“Seçim-meçim” derken önce baharı tükettik, sonra kendimizi.
Şimdi hesap zamanı…
Faturalar gelmeye başladı.
Önce Akaryakıt zammı, ardından, çay/şeker.
Şimdi de elektrik…
Taksiye, otobüse zam kapıda.
Diğerleri sırada…
Millet şaşkın soruyor: “Bu zamlar niçin…”
Yetmiyor efendim.
İktidara, iktidarın şatafatına, harcamasına, lüksüne yetmiyor.
Saray’a yetmiyor.
Uçaklara, lüks makam araçlarına, tren katarı gibi uzayan konvoylara yetmiyor devletin kasası.
Altın varaklı kadehlere, ipek dokumalı halılara, kristal avizelere, ziyafetlere yetmiyor.
Hermes çantalara, ipek türbanlara, yılan derisi ayakkabılara yetmiyor.
Yap-işlet-devret modeliyle yapılan:
Şehir hastanelerinin, köprülerin, havalimanlarının, yolların, barajların, altgeçitlerin borçlarını ödemeye yetmiyor…
Faiz ödemelerine yetmiyor.
Akıl almaz öneriler tartışılıyor Saray’ın koridorlarında:
-Emekli ikramiyelerini taksite bağlayalım.
-Bilmem ki!
-Bir defaya mahsus ek emlak vergisi?
-Motorlu taşıt vergisini de ilave edelim.
-94 krizinde olduğu gibi, ”Ekonomik Denge Vergisi” nasıl olur…
Olur, olur bal gibi olur!
Kim itiraz edecek?
Eden olursa terörist, Fetöcü, vatan haini…
Toplanan para faize gidiyor.
2019 bütçe hedefine göre 'faiz lobisine' ödenecek miktar 117 milyar lira.
İktidara geldikten sonra faizlere ödedikleri miktar en sakin insanı çıldırtacak düzeyde.
Batı’da faizler (0) sıfır, hatta eksi(-) iken % 8 ile borç bulamıyorlar.
Çünkü tahsilât güçlüğünden çekiniyor faiz lobisi.
Kasa boş.
Gazeteler manşet atmış:
“Hazine üç ayda 36.5 milyar lira iç borçlanma yapacak”
Bu borçlanma niçin?
Önceki, borçlanmalardan doğan faiz ve komisyon gibi giderleri karşılamak için.
Yani borcun faizini ve komisyonunu ödemek için yeniden borçlanıyorlar.
Vergi ve imar barışından gelen para çerez parası oldu.
Bedelli askerlikten gelen de öyle.
Satılacak bir şey de kalmadı.
Şimdi devletin “kefen parasına”, merkez bankasının zor günler için ayırdığı üç-beş kuruşa göz diktiler.
Merkez Bankası’nın faiz gelirinden “ihtiyaç akçesi” olarak ayırdığı %20 yi, % 06’ya düşürüp-ki 40 milyar civarında- artakalanı hazineye aktarıyorlar.
Bu da yetmeyecek.
İsraf, savurganlık ve yıllardan beri uygulanan ekonomik politika iflas getirdi.
Enflasyon, işsizlik tavan yaptı.
Kara göründü.
Tükendiler.
Tükettiler; halkın verdiği krediyi, desteği hovarda bir mirasyedi edasıyla yiyip bitirdiler.
Artık söylenecek yalan, yapılacak takîye kalmadı.
Biraz aklı başında olanlar “Ahlaki üstünlüğü kaybettik, bu yol çıkmaz sokak…” diye bağırıyor…
Hayat böyledir; öğretir.
Bedel ödetir.
Ne yazık ki bu bedel yoksullar içindir.
Yine böyle oldu.
Bedel, fatura topluma, fakire, fukaraya kesildi.
Şimdilik bunu elektrik, akaryakıt, çay, şeker vb zamlarla ödüyoruz.
Bekleyin turpun büyüğü heybede...
