20 günden az bir zaman kaldı yerel yöneticilerimizi seçmek için sandığa gitmemize.
Tabii oy vereceğimiz belediye başkan adaylarını mercek altına alıp didik didik her şeyini araştırdık.
Kimdir, nerden gelmiştir, ne yer/ne içer, kimlerle oturup kalkar vs benzeri sorularımızın cevaplarını aradık.
Oysa 8 ay öncede sandığa gitmiş milletvekillerimizi seçmiştik.
Lakin ne seçimden önce ne de seçimden sonra seçtiğimiz milletvekilleri ile ilgili olarak bu kadar derin araştırmalar yapmadık.
16 milletvekilimiz var ve eminim bunların kim olduklarını bırakın, isimlerini bile tam olarak sayacak seçmen sayımız çok azdır.
Bende “belediye başkanı seçiminde hangi milletvekillerinin, nasıl bir etkisi olur” sorusunu irdelemeye karar verdim.
Birçokları zaten her şeyleri ile kamuoyunun gözleri önünde olduğundan uzunca araştırma yapmama gerek olmadı ama kamuoyunun pek tanımadığı, hatta ismi geçtiğinde milletvekili olup olmadıklarını bile bilmedikleri üzerinde bir araştırma yapmaya başladım.
Ve araştırmalarım sonunda özellikle bir milletvekili ile ilgili söylenenler ve ileri sürülen iddialar bana çok çarpıcı geldi…
Seçim döneminde basında çıkan haberlere göre; bu milletvekili, milletvekili adayı gösterilmek için bağlı olduğu partiye hatırı sayılır bir bağışta bulunmuş…
Yine iddia edildiğine göre; “bu bağışı, o partinin genel başkanının o günlerde itibar ettiği, ancak şimdilerde foyası döküldüğünden telefonlarını bile açmadığı iddia edilen bir öğretim üyesi, genel başkan yardımcısına götürüp teslim etmiş.”
Söylentiye göre de bu genel başkan yardımcısı, bağışlanan paranın bir kısmı ile kendi seçim çevresinde seçim kampanyasını yapmış.
Keza bu milletvekili aileden gelen bir servete sahipmiş.
Önemli bir turizm merkezinde yarım düzine kadar otellerinin olduğu iddia edildi.
Ne kadar doğrudur bilmem ama akrabası olan bir yakınının da İstanbul Kapalıçarşı ile ilişkileri çok iyi olan bir “taş uzmanı” ile ortaklık yaparak “kıymeti taş” ticareti yaptığı ve bu yolla da büyük servet elde ettiği söylentiler arasında.
Bu milletvekilini yakından tanıyanların hemen hepsinin de ortak bir söylemi “her şeye rağmen düzgün ve değerli bir insandır” oldu.
Ama bunu söyleyenlerin arkasından ekledikleri “düzgün birisi ama referans aldığı ve siyasi çalışmalarını birlikte yürüttüğü öğretim üyesi sorunludur, her ne kadar takipsizlik kararı verilmişse de FETÖ’den soruşturma geçirmiştir” sözü kafamı bulandırdı…
Gündemimiz yerel seçimler olduğundan bende merak ettim ve ismini verdikleri FETÖ’den soruşturma geçirmiş bu öğretim üyesini araştırdım.
Söz konusu partinin üyesi olmamasına karşılık partinin teşkilatı ve il başkanı üzerinde ciddi bir etkisinin olduğunu öğrendim.
Partinin her türlü karar ve eylemi kendisini “siyasi teorisyen” olarak ifade eden bu kişinin onayı ve referansı ile yapıldığı ifade edildi bana.
Önemli işadamları ile yakın temasta olduğu, onlarla Antalya’nın geleceği üzerine planlamalar yaptığı da iddialar arasında.
“Kısacası; bir öğretim üyesi, koskoca bir partinin Antalya teşkilatını ve yukarda sözünü ettiğim milletvekilini kontrol altında tutarak ve aynı zaman da kentin önemli işadamları ile sürdürdüğü ilişkileri ile Antalya yerel seçiminde etkili olmaya çalışmaktadır.”
“Hatta bu işadamlarının devreye girmesiyle kimi belediye başkanları ile yakından görüştüğü, onlara anketler yaptırdığı ve bu anket sonuçlarına göre yönlendirmeler yaptığı bana gelen bilgiler arasında.”
Ve bunların dışında çok daha vahim iddialar ileri sürüldü, “belgelerini de en kısa zamanda bana ulaştıracaklarını söylediler.”
Şimdi eminim bu milletvekilinin ve öğretim üyesinin kimler olduğunu merak ediyorsunuzdur.
