Son yılların en çok konuşulan sözcüklerinden birisi “vizyondur.”
Özellikle yerel siyasilerden çok sık duyarız “vizyonumuz şudur…” diye…
Ya da birini “vizyonsuz birisi” diye eleştirirken, öveceğimiz kişileri içinde “ gerçekten vizyon sahibi birisi” deriz.
Peki, nedir vizyon?
Sözcük anlamı itibariyle “kişinin, kurumun ya da bir topluluğun gelecekteki hedeflerinin çizgileridir…”
Yapılan çalışmaların neye ve nereye göre yapılacağını ifade etmek için kullanılan bir sözcüktür.
Özellikle siyasi yöneticiler için vizyon, uygulayacakları siyaset ile yönettiği toplumu, ya da kenti gelecekte nasıl şekillendirmek istediklerini anlatma sanatıdır.
“Vizyon sahibi bir siyasi, hayal kurmayı ve bu hayallerini topluma kabul ettirip reel hayatla bütünleştirmeyi becerebilen kişidir.”
Kenti için, ülkesi için, yöneteceği toplum için kurduğu hayallerini anlatır ve yönetme yetkisi ister.
Önceki dönem belediye başkanımız olan Menderes Türel bu kent için bir vizyon ortaya koymuştu.
Diyordu ki, “Antalya’yı büyük projelerle donatacağım ve dünyanın en büyük kentleri olan Paris, Londra, Newyork gibi kentlerden daha büyük hale getireceğim.”
Evet, bu bir vizyondur ama seçim sonuçları gösterdi ki “Antalya halkı bu vizyonla oluşacak bir kentte yaşamak istemiyor.”
Antalya halkı daha çok demokrasi, daha çok özgürlük alanları, hayatın daha çok kolaylaştırıldığı, günlük hayatında kendisine daha çok dokunulan bir kentte yaşamak istiyor.
Antalya halkının bu taleplerini en kısa sürede kavrayan ve yakalayan kişi ise 2014 de Muratpaşa Belediye Başkanlığına yüzde 46 oyla seçildikten sonra, 31 Mart’ta oy oranını yüzde 65 gibi kahir bir ekseriyete yükselterek yeniden seçilen “Ümit Uysal” oldu.
Geçen hafta yaptığı açıklamada önümüzdeki 5 yılın vizyonunu, yani varmak istediği hedeflerini açıkladı.
Şöyle diyor Başkan Uysal açıklamasında;
“Mevcut ekonomik verilerin üzerinde toplumsal ve insani kalkınma, onun üzerine kurulmuş DEMOKRATİK KENT KÜLTÜRÜ ve onun üzerine de o kentte yaşamaktan gurur ve onur duyulan, farklı hissedilen özgür atmosfer.
Bu Türkiye’ye örnek olacak bir tablodur.
Bunun için çalışacağız, vizyonumuz budur…”
Hakikatleri tam ortasından yakalayan “diyalektik bir vizyondur” bu.
Nitekim 5 yıl içinde oy oranını yüzde 20 artırmışsa hayal ettiği vizyonunu gerçekleştirmiş ve halka da bunu kabul ettirmiş demektir.
Şimdi yeni bir vizyon ortaya koyuyor ve diyor ki;
Demokrasiyi iliklerine dek yaşayan insanların oluşturduğu bir kent yaratacağız.
Özgürlük alanlarının genişlediği, katılımcılığın önündeki engellerin kaldırıldığı, insanların kendilerini ifade edebilme araçlarına sahip olduğu bir kent yaşamına ulaşacağız…
Ve böyle bir kentte yaşamaktan kent halkı gurur duyacak…
Evet, bence de özlenen ve olması gereken Antalya budur.
Önce kendisi için, sonra başkaları için Antalya olmalı.
“Çünkü kendisi için Antalya olmayan bir kentten asla dünya kenti Antalya çıkmaz.”
Özellikle yerel siyasilerden çok sık duyarız “vizyonumuz şudur…” diye…
Ya da birini “vizyonsuz birisi” diye eleştirirken, öveceğimiz kişileri içinde “ gerçekten vizyon sahibi birisi” deriz.
Peki, nedir vizyon?
Sözcük anlamı itibariyle “kişinin, kurumun ya da bir topluluğun gelecekteki hedeflerinin çizgileridir…”
Yapılan çalışmaların neye ve nereye göre yapılacağını ifade etmek için kullanılan bir sözcüktür.
Özellikle siyasi yöneticiler için vizyon, uygulayacakları siyaset ile yönettiği toplumu, ya da kenti gelecekte nasıl şekillendirmek istediklerini anlatma sanatıdır.
“Vizyon sahibi bir siyasi, hayal kurmayı ve bu hayallerini topluma kabul ettirip reel hayatla bütünleştirmeyi becerebilen kişidir.”
Kenti için, ülkesi için, yöneteceği toplum için kurduğu hayallerini anlatır ve yönetme yetkisi ister.
Önceki dönem belediye başkanımız olan Menderes Türel bu kent için bir vizyon ortaya koymuştu.
Diyordu ki, “Antalya’yı büyük projelerle donatacağım ve dünyanın en büyük kentleri olan Paris, Londra, Newyork gibi kentlerden daha büyük hale getireceğim.”
Evet, bu bir vizyondur ama seçim sonuçları gösterdi ki “Antalya halkı bu vizyonla oluşacak bir kentte yaşamak istemiyor.”
Antalya halkı daha çok demokrasi, daha çok özgürlük alanları, hayatın daha çok kolaylaştırıldığı, günlük hayatında kendisine daha çok dokunulan bir kentte yaşamak istiyor.
Antalya halkının bu taleplerini en kısa sürede kavrayan ve yakalayan kişi ise 2014 de Muratpaşa Belediye Başkanlığına yüzde 46 oyla seçildikten sonra, 31 Mart’ta oy oranını yüzde 65 gibi kahir bir ekseriyete yükselterek yeniden seçilen “Ümit Uysal” oldu.
Geçen hafta yaptığı açıklamada önümüzdeki 5 yılın vizyonunu, yani varmak istediği hedeflerini açıkladı.
Şöyle diyor Başkan Uysal açıklamasında;
“Mevcut ekonomik verilerin üzerinde toplumsal ve insani kalkınma, onun üzerine kurulmuş DEMOKRATİK KENT KÜLTÜRÜ ve onun üzerine de o kentte yaşamaktan gurur ve onur duyulan, farklı hissedilen özgür atmosfer.
Bu Türkiye’ye örnek olacak bir tablodur.
Bunun için çalışacağız, vizyonumuz budur…”
Hakikatleri tam ortasından yakalayan “diyalektik bir vizyondur” bu.
Nitekim 5 yıl içinde oy oranını yüzde 20 artırmışsa hayal ettiği vizyonunu gerçekleştirmiş ve halka da bunu kabul ettirmiş demektir.
Şimdi yeni bir vizyon ortaya koyuyor ve diyor ki;
Demokrasiyi iliklerine dek yaşayan insanların oluşturduğu bir kent yaratacağız.
Özgürlük alanlarının genişlediği, katılımcılığın önündeki engellerin kaldırıldığı, insanların kendilerini ifade edebilme araçlarına sahip olduğu bir kent yaşamına ulaşacağız…
Ve böyle bir kentte yaşamaktan kent halkı gurur duyacak…
Evet, bence de özlenen ve olması gereken Antalya budur.
Önce kendisi için, sonra başkaları için Antalya olmalı.
“Çünkü kendisi için Antalya olmayan bir kentten asla dünya kenti Antalya çıkmaz.”