“Herkesi demokrasi şölenine davet ediyorum. İsteyen herkes parti yönetimine girecek. Bu nedenle Genel İdare Kurulunun 50 kişisinin seçimini çarşaf listeyle yapacağız…”
Bu sözleri Kurultay konuşmasında ifade eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.
Dediği gibi de oldu ve Kurultayda çarşaf liste uygulaması yapıldı ama ne demokrasi şöleni oldu, ne de İYİ Partiye oy veren yüzde 9’luk seçmenin iradesi tecelli etti.
Böylece kurultay sonrası parti içinde ciddi bir tartışmanın sancılı yolu açıldı.
Peki, ne oldu da “giderek parti içi ciddi kavgaların yapılmasının yolu açıldı?”
“Sorunun kaynağı; İYİ Partide ülkücü hareketin iki lideri olan Koray Aydın ve Musavvat Dervişoğlu’nun çarşaf listeye gizli bir anahtar liste yerleştirmesidir.”
GİK üyesi olmak için başvuran 250 delegenin liste sıralaması “Tüzüğün 33. Maddesine göre, kura ile belirlenecek harften başlayarak yapılır,” hükmüne rağmen Divan Başkanı Dervişoğlu, bunu yapmayarak başvuru sırasına göre listeyi yapar.
Dervişoğlu ve Koray Aydın’ın hazırladığı isimlerden oluşan ve seçimle GİK üyesi olan kişiler 110. Sıradan başlayarak arka arkaya kuyruğa girerek 150. Sıraya dek kayıt yaptırırlar.
Araya başka isimlerin alınmadığı bu 40 kişi bir anlamda çarşaf listede “anahtar” durumuna getirilir.
Ve hemen Koray Aydın’ın ekibindekiler “110 ile 150 arasındakilere oy vereceksiniz” şeklindeki mesajlarla delegeler üzerinde baskı kurarlar.
Antalya’dan sadece “milletvekili Tuğba Çokal” kadın kontenjanından GİK üyesi seçilir.
Ancak Çokal listede 22. Sırada olmasına rağmen, Koray Aydın’ın talimatıyla blok dışı sıralamada olanlardan 22-179-187-25. ci sırada olanlara da oy verilmesi istenir.
Çokal’ın, ekibe alınmasında “Fatih Mehmet Doğrucan’ın” etkili olduğu, kurultay öncesinde Çokal’ın elinden tutarak Genel Merkeze gidip Koray Aydın’la görüştürdüğü İYİ Partililer arasında yaygın bir söylenti durumunda.
Kısacası, Divan Başkanı Musavvat Dervişoğlu ve Koray Aydın’ın birlikte kotardıkları bu ayak oyunu ile İYİ Partinin liberal demokratları, merkez sağdan gelen kadroları ve hatta kendini kanıtlamış Türk milliyetçisi kimi kadrolar devre dışı bırakılır.
Soru şu: bu kurultayda demokrasi şöleni olacağını ilan eden Akşener’in, oynanan bu oyundan haberi var mıdır?
Kimilerine göre Akşener’de oyuna getirilmiş, kimine göre de hiçbir şey Akşener’in izni olmadan yapılamaz denilmekte.
“Her ne şekilde olmuş olursa olsun, bu gelişme GİK’e aday olmadıkları başta Ahad Andican, Aytuğ Çıray, Hasan Subaşı, Ümit Özdağ, İsmail Koncuk, Fatma Kamiloğlu başta olmak üzere merkez ve taşrada bu ekibin dışında kalanlarda ciddi tepki oluşturur.”
Aslında bu kurultayın yapılış amacı; taşradan Genel Merkeze gelen Koray Aydın ve ekibine yönelik yoğun şikâyetlerin ve tartışmaların bitirilmesi içindir.
Ancak görünen o ki, aynı tas, aynı hamam, sadece tellaklar değişmiş…
Şunu da belirtmeden geçmeyeyim:
Bu Kurultay atama delegelerle yapılan koftiden bir kurultaydır, sadece gaz almak ve ses kesmek için yapılmıştır.
“Gerçek anlamda İYİ Partiye oy veren milyonların iradesinin ortaya çıkması için ilçe, il kongrelerinin yapılması ve bu kongrelerde kurultay delegelerinin tabanın tercihine göre seçilmesi gerekir.”
Ancak görünen o ki, Koray Aydın’ın ekibinden olan taşra yöneticileri bununda yolunu kesiyorlar.
Kurucular dâhil İYİ Partiye kendilerinden olmayanların üyeliklerini bile yapmıyorlar.
Bahçeli’nin manipülasyonu
Kurultaydan birkaç gün önce Bahçeli bir açıklama yaptı ve dedi ki, “düşüncesi burada kendisi başka yerde olanlara kapılarımız açıktır.”
Yani, İYİ Partide olan ülkücülere seslendi güya…
Aslında İYİ Partide ki ülkücülerin yeniden MHP’ye gelmeyeceklerini bilmiyor mu Bahçeli? Elbette iyi biliyor.
Öyleyse neden bunu söyleme gereği duydu?
Bahçeli, İYİ Partili demokrat ve liberaller üzerinde “aman haaa ülkücüleri kırmayalım ve onları dışlamayalım yoksa MHP’ye gidebilirler” algısını oluşturmak ve böylece ülkücülerin İYİ Parti hâkimiyetini meşrulaştırmak amacıyla bu açıklamayı yapmıştır.
Görünen o ki, Bahçeli ve Koray Aydın’ın ortak operasyonu şimdilik amacına ulaşmıştır.
Sonuç:
Liberal, merkez sağ ve milliyetçi demokratlar dışlanmışlık ve kullanılmışlık duygusu içerisinde.
Bu duygunun sonucu olarak önceleri sessizliklerini korurken şimdi itirazlarını yüksek sesle dile getiriyorlar.
Partiye üye olmanın yolları açılmadıkça, ilçe ve il kongreleri yapılıp taban iradesi ortaya çıkmadıkça bu itirazların süreceği ve ısrarlar sürerse de ciddi bir parti içi kavga ve tasfiyeye gidileceğini sanıyorum…
Bu gidişle İYİ Partinin çarşafa dolanması işten bile değil…