Bazı kelimeler tıpkı bazı insanlar gibi çok sevimlidir.
Anlamını aşan değer taşırlar.
Bunlardan bahtiyar kelimesini çok severim.
“Tâlihli, mesut, mutlu”, diye tanımlıyor sözlük, kökeni Farsça.
Genellikle mutluluk ifadesi olarak telakki edilir ama sadece bundan ibaret değildir.
Huzurdan, mutluluğa, çaresizlikten sonsuzluğa uzanan bir yelpazenin tamamının adıdır.
Ümit de içerir, teslimiyet de…
İç huzur demektir.
Gelecek güzel günleri düşünen de bahtiyar olabilir, elinden gelenin en iyisini yaptığını düşünüp kötü günleri bekleyen de…
İçinde farklı anlamlar barındırsa da özü pozitiftir
Bazı insanlar vardır. İlk görüşte seversiniz.
Hemen kanınız kaynar
Boyu-posu, cinsiyeti, şekli, şemali ne olursa olsun sevimli gelir size.
Gözleri güvenle bakar.
Belki heybetli değildir ama duruşu sağlamdır.
Aslında sıradan biridir ama yine de sevimli gelir size.
İyi biri olduğunu hemen anlarsınız.
İşte böyle biridir Ahmet Kaya’da…
Hayatı bahtiyarlık içinde geçmeyenler, bahtiyar yaşasınlar diye, “Bahtiyar” ismi koyarlar çocuklarına.
Bunlardan birini Ahmet Kaya’nın şarkısıyla tanımıştık:
“…Aslan gibi göğsü türküler içinde
Rastlardım avluda
Hep volta atarken
Cigara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz
Dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeği sularken
Diyarbakırlıymış adı bahtiyar suçu saz çalmakmış …”
Sadece Kürtçe şarkı söylediği için Kaya’yı linç edenler bahtiyarlar mıdır acaba derin uykularında…
On gün önce kutladık cumhuriyetin 96. Yıl dönümünü.
Alanlar, televizyonlar, gazeteler, sosyal medya… Neredeyse herkes coşku içindeydi.
Lakin coşku içindeki hiç kimse, hiç birimiz, yasaklandığı için 26 gündür Kırkağaç’ta, asfalt kenarında bekletilen Soma işçilerini görmedi, göremedi.
Başkanı % 70 oyla seçilen Cizre belediye Başkanının yerine kayyum atanmasını da kimse görmedi, göremedi.
Olsun… Cumhuriyetin coşkusu var ya…
Daha birçok olayı da göremedik ve sorgulayamadık… IŞİD lideri Bağdadi’nin nasıl Türkiye sınırına 5 kilometre yaklaşabildiğini, vurulduğu yerin Türkiye’nin gözlem noktalarından birinin burnunun dibinde olduğunu,- her ne kadar sonradan karısını kızını yakalasak- da göremedik ve haliyle sorgulayamadık
Kimileri, İBB’nin Salacak’taki görsel şölende İmamoğlunun ve eşinin kıyafetini görmüş.
Kimileri saraya davet edilen sanatçıların servis edilen fotoğraflardaki o sefil hallerini görmüş, midesi bulanmış.
Ama en iyi gören galiba Enver Aysever olmuş:
“Kutladığımız Cumhuriyet çoktan yıkıldı.
Ya yenisini kurmak İçin çabalayacağız ya da bu maskeli baloya katılacağız.”
Bağımsız-demokratik ve özgür bir ülke için hayatlarını ortaya koyan ve bahtiyarlık içinde can veren Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve yüzlerce, binlerce yurtseverden başka ne var elimizde?
Onlardan geriye ne kaldı?
Şimdi herkes kendi kendisine sorsun; “bahtiyar mıyız?”