak her zaman dayanışmanın ve birlikte hareket etmenin önemini bilen bir halkız.
27 Mayıs 1960 darbesi sonrası Hazinenin tam takır olduğu açıklandığında, her ne kadar sembolik olsa da, bu halk parmağındaki alyansları devletine vermiş bir halktır.
2001’de yaşanan derin krizden sonra 2003 yılında iktidara gelen AK Parti Genel Başkanı olan Erdoğan, “Yaşanan krizden dolayı Hazine güç durumdadır.
Halkımdan 3 yıl sabretmesini istiyorum.
Toparlanma sonrasında refah tabana doğru yayılacaktır” açıklaması yapmış ve bu açıklamasına halktan güçlü bir destek gelmiştir.
Kısacası Anadolu halkı, devleti sıkıntıya girdiğinde her zaman fedakârlık yapmayı bilmiştir.
Şimdi de bir kriz yaşıyoruz.
Ancak bu krizde devlet değil, halk sıkıntıya girdi…
Salgın yüzünden evlere kapanmak zorunda kalınmasından dolayı “işsizler ve işsiz kalanlar, emekçi halk zor durumda”
“Devletin her sıkıntısında halk, devletinin yanında olmuştur.
Şimdi halk sıkıntı da ve devlet halkının yanında olmak zorundadır.”
Ancak hiçte öyle olmadı.
Cumhurbaşkanı, yaptığı açıklama ile halkı milli bir dayanışmaya ve televizyonlarda “Iban numarası vererek herkesi bağış yapmaya çağırdı…”
Böyle bir dönemde devlet halktan parasal destek istemez, isteyemez…
Devlet Iban numarası vermez…
Devlet bağış toplamaz…
Aksine devlet halkına parasal destek vermek için yine bu halktan topladığı 382 kalem vergiden, bu türden krizler için ayırdığı fonu harekete geçirir…
Kısacası; devlet halkına şunu söylemeliydi;
“Böylesine bir krizde asla parayı, pulu düşünmeyin.
Biz herkesi ayakta tutacak çareler üretiriz.
Siz yeter ki bu salgının geçmesi için iletilen kurallara uyun…”
Kaldı ki, halk arasında, 15 Temmuz Şehitleri için toplanan 338 milyon TL ve Beşiktaş’ta yaşanan terör saldırısı sonrası şehit ya da gazi olan polisler için toplanan 52 milyon TL’nin doğru yerlerde kullanılmadığı yönünde dedikodular yapılmaktadır.
Keza aynı kuşkulu yaklaşımlar deprem için toplanan fonların depremzedeler için harcanmadığı yönünde de olduğu dedikoduları halk arasında yaygın bir durumdadır.
Cumhurbaşkanının dediği gibi elbette “biz bize yeteriz…”
Elbette zor zamanları aşmak için milli bir dayanışmayı her zaman bu halk yapar ve yapmalıdır da…
Ancak bu kriz için yöntem bu değildir…
Devlet asla ve asla bankaların Iban numaralarını vererek “yardım kampanyası açmaz…”
Bu türden sosyal dayanışmayı yapacak olan kurumlar “belediyelerdir…”
Devlet, belediyelerin açacağı böyle bir yardımlaşma kampanyasına maddi ve manevi destek olur…
Kaldı ki bu halkın artık verecek parası da kalmamıştır…
Birkaç ay daha bu böyle sürerse korkarım açlık baş gösterebilir ve gıda temini zorlaşabilir…
Bu türden yardımlar talepleri için Malatya’da söylenen bir söz vardır:
“Ne umarsın bacından, bacın ölüyor acından…”