1993 yılından bu yana seçimleri takip ederim…
Ancak gerek 31 Mart yerel seçiminde ve gerekse 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçiminde bu kadar belden aşağı vuruş yapılan, aşağılayıcı, iğneleyici, yalan ve iftiralarla dolu bir seçim öncesi dönemine rastlamadım.
Cumhur İttifakının 31 Mart seçimlerindeki teranesi “beka da beka” dan başka bir şey olmadı.
Onlarda ülkenin bekasında bir sorun olmadığını biliyorlardı ama ne yazık ki “tencerenin isyanına” verecek cevapları olmadığından insanların sözde güvenliğinin olmadığı noktasından yürüdüler…
Peki, tuttu mu?
Seçim sonuçları gösterdi ki, tutmadı…
Ancak İstanbul, iktidar için özel bir önem arz ediyordu, İstanbul’u veremezlerdi(!)
Çünkü 2002’den bu yana AK Partinin iktidar paydaşları olan tarikatlar, cemaatler, vakıflar ve yandaş şirketlere sus payının dağıtıldığı yer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarıdır.
Bu konuda basında çıkan haberlere bakmanız yeterlidir sanırım.
Böylesine bir kaynağı kaybettiğinde paydaşlarının yaratacağı sıkıntıları hesap eden AK Parti, bu nedenle hukuk katliamı yapılarak İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi kararını “çıkarttırdı”
Peki, bu kez İstanbul seçimini bu kez alabilecekler mi?
Sanmıyorum…
Çünkü “tencerenin isyanı” olanca gücü ile sürüyor…
Çünkü öne sürdükleri hiçbir iddiada “inandırıcı” olamadıklarını seçmen çok net görüyor.
Çünkü seçim öncesinde verdikleri hiçbir sözü tutamadılar…
Çünkü bu kez karşılarında “sahici” duruşuyla sadece İstanbul seçmenine değil, Türkiye’ye kendini kabul ettirmiş bir “İmamoğlu” hakikati var.
Bu nedenledir ki, hedef tahtasına İmamoğlu’nu koyup en alçak, en aşağılık imajları fısıltı ile yaymaya çalışıyorlar…
Trollerine, İP adresi Yunanistan olan kıytırık bir haber sitesi kurdurup o sitede de İmamoğlu’nu kast edip“Bir Yunanlı İstanbul’u feth etti” ifadesini kullandırıp haber yapıyorlar…
Arkasından da aklı gerçekten kıt bir AKP’li belediye başkanına bunu açıklatıyorlar ve bu belediye başkanı sözünün sonunda “bilirsiniz bu kişi Trabzonludur” diyor…
Bilindiği gibi Trabzon, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmeden önce “Pontus Rum Devleti” nin yönetimindeydi…
“Yaratılmak istenen imaj şu: İmamoğlu aslen Trabzonlu bir Rum’dur.
Bakın zaten bir Yunan Haber sitesi de bunu açıklamış…
İstanbul’u bir Rum’a teslim etmeyin…”
Bu kadar alçakça ve aşağılık bir propaganda yapılır mı?
Bu sadece İmamoğlu’na hakaret değil, aynı zamanda Rum halkını da aşağılamak değil midir?
Bu bir nefret suçu değil midir?…
Bu kara propagandanın yanına bir de FETÖ ile irtibatlı olduğu yolunda imalar ve açıklamalarda yapılmaktadır…
FETÖ denilen CIA mensubu alçakları bu ülkenin başına tebelleş eden kendileri değilmiş gibi utanmadan İmamoğlu’nun Samanyolu TV de program yaptığını, Fenerbahçe Kulübüne FETÖ tarafından düzenlenen operasyonu desteklediğini yaymaya çalışıyorlar…
İmamoğlu bu iddialara gereken cevabı verdi zaten.
Ama ben bir başka sorgulama yapacağım.
FETÖ’nün yurtlarında yetişmiş, işadamlarından himmet toplamış, KHK ile kapatılan FETÖ vakfını ve bu vakfın üniversitesini kurmuş, 17-25 Aralık’tan sonra bile Zaman Gazetesinin hisselerini satın almış, adına Bank Asya’da FETÖ nün yüzlerce trilyonluk hesabı olan işadamını tek bir cevabınız olmadan koruyor, kolluyorsunuz ama seçimi almak için İmamoğlu’na asılsız bir şekilde FETÖCÜ iması yapmaya utanmıyor musunuz?
