Muktedirin propaganda işlerinden sorumlu olan Diyanet İşleri Başkanı fetva vermiş:
“‘Kuran kurslarında bir tuğlası olana, cennette ev verilecek…”
Cennetin anahtarı, cennette arsa derken cennette eve geldik…
Bu fetvaya hiç kuşku yoktur ki sorgulamadan inanan muhafazakârlar vardır…
Daha çok devlet okulu yapılması ve böylece yurttaşlarımızın paralı eğitim veren okullardan kurtulması için fetva verecek hali yoktur zat-ı muhteremin…
Çünkü bunca felaketin ve hayatın yaşanmaz hale getirildiği ülkede, muktedirin ve çevresinin iktidarlarını sürdürmeleri için “sorgulama yapandan” daha çok sorgulamayan ve körü körüne inanan insanların yetiştirilmesi gerekir.
Diyanet İşleri Başkanı da bunu yapıyor…
Van yakınlarında 15 mülteci donarak ölmüş.
40 tanesi de donmaktan son anda kurtarılmışlar..
Irmaklar, göller, evdeki çeşmeler donuyor.
Kurtlar- kuşlar ayaz yemekten kımıldayamıyor
Kar-kış aman vermiyor…
“İnsanlık tarihinin en büyük göç dalgasının yaşandığı yıllardayız…”
Bir ekmek uğruna kar-kış ayaz-soğuk demeden evini ülkesini terk edenlerin umutları ya Aras nehrinde ya Ege Denizinin dalgalarında ya da Akdeniz’in derin sularında son buluyor…
Erzurum esnafları da felaketlerden kurtulmanın çaresini ekmekte bulmuşlar…
487 yıl önce Pir Ali Baba tarafından başlatılan “Binbir Hatim” geleneğine uygun olarak doğaya 2001 ekmek bırakılmış, kurt-kuş yesin, felaketler bir daha yaşanmasın diye.
Bir umut işte…
Lakin umurumda mı bütün bunlar Diyanet İşleri Başkanının…
Yeter ki kuran kurslarına bir tuğla koyun…
Soğuktan donsanız da cennette bir eviniz olur nasılsa…
Deprem, çığ, uçak gibi felaketleri ve bu felaketlerden hayatlarını kaybedenlerin yanında şehit haberleri, açlıktan intihar eden yurttaş haberleri bile sıradan haberler artık.
Kuran kursuna bir tuğla koymaya çağıranların gündemlerinde bunlar yok…
Gazetelere geçen bir haberi okumuşsunuzdur, televizyonlarda haber olarak da yer aldı.
“Uzun süredir işsiz olduğu öğrenilen Adem Yarıcı isimli baba, Hatay Valiliği önüne gelmiş, Çocuklarım aç demiş ve kendini yakmış.”
Bu olay üzerine Valinin açıklaması, Diyanet İşleri Başkanının kuran kurslarına bir tuğla koyun açıklamasından daha da beter.
“Psikolojik rahatsızlığı vardı”
Beterin beterini de meclis üyesi söylemiş.
“Böyle ucuz siyasi manevraları millet yemez"
Bir Allahın kulu çıkıp da “yahu sen ne şaklabansın, adam hayatını veriyor, bunun siyasi manevrası nerede” diye sormamış…
Şaşırmıyorum artık…
Yüz binlerce cami ve kuran kursu varken yenileri için tuğla koymaya çağrılan ve buna tepki verilmeyen ülkem insanlarının bu açıklamaları sorgulamasını beklemiyorum artık…
Çünkü muktedirlerin iktidarı ve küresel şirketlerin soygunlarının sürmesi için hesap sormayan ve sorgulamayan bir toplum yaratılıyor ve yaratılması da sürdürülüyor, kuran kurslarına bir tuğla koymaya çağırarak…
Diyanet İşleri Başkanı akıllı bir adam…
Bütün bunların kader ve fıtrat olduğuna inananların olduğu ülkem insanlarının okula değil, kuran kursuna tuğla koymaya koşacağını çok iyi biliyor…
Kuran kurslarına bir tuğla koyduğunda cennette evi olacağına inananların ellerinde tuğla ile koşarak gittiği, depremi önlemenin duayla mümkün ve açlık intiharlarının “siyasi manevra” olduğuna inanan ülkem insanlarına artık kızmıyor ve şaşırmıyorum…
Geberdiğinde gittiğin yerde neden burdayım dersen, tuğla koymadın, koyanlarlada alay ettin derlerse pişman olma..son pişmallık bi pişmiş tuğla etmez