(Bu yazı, Sevgili Mehmet Talay'a sunulmuştur.)
Sevgili Hocam Ahmet Ümit Aloğlu, (Allah uzun ömürler versin) bir yazım üzerine bu açıklamayı bana ithafen gönderdi.
Hala kendisinden hayatı öğrenmeye devam ettiğim öğretmenimin bu yazısını sizlerle paylaşmak istedim.
***
Yazımın başlığı yanlış; çünkü partiler kolay kolay "özeleştiri" yapmaz.
Siyasi parti olmanın mantıksal yapılanışı bunu gerektirir; çünkü siyasi parti ülkede yaşamı her yönüyle düzenleyecek, ülkenin bütün sorunlarını çözecek, ülkeyi ilerletecek, geliştirecek, daha bayındır hale getirecek planlara, politikalara sahip olduğunu savunan kuruluştur.
Bu yapısıyla siyasi parti, ülkeyi, rakiplerinden daha başarılı, daha adil yöneteceği savındadır.
Bu denli iddialı bir kuruluş nasıl özeleştiri yapabilir?
Özeleştiri yapması iddialarından, o güne dek halka sunduğu proje ve politikalardan vazgeçmesi demek olmaz mı?
Buna rağmen aklımıza şu sorular gelmelidir:
Bir siyasi parti hiç mi özeleştiri yapamaz, yapacaksa hangi durumlarda yapabilir?
Elbette siyasi partiler de özeleştiri yapabilir, yapmalıdır. Çünkü "özeleştiri" bir eserin, bir konunun, bir fikrin doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla -bunları- inceleme işidir.
Salt inceleme değil, yanlışı reddetme, yanlıştan dönme, iyiyi, doğruyu kabul etme, akabinde ona yönelme davranışıdır.
Siyasi partiler de argümanlarını değiştirdiği, iddialarından vazgeçtiği, kendisine yeni hedefler koyduğu, hedef kitlesini değiştirdiği zamanlar özeleştiri yaparlar:
Örneğin “Alman Sosyal Demokrat Parti,” programını birkaç kez değiştirmiş, her değişiklikte özeleştiri yapmıştır.
Aynı tavrı "İtalya Komünist Partisi"nin siyasi hayatında da görürüz. İtalyan Komünist Partisi, Avrupa Sosyal Demokrat Partilerinin komünizmden uzaklaşıp sosyal demokrasiyi benimsedikleri dönemde, biraz geç kalmış olarak çağın koşullarına ayak uydurmak amacı ile programını revize etmiş, bir anlamda özeleştiri yapmıştır.
CHP'ye gelince...
“CHP de bütün uzun ömürlü partiler gibi zorlansa da gerektiğinde özeleştiri yapmıştır.”
CHP'nin ve CHP'lilerin özeleştiri yapmakta zorlanmalarının nedeni iki noktada toparlanabilir:
1-Tek parti dönemlerinde insanların parti üyesi olması, parti içinde bir yerlere seçilebilmesi onlara bir prestij kazandırdığı gibi insanların ekmeğe, servete, mevkiye, itibara ulaşmalarını sağlıyordu. CHP'liler, bu anlayışlarını daha sonraki yıllarda terk edemediler.
Parti içinde bir seçim yapılacaksa, örneğin bir mahalle delegeliği seçimi yapılacaksa partililerin tümü hareketlendi, gruplar oluşturdu, klikleştiler, sabahlara kadar toplantılar düzenlediler, birbirlerini yediler; ama seçimden bir hafta sonra yapılacak bir toplantıya seçilmiş delegelerin yarısı bile katılmadı; parti içi etkinliklere hatta seçim çalışmalarına katılmadılar.
Bu nedenle de parti örgütünün tartışılmasına neden oldular...
2- Parti ideolojisi ve parti politikaları halka, parti üyelerine ve delegelerine ulaştırılamadı. Bu herkesin ayrı telden ötmesine neden oldu. Partili birbirini anlamadı, birbirini eleştirdi; herkes birbirini eleştirince "özeleştiri" yapacak bir kadro kalmadı.
Parti, ülkenin temel sorunları için temel politikaları belirleyecek bilim kurulları kurdu, bu kurulların çalışmaları raporlar halinde parti yetkililerine sunuldu, bu raporlardan üretilen politikalar kitaplaştırıldı.
Bu yazının yazıldığı şu günlerde bile partinin en faal üyeleri bu kitaplardan bihaberdir.
Bu iki nedeni birleştirirsek alışkanlıkları değiştirmeleri, koşullanmışlıklarından kurtulmaları, Albert Einstein'in dediği üzere atomu parçalamaktan zor olan bu işi başarmaları yani "özeleştiri" yapmaları zor olmuştur.
Bütün bunlara rağmen Milli Şef İnönü, Dünya konjonktürü ve ülke siyasi atmosferinin gereği "Biz Ortanın Solunda bir partiyiz" demesi, o güne dek izlediği yol bakımından, biraz zorlanarak da olsa yapılmış açık bir “özeleştiridir.”
“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun Yeni CHP söyleminin ardından -Ben Dersimli Kemal'im- demesi de açık bir özeleştiridir ve bu özeleştiri sonunda parti içindeki ulusalcı çoğunluğa rağmen partinin halka ulaşmaya çalışması adı konmamış bir özeleştiridir.”
AHMET ÜMİT ALOĞLU