Erdoğan ve AK Parti sözcüleri, yerel seçim propagandasını her zaman olduğu gibi yine CHP’ye yönelik eleştirileri üzerine kuruyorlar.
17 yıldır ülkeyi tek başlarına yönetmekten sorumlu olanlar, ekonomik krizin, işsizlik ve yoksulluğun, yolsuzlukların hesabını 69 yıldır iktidar olamayan CHP’den soran bir anlayışla seçime gidiyoruz.
Özellikle CHP’nin tek partili iktidar yıllarında icraatlarına yönelik saydırıyorlar.
Oysa bu seçimde oy kullanacak olanlar;
Ne tek partili dönemde yaşadılar,
Ne İsmet İnönü’yü tanırlar,
Ne de CHP iktidarını gördüler…
Yine de bu çizgide propagandalarını sürdürüyorlarsa demek ki bu propagandanın halkta karşılığı var.
Yani seçmenler yaşamadığı ve yöneticilerini tanımadığı bir dönemle ilgili anlatılanlardan etkileniyorlar…
İşte bu noktada CHP sözcülerini seçmenin bizzat tanıdığı, içinde yaşadığı bu iktidarın neden olduğu krizlerin, yokluk ve yolsuzlukların üzerine yeterince gitmiyorlar…
Bunun nedenini sorulduğunda ise yapılan açıklama; “sağ seçmenden oy almak için onların oy verdikleri partileri sert biçimde eleştirmek onların yine o partilerde konsolide olmalarına yol açar” şeklinde reel politikayla da siyaset bilimiyle de alakalı olmayan, sınıfsal anlamda da emekçi halkın yanında olmayan bir çizgidir bu.
Bu çizginin iflas ettiğini anlamaları için daha kez geri vitese takılması gerekiyor?
Ekmelettin ile iflas etti…
“İstikşafi” görüşmeleri ile iflas etti…
Bahçeli’ye başbakanlık teklifi ile iflas etti…
24 Haziran’da Millet İttifakıyla bir kez daha iflas etti…
Kısacası, sağ seçmenden oy almak için “sağcılaşmanın” o tabanda karşılığının olmadığı birkaç kere görülmesine rağmen neden bu çizgide hala ısrar edilir anlayabilmek gerçekten zor…
Hadi AK Partiyi anlarım, sorumluluklarını ört bas etmek için geriye dönük referanslarla seçmene ulaşmaya çalışıyor…
Ama CHP başta olmak üzere muhalefet partileri niye hayatın gerçeklerinden yola çıkmazlar ve sorumluları sandıkta gömmeye çabalamazlar…
Siyasi partilerin bu tür propaganda yöntemleri aklıma internetten aldığım antik çağla ilgili bir anekdotu getirdi.
Antik çağda umumi tuvaletlere latirna denirdi.
Dönemin köle sahipleri bu yerlerde sadece tuvalet ihtiyacınızı gidermez, ayrıca diğer köle sahipleriyle sohbet imkânı da bulurlardı.
Benzetmek gibi olursa aynen şimdinin cafeleri gibi yani…
Cafelerde yüksek müzik ile gürültülü ortamın bastırılmak istenmesi gibi laternalarda da boşaltım sırasındaki sesleri duymamak için ortadaki süs havuzundan yararlanılırdı.
Süs havuzundaki suyun şırıltısı boşaltımın gürültüsünü bastırmak içindi.
Kötü kokuları önlemek için de güzel kokan bitkilerden bir köşe bile yapılırdı.
Efes Antik kentinde ise su sesinin yanı sıra sürekli lir çalan bir kadın sanatçı bile vardı.
Kış günleri kentsoylular köleleri ile Latrinaya giderlerdi.
Önce köle işini görürdü.
Köle soğuk mermeri ısıtır, böylece efendinin poposu ısınmış mermere değmiş olurdu.
17 yıldır ülkeyi tek başlarına yönetmekten sorumlu olanlar, ekonomik krizin, işsizlik ve yoksulluğun, yolsuzlukların hesabını 69 yıldır iktidar olamayan CHP’den soran bir anlayışla seçime gidiyoruz.
Özellikle CHP’nin tek partili iktidar yıllarında icraatlarına yönelik saydırıyorlar.
Oysa bu seçimde oy kullanacak olanlar;
Ne tek partili dönemde yaşadılar,
Ne İsmet İnönü’yü tanırlar,
Ne de CHP iktidarını gördüler…
Yine de bu çizgide propagandalarını sürdürüyorlarsa demek ki bu propagandanın halkta karşılığı var.
Yani seçmenler yaşamadığı ve yöneticilerini tanımadığı bir dönemle ilgili anlatılanlardan etkileniyorlar…
İşte bu noktada CHP sözcülerini seçmenin bizzat tanıdığı, içinde yaşadığı bu iktidarın neden olduğu krizlerin, yokluk ve yolsuzlukların üzerine yeterince gitmiyorlar…
Bunun nedenini sorulduğunda ise yapılan açıklama; “sağ seçmenden oy almak için onların oy verdikleri partileri sert biçimde eleştirmek onların yine o partilerde konsolide olmalarına yol açar” şeklinde reel politikayla da siyaset bilimiyle de alakalı olmayan, sınıfsal anlamda da emekçi halkın yanında olmayan bir çizgidir bu.
Bu çizginin iflas ettiğini anlamaları için daha kez geri vitese takılması gerekiyor?
Ekmelettin ile iflas etti…
“İstikşafi” görüşmeleri ile iflas etti…
Bahçeli’ye başbakanlık teklifi ile iflas etti…
24 Haziran’da Millet İttifakıyla bir kez daha iflas etti…
Kısacası, sağ seçmenden oy almak için “sağcılaşmanın” o tabanda karşılığının olmadığı birkaç kere görülmesine rağmen neden bu çizgide hala ısrar edilir anlayabilmek gerçekten zor…
Hadi AK Partiyi anlarım, sorumluluklarını ört bas etmek için geriye dönük referanslarla seçmene ulaşmaya çalışıyor…
Ama CHP başta olmak üzere muhalefet partileri niye hayatın gerçeklerinden yola çıkmazlar ve sorumluları sandıkta gömmeye çabalamazlar…
Siyasi partilerin bu tür propaganda yöntemleri aklıma internetten aldığım antik çağla ilgili bir anekdotu getirdi.
Antik çağda umumi tuvaletlere latirna denirdi.
Dönemin köle sahipleri bu yerlerde sadece tuvalet ihtiyacınızı gidermez, ayrıca diğer köle sahipleriyle sohbet imkânı da bulurlardı.
Benzetmek gibi olursa aynen şimdinin cafeleri gibi yani…
Cafelerde yüksek müzik ile gürültülü ortamın bastırılmak istenmesi gibi laternalarda da boşaltım sırasındaki sesleri duymamak için ortadaki süs havuzundan yararlanılırdı.
Süs havuzundaki suyun şırıltısı boşaltımın gürültüsünü bastırmak içindi.
Kötü kokuları önlemek için de güzel kokan bitkilerden bir köşe bile yapılırdı.
Efes Antik kentinde ise su sesinin yanı sıra sürekli lir çalan bir kadın sanatçı bile vardı.
Kış günleri kentsoylular köleleri ile Latrinaya giderlerdi.
Önce köle işini görürdü.
Köle soğuk mermeri ısıtır, böylece efendinin poposu ısınmış mermere değmiş olurdu.