Muhittin Başkan, bir süre önce çıkan haberlere göre; İçişleri Bakanlığından müfettiş isteyerek Büyükşehrin geçmişe dönük projelerini ve hesaplarının incelenmesi istemişti.
İstanbul seçiminin hay huyu arasında bu talebi değerlendirme fırsatımız olmamıştı.
Muhittin Başkan, belediyenin hesaplarının ve geçmiş 5 yılın faaliyetlerinin incelenmesini istemekle çok doğru bir adım atmıştır.
Çünkü Türel’in son dönemi ile ilgili yapılan yolsuzluk ve Belediyenin rantının yandaşlara aktarılması konularında yoğun iddialar vardır.
Her ne kadar iddia gibi olsa da ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Nitekim geçen günkü yazımda ekmek fabrikasının Ülker isimli bir şirkete kiralanması sonucunda Belediyenin ucuz ekmek büfelerine dışarıdan ekmek alımı yapılarak ekmek üzerinden büyük bir rant yaratılmış ve bu rant yine iddialara göre “Türel’e çok yakın olan bir gazete patronuna aktarılmıştır.”
Bana gelen rant kapıları aralanmış o kadar çok dosya var ki şaşırmamak elde değil.
Ancak bunları Muhittin Başkanın talep ettiği İç İşleri Bakanlığı müfettişlerinin incelemelerinden sonraya bırakacağım.
Ancak şimdilik kaydıyla şu kadarını söyleyeyim:
Rant kapısı yaratılarak kaynak aktarılan adres nedense hep aynı kişiler olarak karşıma çıkmaktadır.
Mesela temsil ve ağırlama giderlerinden…
Mesela kültür ve sanat faaliyetlerinden…
Mesela yemekli toplantıların organizasyonundan…
Mesela önemli günlerin kutlamalarından…
Yüz milyonlarca TL yi aşan kaynaklar “aynı kişilerin farklı şirketlerine aktarılmış…”
Müfettiş denetimlerinden sonra bunlar açıklığa çıkacaktır elbette.
*****
Şimdilerde Türel döneminin kaynaklarını çeşitli kumpaslarla organize şekilde götürenleri bir telaş almış durumda.
Yapılacak denetimler sonucunda bunlar ortaya çıkacağından bunun sonuçlarını en az hasarla atlatabilmek için bir takım organizasyonlara girmiş durumdalar.
Yapılan şey kendisine CHP kanadından bir kalkan oluşturmak şekilde yorumlanabilir.
CHP çevresinden bazı insanların uzatılan havuçlara atlama yapısına yatkın olduklarını bildiklerinden onlara havuç uzatmada gecikmemişler.
*****
Öte yandan CHP çevrelerindeki bazı saftirik diyebileceğim insanlarda Belediyenin yüz milyonlarca lirasını götüren bu kişilerle ilgili “ya aslında bu insanlar özünde sosyal demokrattırlar” ya da “bu kişiler her ne kadar Türel’in ve AK Partinin yanında durmuşlarsa istediklerinden değil, zorunlu olduklarındandır” gibi savunmalarla bilmeden olumlu algı oluşturuyorlar…
Büyükşehrin kaynaklarıyla hatırı sayılır servet elde eden bu kişiler gerçekten akıllı insanlar.
Bir yandan solculardan kendilerine koruma kalkanı oluşturuyorlar,
Diğer yandan da yapılan algı çalışmasıyla da CHP tabanında sempatik hale getiriliyorlar…
Böylece İhale Kanunun 51/g maddesi ve doğrudan alımlarla elde ettikleri haksız kazancın hesabının sorulmasını engellemeye çalışıyorlar.
Ama yapamayacaklar…
Bu kentin gerçek sahibi olan Antalya halkı ve kanaat önderleri yapılan bu soygunun hesabının sorulması konusunda sonuna kadar mücadele edeceklerdir.