Onlar zaten bu yazıyı okuyunca açıklama yapacaklarından kim olduklarını herkes öğrenecektir…
Sizlerde biraz merak edin o zamana kadar…
Tabii oy vereceğimiz belediye başkan adaylarını mercek altına alıp didik didik her şeyini araştırdık.
Kimdir, nerden gelmiştir, ne yer/ne içer, kimlerle oturup kalkar vs benzeri sorularımızın cevaplarını aradık.
Oysa 8 ay öncede sandığa gitmiş milletvekillerimizi seçmiştik.
Lakin ne seçimden önce ne de seçimden sonra seçtiğimiz milletvekilleri ile ilgili olarak bu kadar derin araştırmalar yapmadık.
16 milletvekilimiz var ve eminim bunların kim olduklarını bırakın, isimlerini bile tam olarak sayacak seçmen sayımız çok azdır.
Bende “belediye başkanı seçiminde hangi milletvekillerinin, nasıl bir etkisi olur” sorusunu irdelemeye karar verdim.
Birçokları zaten her şeyleri ile kamuoyunun gözleri önünde olduğundan uzunca araştırma yapmama gerek olmadı ama kamuoyunun pek tanımadığı, hatta ismi geçtiğinde milletvekili olup olmadıklarını bile bilmedikleri üzerinde bir araştırma yapmaya başladım.
Ve araştırmalarım sonunda özellikle bir milletvekili ile ilgili söylenenler ve ileri sürülen iddialar bana çok çarpıcı geldi…
Seçim döneminde basında çıkan haberlere göre; bu milletvekili, milletvekili adayı gösterilmek için bağlı olduğu partiye hatırı sayılır bir bağışta bulunmuş…
Yine iddia edildiğine göre; “bu bağışı, o partinin genel başkanının o günlerde itibar ettiği, ancak şimdilerde foyası döküldüğünden telefonlarını bile açmadığı iddia edilen bir öğretim üyesi, genel başkan yardımcısına götürüp teslim etmiş.”
Söylentiye göre de bu genel başkan yardımcısı, bağışlanan paranın bir kısmı ile kendi seçim çevresinde seçim kampanyasını yapmış.
Keza bu milletvekili aileden gelen bir servete sahipmiş.
Önemli bir turizm merkezinde yarım düzine kadar otellerinin olduğu iddia edildi.
Ne kadar doğrudur bilmem ama akrabası olan bir yakınının da İstanbul Kapalıçarşı ile ilişkileri çok iyi olan bir “taş uzmanı” ile ortaklık yaparak “kıymeti taş” ticareti yaptığı ve bu yolla da büyük servet elde ettiği söylentiler arasında.
Bu milletvekilini yakından tanıyanların hemen hepsinin de ortak bir söylemi “her şeye rağmen düzgün ve değerli bir insandır” oldu.
Ama bunu söyleyenlerin arkasından ekledikleri “düzgün birisi ama referans aldığı ve siyasi çalışmalarını birlikte yürüttüğü öğretim üyesi sorunludur, her ne kadar takipsizlik kararı verilmişse de FETÖ’den soruşturma geçirmiştir” sözü kafamı bulandırdı…
Gündemimiz yerel seçimler olduğundan bende merak ettim ve ismini verdikleri FETÖ’den soruşturma geçirmiş bu öğretim üyesini araştırdım.
Söz konusu partinin üyesi olmamasına karşılık partinin teşkilatı ve il başkanı üzerinde ciddi bir etkisinin olduğunu öğrendim.
Partinin her türlü karar ve eylemi kendisini “siyasi teorisyen” olarak ifade eden bu kişinin onayı ve referansı ile yapıldığı ifade edildi bana.
Önemli işadamları ile yakın temasta olduğu, onlarla Antalya’nın geleceği üzerine planlamalar yaptığı da iddialar arasında.
“Kısacası; bir öğretim üyesi, koskoca bir partinin Antalya teşkilatını ve yukarda sözünü ettiğim milletvekilini kontrol altında tutarak ve aynı zaman da kentin önemli işadamları ile sürdürdüğü ilişkileri ile Antalya yerel seçiminde etkili olmaya çalışmaktadır.”
“Hatta bu işadamlarının devreye girmesiyle kimi belediye başkanları ile yakından görüştüğü, onlara anketler yaptırdığı ve bu anket sonuçlarına göre yönlendirmeler yaptığı bana gelen bilgiler arasında.”
Ve bunların dışında çok daha vahim iddialar ileri sürüldü, “belgelerini de en kısa zamanda bana ulaştıracaklarını söylediler.”
Şimdi eminim bu milletvekilinin ve öğretim üyesinin kimler olduğunu merak ediyorsunuzdur.
Onlar zaten bu yazıyı okuyunca açıklama yapacaklarından kim olduklarını herkes öğrenecektir…
Sizlerde biraz merak edin o zamana kadar…