Tarih tekerrürden ibarettir, diye bir söz vardır.
Çoğu insan bunu doğru kabul eder ancak, tarihin farklı dönemlerinde aynı olay iki kez yaşanmışsa bunun anlamı “benzer olaylarda aynı hata tekrar edilmiş” demektir.
Kılıçdaroğlu bunu bildiği için “aynı hataların tekrar edilmemesi” yönünde adımlar atmanın çalışması içinde.
Çok iyi bilindiği gibi, 1989 yerel seçiminde SHP (CHP), yüzde 29 oy oranı ile 1. Parti olmuş ve üç büyük il dâhil –o yıllarda toplam 67 olan il vardı- 41 il belediyesi kazanmıştı.
1991 genel seçiminden sonra ANAVATAN partisi iktidardan uzaklaştırılmış ve SHP, DYP ile koalisyon hükümeti kurmuştu.
Kısacası; SHP (CHP), hem iktidarda, hem de en çok belediyeye sahip parti olarak tek başına iktidarı hedefleyen konumundayken “iki temel nedenden dolayı,” 1994 yerel seçiminde elindeki belediyeleri kaybettiği gibi 1995 genel seçiminde de yüzde 10,5 oy oranı ile zar zor TBMM’ye girebilmişti.
1989 ve 1991 seçimlerinde en üst düzeyde oy alındığı halde sonraki seçimlerde hüsranları yaşayarak çöküşe geçmenin iki temel nedeni vardır.
*****
Birincisi, SHP’nin CHP’ye katılımı ile tüm kontrolün Deniz Baykal ve ekibine verilmesi sonucunda yaşanan siyasal çizgi ve sol kadroların tasfiyesidir.
(Bu konu ayrıca detaylıca ilerde ele alınacaktır)
İkincisi ise “41 belediyede yaşanan yolsuzluklar, yanlışlıklar, sosyal politikalardan uzaklaşmalardır.”
Bu dönemde yaşanan İstanbul Belediyesindeki İSKİ skandalı tek başına ciddi olarak partiyi yıprattı.
Ancak diğer belediyelerde de İSKİ benzeri çok ciddi yolsuzluklar ortaya çıktı.
*****
İşte şimdi Kılıçdaroğlu 31 Mart seçimlerinde yerel yönetimlerde elde edilen başarının arkasından 1989 sonrası yaşananlara benzer olayların yaşanmaması için işleri sıkı tutuyor.
Geçtiğimiz günlerde Genel Merkezde başında Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu “Yerel Yönetimler Eşgüdüm Merkezi” kurulmuş.
“Eşgüdüm Kurulu, CHP’li belediyelerin projelerini, kadrolaşmalarını, örgütlerle olan ilişkilerini düzenleyecek.”
Kurula bağlı, çeşitli akademisyenler ve belediyecilikte deneyimli kişilerden oluşturulan komisyonların başına ise Belediyecilik duayeni olarak adlandırılan “Murat Karayalçın” getirilmiş.
Bundan böyle CHP’li belediye başkanları bu kurulla birlikte çalışacak, izlenecek her türlü programlar ve bu programları yürütmekle görevli olacak olan kadrolar belediye başkanları ve Eşgüdüm Kurulu ile birlikte karara bağlanacak.
Kılıçdaroğlu; Eşgüdüm Kurulunu hem tanıtmak, hem tanışmalarını sağlamak, hem de belediyelerin izleyeceği siyaseti ve sosyal politikaları belirlemek amacıyla önümüzdeki hafta Afyon’da 3 günlük bir kampa alıyor belediye başkanlarını.
Sadece CHP’li belediye başkanlarının katılacağı bu toplantıda bir anlamda önümüzdeki 5 yılda izlenecek siyasetin rotası belirlenecek.
Bu rotadan çıkılmaması yönünde gereken tedbirler görüşülecek.
Özellikle belediye üst yönetimlerinde görevlendirilecek kadroların sadece başkanın inisiyatifi ile değil, kurulla birlikte belirlenmesi karar bağlanacak.