(Mirza Arabacı’nın katılarıyla)
Şimdi hesap zamanı…
Faturalar gelmeye başladı.
Önce Akaryakıt zammı, ardından, çay/şeker.
Şimdi de elektrik…
Taksiye, otobüse zam kapıda.
Diğerleri sırada…
Millet şaşkın soruyor: “Bu zamlar niçin…”
Yetmiyor efendim.
İktidara, iktidarın şatafatına, harcamasına, lüksüne yetmiyor.
Saray’a yetmiyor.
Uçaklara, lüks makam araçlarına, tren katarı gibi uzayan konvoylara yetmiyor devletin kasası.
Altın varaklı kadehlere, ipek dokumalı halılara, kristal avizelere, ziyafetlere yetmiyor.
Hermes çantalara, ipek türbanlara, yılan derisi ayakkabılara yetmiyor.
Yap-işlet-devret modeliyle yapılan:
Şehir hastanelerinin, köprülerin, havalimanlarının, yolların, barajların, altgeçitlerin borçlarını ödemeye yetmiyor…
Faiz ödemelerine yetmiyor.
Akıl almaz öneriler tartışılıyor Saray’ın koridorlarında:
-Emekli ikramiyelerini taksite bağlayalım.
-Bilmem ki!
-Bir defaya mahsus ek emlak vergisi?
-Motorlu taşıt vergisini de ilave edelim.
-94 krizinde olduğu gibi, ”Ekonomik Denge Vergisi” nasıl olur…
Olur, olur bal gibi olur!
Kim itiraz edecek?
Eden olursa terörist, Fetöcü, vatan haini…
Toplanan para faize gidiyor.
2019 bütçe hedefine göre 'faiz lobisine' ödenecek miktar 117 milyar lira.
İktidara geldikten sonra faizlere ödedikleri miktar en sakin insanı çıldırtacak düzeyde.
Batı’da faizler (0) sıfır, hatta eksi(-) iken % 8 ile borç bulamıyorlar.
Çünkü tahsilât güçlüğünden çekiniyor faiz lobisi.
Kasa boş.
Gazeteler manşet atmış:
“Hazine üç ayda 36.5 milyar lira iç borçlanma yapacak”
Bu borçlanma niçin?
Önceki, borçlanmalardan doğan faiz ve komisyon gibi giderleri karşılamak için.
Yani borcun faizini ve komisyonunu ödemek için yeniden borçlanıyorlar.
Vergi ve imar barışından gelen para çerez parası oldu.
Bedelli askerlikten gelen de öyle.
Satılacak bir şey de kalmadı.
Şimdi devletin “kefen parasına”, merkez bankasının zor günler için ayırdığı üç-beş kuruşa göz diktiler.
Merkez Bankası’nın faiz gelirinden “ihtiyaç akçesi” olarak ayırdığı %20 yi, % 06’ya düşürüp-ki 40 milyar civarında- artakalanı hazineye aktarıyorlar.
Bu da yetmeyecek.
İsraf, savurganlık ve yıllardan beri uygulanan ekonomik politika iflas getirdi.
Enflasyon, işsizlik tavan yaptı.
Kara göründü.
Tükendiler.
Tükettiler; halkın verdiği krediyi, desteği hovarda bir mirasyedi edasıyla yiyip bitirdiler.
Artık söylenecek yalan, yapılacak takîye kalmadı.
Biraz aklı başında olanlar “Ahlaki üstünlüğü kaybettik, bu yol çıkmaz sokak…” diye bağırıyor…
Hayat böyledir; öğretir.
Bedel ödetir.
Ne yazık ki bu bedel yoksullar içindir.
Yine böyle oldu.
Bedel, fatura topluma, fakire, fukaraya kesildi.
Şimdilik bunu elektrik, akaryakıt, çay, şeker vb zamlarla ödüyoruz.
Bekleyin turpun büyüğü heybede...
(Mirza Arabacı’nın katılarıyla)