Kamuoyunun yakından bildiği gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, üç hafta önce korona virüsü kapmış ve tedavi için hastaneye yatmıştı…
Bugün çok şükür ki tedavi sürecini başarıyla atlatmış durumda…
Sanırım bir süre ev istirahatından sonra yine görevinin başına geçecektir…
Ancak Muhittin Başkanın tedavi sürecinde yaşananlara kısaca değinmek istiyorum…
Bu süreçte yaşanan iki önemli olayın bilgi kirliliğini sizlerle paylaşmak gerektiğini düşünüyorum.
Birincisi, Muhittin Başkanın virüsü kapmasından sonra tedavi için hastaneye yattığını medya üzerinden duyurmasıdır.
Bu duyuruya AK Parti milletvekili “Atay Uslu,” kendisine yakışmayacak şekilde “Bu açıklamayı turizm açısından doğru bulmuyorum” diyen basın açıklaması “hem etik, hem de insani” olarak çok yanlıştır.
2 milyonluk bir kentin Belediye Başkanı böylesine ciddi bir hastalığa yakalanmışsa gizli-saklı tedavi olamaz çünkü en kısa sürede bu duyulur.
Ve tabii şeffaf olunmadığı içinde kent içinde inanılmaz bir dedikodu ağı oluşur ve doğru ile yanlışlar birbirine karışır, bilgi kirliliğini durduramazsınız.
Turizm hasar görmesin diye bu en hayati durumun kamuoyundan saklanmasının istenmesi dolara, insan hayatını tercih etmek anlamına gelir.
İkincisi ise daha da vahim bir durum.
Muhittin Başkanın tedavisi başladıktan bir süre sonra nereden ve kimlerden çıktığını bilemediğimiz bir söylenti yayıldı.
Söylentiye göre, Başkanın durumu ciddileşmiş ve hayatını kaybetme riski ile karşı karşıya gelmiş…
İnsanların büyük çoğunluğu bu duruma üzülürken, bir kısım siyaset esnafı durumdan vazife çıkararak kolları sıvadı.
Büyükşehir Meclisinin CHP Grubundan bazı kişiler başta olmak üzere, meclisteki diğer partilere mensup üyeler aralarında görüşmeye başladılar.
“Emri hak vaki olursa Böcek sonrası kimi başkan seçelim” diye hesaplar yapıldı.
Bizim orda bu durum için bir deyiş vardır:
“Cami yapılmadan körler kapıya toplandı” derler…
Bu kadar utanmazca ve ahlaksızca yapılan bu toplantılarda çok hesaplar yapıldı.
Ancak bu toplantıları yapanlar (ki, kimler olduğunu biliyorum) ne hikmetse Muhittin Başkanın sağlığına kavuşmasıyla birlikte, bu ahlaksızlığın adresi olarak “Ümit Uysal’ı” gösterdiler.
Bu türden dedikodular için uygun bir hedefti Uysal Başkan…
Çünkü parti içinde Muhittin Başkanın en yakın alternatifi olarak görülüyordu.
Ve bu ahlaksızlıkların Ümit Başkandan kaynaklandığına kanıt olarak da Fener Mahallesinde bir grup ile yemek yemesi gösterildi.
İddia o ki, yemektekilerden bu konuda kendisine destek istemiş…
Bu iddiaları yazan gazeteci arkadaşımız yanlış bilgi almış ya da kendisine yanlış bilgi verilmiş.
Birincisi, bu yemeği düzenleyen Ümit Uysal değil.
Uysal davetli…
Davet eden de bir özel hastanenin sahibi.
İkincisi, davetin nedeni de Muratpaşa Belediyesinin evde bakım hizmetinin özelleştirilmesi ve kendilerinin bu işi daha ucuz ve daha kaliteli yapacakları konusunda Başkanı ikna etmektir.
Ayrıca bu yemekte olanlardan hiçbiri siyaset erbabı değil, iş adamları…
Kaldı ki, Muhittin Başkanın sağlık durumunun ciddileşmesi sırasında bu türden dedikodular bana ulaştığında hemen Ümit Başkanı aradım ve sordum.
Bu soruma çok sert bir şekilde karşılık vererek hiç aklımdan çıkmayan şu cümleyi söyledi.
“Ben asla böyle bir namussuzluğu yapacak ne karaktere sahibim, ne de dünya görüşüne.
Bunu kim söylüyorsa dünyadaki en alçak ve şerefsiz insandır”
Bence bazı CHP meclis grubu üyeleri şapkalarını önlerine koyup bir kez daha düşünmeli ve yarattıkları bilgi kirliliğinin bedelinin ağır olacağını hesap etmelidirler.