Bazı CHP’li ve solcu geçinen kalem erbabına da tavsiyem, “kimseye Truva Atı olmayın..”
İstanbul seçiminin hay huyu arasında bu talebi değerlendirme fırsatımız olmamıştı.
Muhittin Başkan, belediyenin hesaplarının ve geçmiş 5 yılın faaliyetlerinin incelenmesini istemekle çok doğru bir adım atmıştır.
Çünkü Türel’in son dönemi ile ilgili yapılan yolsuzluk ve Belediyenin rantının yandaşlara aktarılması konularında yoğun iddialar vardır.
Her ne kadar iddia gibi olsa da ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Nitekim geçen günkü yazımda ekmek fabrikasının Ülker isimli bir şirkete kiralanması sonucunda Belediyenin ucuz ekmek büfelerine dışarıdan ekmek alımı yapılarak ekmek üzerinden büyük bir rant yaratılmış ve bu rant yine iddialara göre “Türel’e çok yakın olan bir gazete patronuna aktarılmıştır.”
Bana gelen rant kapıları aralanmış o kadar çok dosya var ki şaşırmamak elde değil.
Ancak bunları Muhittin Başkanın talep ettiği İç İşleri Bakanlığı müfettişlerinin incelemelerinden sonraya bırakacağım.
Ancak şimdilik kaydıyla şu kadarını söyleyeyim:
Rant kapısı yaratılarak kaynak aktarılan adres nedense hep aynı kişiler olarak karşıma çıkmaktadır.
Mesela temsil ve ağırlama giderlerinden…
Mesela kültür ve sanat faaliyetlerinden…
Mesela yemekli toplantıların organizasyonundan…
Mesela önemli günlerin kutlamalarından…
Yüz milyonlarca TL yi aşan kaynaklar “aynı kişilerin farklı şirketlerine aktarılmış…”
Müfettiş denetimlerinden sonra bunlar açıklığa çıkacaktır elbette.
*****
Şimdilerde Türel döneminin kaynaklarını çeşitli kumpaslarla organize şekilde götürenleri bir telaş almış durumda.
Yapılacak denetimler sonucunda bunlar ortaya çıkacağından bunun sonuçlarını en az hasarla atlatabilmek için bir takım organizasyonlara girmiş durumdalar.
Yapılan şey kendisine CHP kanadından bir kalkan oluşturmak şekilde yorumlanabilir.
CHP çevresinden bazı insanların uzatılan havuçlara atlama yapısına yatkın olduklarını bildiklerinden onlara havuç uzatmada gecikmemişler.
*****
Öte yandan CHP çevrelerindeki bazı saftirik diyebileceğim insanlarda Belediyenin yüz milyonlarca lirasını götüren bu kişilerle ilgili “ya aslında bu insanlar özünde sosyal demokrattırlar” ya da “bu kişiler her ne kadar Türel’in ve AK Partinin yanında durmuşlarsa istediklerinden değil, zorunlu olduklarındandır” gibi savunmalarla bilmeden olumlu algı oluşturuyorlar…
Büyükşehrin kaynaklarıyla hatırı sayılır servet elde eden bu kişiler gerçekten akıllı insanlar.
Bir yandan solculardan kendilerine koruma kalkanı oluşturuyorlar,
Diğer yandan da yapılan algı çalışmasıyla da CHP tabanında sempatik hale getiriliyorlar…
Böylece İhale Kanunun 51/g maddesi ve doğrudan alımlarla elde ettikleri haksız kazancın hesabının sorulmasını engellemeye çalışıyorlar.
Ama yapamayacaklar…
Bu kentin gerçek sahibi olan Antalya halkı ve kanaat önderleri yapılan bu soygunun hesabının sorulması konusunda sonuna kadar mücadele edeceklerdir.
Bazı CHP’li ve solcu geçinen kalem erbabına da tavsiyem, “kimseye Truva Atı olmayın..”