CHP’nin iki dönem önce kontenjandan milletvekili olan Hüsnü Çöllü, geçenlerde yayınlanan söyleşisinde Antalya turizminin denizcilikle nasıl geliştirileceğini anlattı.
Söyleşisindeki “kruvaziyer ve yat limanları” ile ilgili önermelerini okuyunca Sayın Çöllü’nün CHP’den mi yoksa AK Partiden mi milletvekilliği yaptığını karıştırdım(!)
Araştırmalarıma göre, Sayın Çöllü halen CHP üyesiymiş.
Ancak milletvekilliği sona erdikten sonra CHP’nin hiçbir etkinliğinde Sayın Çöllü’yü görmedim.
“Ben ticaret yapıyorum, bu nedenle her siyasi görüşten insanla bir aradayım, bu nedenle siyasi bir tavır alamam,” diyorsanız ve bu nedenle siyasette ki deneyimlerinizi üyesi olduğunuz partinin örgütlerine aktarmasanız da CHP’den milletvekili olmuşsanız, sonrasında siyasetten uzaklaşsanız da size TBMM üyeliği gibi ulvi bir görev yapmayı kişisel tarihinize eklemiş olan siyasete saygı gereği en azından susmak gerekir.
Kaldı ki geçmişte sizin gibi milletvekilliği, belediye başkanlığı gibi görevleri yapmış olanlar içinde bir yandan sizin gibi ticaretle uğraşırken, diğer yandan kendisine bu görevleri layık görmüş olan partisine elinden geldiğince hizmet eden her partiden çok sayıda eski siyasetçi var.
*****
İşin siyasi saikleri bir yana, gelelim Sayın Çöllü’nün deniz turizmi ile ilgili önermelerine.
Halen deniz ticareti ile iştigal eden bir işletmesi olduğundan elbette bu sektördeki deneyimleri ve birikimlerini Deniz Ticaret Odasına danışmanlık yaparak paylaşması son derece doğaldır.
Ancak, söyleşisindeki önermeleri hem kentin dokusuna, hem kentin geleceğine, hem de mevcut yapının doğru okunmaması sonucunda ciddi zararlar verir.
“2020-21 yıllarına kadar Türkiye’ye 350 yolcu gemisiyle 350 bin turist geleceğini ifade ederek, Antalya’nın bundan faydalanması gerektiğini bunun içinde mevcut limanın yenilenmesi ve yeni bir kruvaziyer limanının yapılması gerektiğini söylüyor.”
Sayın Çöllü’nün bunları söylerken hangi donelere dayanarak söylediği belli değil.
Antalya limanını işleten Port Akdeniz’in Genel Müdürlüğünü yapan “Sayın Özgür Sert” ile konuşsaydı sanırım bu önermelerde bulunmazdı.
Çünkü mevcut limanımız şu anda yolcu gemisi kapasitesinin ancak yüzde 25 ini kullanıyor.
Daha geride yüzde 75 gibi bir atıl kapasite var.
Kaldı ki Antalya kruz gemilerinin uğrayacağı “son liman.”
Ve bu nedenle kruvaziyer gemilerinin “çekim alanı” dışında tutulmaktadır.
Buna rağmen Antalya’ya kruvaziyer gemilerinin gelmesini sağlamak için elbette bir çalışma yapılmalıdır.
“Ancak bunun için Antalya’ya ve hele Demre’ye yeni bir kruvaziyer limanı yapılmasına ihtiyaç yoktur.”
Bunu zamanında kendisi için vazgeçilmez mega proje olarak kabul eden Sayın Türel’e de defalarca yazdık söyledik.
*****
Sayın Çöllü, bir de merkeze ve kimi ilçelere “Büyükşehir tarafından daha önceden planlanan” yeni yat limanlarının yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Hatırlarsanız Sayın Türel’in Boğa Çayı’nın döküldüğü yerden limana doğru bir yat limanı yapılması projesi vardı.
Ne bu yat limanına ne de ilçelerde yeni yat limanı yapılmasına Antalya’nın ihtiyacı olmadığını, mevcut marinaların ihtiyaca fazlasıyla cevap verdiğini uzmanlar zaten belirtiyor.
Antalya’nın şu anda en önemli ihtiyacı “tekneler için çekek yerlerinin yapılmasıdır.”
Başta Manavgat olmak üzere Alanya, Finike, Demre ve Kaş ilçelerinde yeterli çekek yerleri olmadığından çok sayıda tekne sahibi ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.
Sayın Çöllü, bunun için uğraşı verirse denizciliğe ve denizcilere daha çok hizmet etmiş olur.
“Kaldı ki Başkan Muhittin’in zaten borç içinde olan ve kıt kaynaklarını ihtiyaç olmayan alanlara kaydıracağını sanmıyorum.”