Öyle görünüyor ki, Kılıçdaroğlu “tarihi tekerrür ettirmemeye kararlı…”
Çoğu insan bunu doğru kabul eder ancak, tarihin farklı dönemlerinde aynı olay iki kez yaşanmışsa bunun anlamı “benzer olaylarda aynı hata tekrar edilmiş” demektir.
Kılıçdaroğlu bunu bildiği için “aynı hataların tekrar edilmemesi” yönünde adımlar atmanın çalışması içinde.
Çok iyi bilindiği gibi, 1989 yerel seçiminde SHP (CHP), yüzde 29 oy oranı ile 1. Parti olmuş ve üç büyük il dâhil –o yıllarda toplam 67 olan il vardı- 41 il belediyesi kazanmıştı.
1991 genel seçiminden sonra ANAVATAN partisi iktidardan uzaklaştırılmış ve SHP, DYP ile koalisyon hükümeti kurmuştu.
Kısacası; SHP (CHP), hem iktidarda, hem de en çok belediyeye sahip parti olarak tek başına iktidarı hedefleyen konumundayken “iki temel nedenden dolayı,” 1994 yerel seçiminde elindeki belediyeleri kaybettiği gibi 1995 genel seçiminde de yüzde 10,5 oy oranı ile zar zor TBMM’ye girebilmişti.
1989 ve 1991 seçimlerinde en üst düzeyde oy alındığı halde sonraki seçimlerde hüsranları yaşayarak çöküşe geçmenin iki temel nedeni vardır.
*****
Birincisi, SHP’nin CHP’ye katılımı ile tüm kontrolün Deniz Baykal ve ekibine verilmesi sonucunda yaşanan siyasal çizgi ve sol kadroların tasfiyesidir.
(Bu konu ayrıca detaylıca ilerde ele alınacaktır)
İkincisi ise “41 belediyede yaşanan yolsuzluklar, yanlışlıklar, sosyal politikalardan uzaklaşmalardır.”
Bu dönemde yaşanan İstanbul Belediyesindeki İSKİ skandalı tek başına ciddi olarak partiyi yıprattı.
Ancak diğer belediyelerde de İSKİ benzeri çok ciddi yolsuzluklar ortaya çıktı.
*****
İşte şimdi Kılıçdaroğlu 31 Mart seçimlerinde yerel yönetimlerde elde edilen başarının arkasından 1989 sonrası yaşananlara benzer olayların yaşanmaması için işleri sıkı tutuyor.
Geçtiğimiz günlerde Genel Merkezde başında Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu “Yerel Yönetimler Eşgüdüm Merkezi” kurulmuş.
“Eşgüdüm Kurulu, CHP’li belediyelerin projelerini, kadrolaşmalarını, örgütlerle olan ilişkilerini düzenleyecek.”
Kurula bağlı, çeşitli akademisyenler ve belediyecilikte deneyimli kişilerden oluşturulan komisyonların başına ise Belediyecilik duayeni olarak adlandırılan “Murat Karayalçın” getirilmiş.
Bundan böyle CHP’li belediye başkanları bu kurulla birlikte çalışacak, izlenecek her türlü programlar ve bu programları yürütmekle görevli olacak olan kadrolar belediye başkanları ve Eşgüdüm Kurulu ile birlikte karara bağlanacak.
Kılıçdaroğlu; Eşgüdüm Kurulunu hem tanıtmak, hem tanışmalarını sağlamak, hem de belediyelerin izleyeceği siyaseti ve sosyal politikaları belirlemek amacıyla önümüzdeki hafta Afyon’da 3 günlük bir kampa alıyor belediye başkanlarını.
Sadece CHP’li belediye başkanlarının katılacağı bu toplantıda bir anlamda önümüzdeki 5 yılda izlenecek siyasetin rotası belirlenecek.
Bu rotadan çıkılmaması yönünde gereken tedbirler görüşülecek.
Özellikle belediye üst yönetimlerinde görevlendirilecek kadroların sadece başkanın inisiyatifi ile değil, kurulla birlikte belirlenmesi karar bağlanacak.
Öyle görünüyor ki, Kılıçdaroğlu “tarihi tekerrür ettirmemeye kararlı…”