Yerel kamu kurumlarımızın ar damarları çatlamış insanlarca yönetilmesini bu millet hak etmiyor…
Ancak gerek 31 Mart yerel seçiminde ve gerekse 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçiminde bu kadar belden aşağı vuruş yapılan, aşağılayıcı, iğneleyici, yalan ve iftiralarla dolu bir seçim öncesi dönemine rastlamadım.
Cumhur İttifakının 31 Mart seçimlerindeki teranesi “beka da beka” dan başka bir şey olmadı.
Onlarda ülkenin bekasında bir sorun olmadığını biliyorlardı ama ne yazık ki “tencerenin isyanına” verecek cevapları olmadığından insanların sözde güvenliğinin olmadığı noktasından yürüdüler…
Peki, tuttu mu?
Seçim sonuçları gösterdi ki, tutmadı…
Ancak İstanbul, iktidar için özel bir önem arz ediyordu, İstanbul’u veremezlerdi(!)
Çünkü 2002’den bu yana AK Partinin iktidar paydaşları olan tarikatlar, cemaatler, vakıflar ve yandaş şirketlere sus payının dağıtıldığı yer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarıdır.
Bu konuda basında çıkan haberlere bakmanız yeterlidir sanırım.
Böylesine bir kaynağı kaybettiğinde paydaşlarının yaratacağı sıkıntıları hesap eden AK Parti, bu nedenle hukuk katliamı yapılarak İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi kararını “çıkarttırdı”
Peki, bu kez İstanbul seçimini bu kez alabilecekler mi?
Sanmıyorum…
Çünkü “tencerenin isyanı” olanca gücü ile sürüyor…
Çünkü öne sürdükleri hiçbir iddiada “inandırıcı” olamadıklarını seçmen çok net görüyor.
Çünkü seçim öncesinde verdikleri hiçbir sözü tutamadılar…
Çünkü bu kez karşılarında “sahici” duruşuyla sadece İstanbul seçmenine değil, Türkiye’ye kendini kabul ettirmiş bir “İmamoğlu” hakikati var.
Bu nedenledir ki, hedef tahtasına İmamoğlu’nu koyup en alçak, en aşağılık imajları fısıltı ile yaymaya çalışıyorlar…
Trollerine, İP adresi Yunanistan olan kıytırık bir haber sitesi kurdurup o sitede de İmamoğlu’nu kast edip“Bir Yunanlı İstanbul’u feth etti” ifadesini kullandırıp haber yapıyorlar…
Arkasından da aklı gerçekten kıt bir AKP’li belediye başkanına bunu açıklatıyorlar ve bu belediye başkanı sözünün sonunda “bilirsiniz bu kişi Trabzonludur” diyor…
Bilindiği gibi Trabzon, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmeden önce “Pontus Rum Devleti” nin yönetimindeydi…
“Yaratılmak istenen imaj şu: İmamoğlu aslen Trabzonlu bir Rum’dur.
Bakın zaten bir Yunan Haber sitesi de bunu açıklamış…
İstanbul’u bir Rum’a teslim etmeyin…”
Bu kadar alçakça ve aşağılık bir propaganda yapılır mı?
Bu sadece İmamoğlu’na hakaret değil, aynı zamanda Rum halkını da aşağılamak değil midir?
Bu bir nefret suçu değil midir?…
Bu kara propagandanın yanına bir de FETÖ ile irtibatlı olduğu yolunda imalar ve açıklamalarda yapılmaktadır…
FETÖ denilen CIA mensubu alçakları bu ülkenin başına tebelleş eden kendileri değilmiş gibi utanmadan İmamoğlu’nun Samanyolu TV de program yaptığını, Fenerbahçe Kulübüne FETÖ tarafından düzenlenen operasyonu desteklediğini yaymaya çalışıyorlar…
İmamoğlu bu iddialara gereken cevabı verdi zaten.
Ama ben bir başka sorgulama yapacağım.
FETÖ’nün yurtlarında yetişmiş, işadamlarından himmet toplamış, KHK ile kapatılan FETÖ vakfını ve bu vakfın üniversitesini kurmuş, 17-25 Aralık’tan sonra bile Zaman Gazetesinin hisselerini satın almış, adına Bank Asya’da FETÖ nün yüzlerce trilyonluk hesabı olan işadamını tek bir cevabınız olmadan koruyor, kolluyorsunuz ama seçimi almak için İmamoğlu’na asılsız bir şekilde FETÖCÜ iması yapmaya utanmıyor musunuz?
Yerel kamu kurumlarımızın ar damarları çatlamış insanlarca yönetilmesini bu millet hak etmiyor…