Hafta sonu Korkuteli ilçesine gittim.
Bir gün önceden Korkuteli Belediyesinden gelen “Seyir Park” isimli bir rekreasyon alanının açılışı ile ilgili e-mail dikkatimi çekmişti.
“Belediye Başkanı Ömer İşlek’i” 25 yıl öncesinden tanırım.
Cevval, proaktif, zeki ve yaratıcı yanları olan birisi olarak hatırımda kaldığından merak ettim bu yeni yatırımını.
Açılıştan bir gün önce vardım Seyir Park alanına…
Benim geldiğim haber verilince açılış hazırlığının o hengâmesine rağmen geldi, bir kahve içimi sohbet ettik.
Korkuteli’nin hemen arkasında yer alan yaklaşık bin 300 rakımlı 450 dönümlük ormanlık bir tepe üzerinde kelimenin tam anlamıyla muhteşem bir yer yaratılmış.
Kamping alanından, at manejine, pointboll alanından macera parkına, anfi tiyatrosundan et restoranına kadar onlarca aktivite alanı meydana getirilmiş o dağ başında…
Alanı dolaşırken öyle bir anlatımı vardı ki, gözlerinden adeta gurur fışkırıyordu…
“Bu benim 1,5 yıl içinde gerçekleştirdiğim 10. projem.
Ve tümünü de tam hayal ettiğim gibi gerçekleştirdim.
Temel hedefim Korkuteli halkına çağdaş bir yaşam tarzını getirmek ve hayatın insanlara sunduğu tüm iyi şeyleri onların hizmetine verebilmektir.
Geçen yıl yaptığımız yüzme havuzuna ilkokula başlayan tüm çocukları getirttim ve hepsine yüzme öğrettik, her yıl bunu tekrarlayacak ve tüm ilçe çocukları yüzmeyi öğrenecekler…
Yakında bu çocukları buraya taşıyıp ata binmeyi ok atmayı da öğreteceğiz…”
Bunlardan daha çok beni etkileyen, işletmeye açtığı 9 yatırımının tamamını da Belediye olarak kendilerinin işlettiğini ve asla özelleştirmediğini söylemesi oldu.
Bir de Kamu hizmetini, özelleştirmeden kamu kurumu olarak kendilerinin vermesi kadar beni etkileyen bu işletmelere aldığı işçiler oldu.
“Şimdiye kadar ihtiyacı olan, hiçbir geliri, evi, arabası olmayan ailelerden hangi partili olup olmadıklarına bakmadan 160 genci işe aldım ve bu işletmelerde istihdam ettim.
Açılışını yapacağımız Seyir Park alanında da çalıştırmak üzere 40 ihtiyaç sahibi yoksul ailelerin çocuklarını istihdam edeceğim…”
Kamu hizmetini özel şirketlere vererek değil, kamu kurumu olarak kendilerinin yerine getirmesinden ve bu hizmet için yoksul ailelerin çocuklarını istihdam etmesinden etkilendim ve sordum.
“Ülkücü olarak kendini tarif eden ve MHP’den seçilen bir Belediye Başkanı olarak bu yaptıkların Cumhur İttifakındaki ortağınızın anlayışına uymadığı gibi daha çok sosyal demokrat belediyelerce uygulanan bir anlayıştır. Bunu nasıl izah edersin?”
Yaptıkları kadar ilginç bir cevap verdi.
“Ben zamanın ruhuna göre değil, inandığım ilkelerime göre uygulama yaparım.
25 yıldır tüm Türkiye’yi dolaştım, yapılanları yerinde inceledim ve görüp yaşadıklarım bana bu ilkeleri öğretti.”