Bursaspor karşılaşması bir çok açıdan önemliydi.
Birincisi; Kasımpaşa maçında alınan galibiyetin anlam kazanabilmesi için önemiydi.
İkincisi; Osmanlıspor ile Konyaspor’un karşılaşacak olmasından dolayı önemliydi.
Üçüncüsü; ilk kez üst üste iki galibiyet almamız açısından önemliydi.
Dördüncüsü; kazanıp 31 puan yapacaktık ve 30 puanın üzerine çıkmak bize önümüzdeki haftalar adına güven verirken, 30 puanın altında kalan takımlara psikolojik olarak baskı yaratacaktı.
Bunların hepsini düşündüğümüz zaman, Bursaspor maçında alınacak olan bir galibiyet 3 puandan çok daha fazlası demekti.
Bursaspor karşılaşmasının 90 dakikasını değerlendirdiğimiz zaman, Antalyaspor’un iyi futbol oynadığını söyleyemeyiz.
Diğer taraftan da; Bursaspor’un bir 90 dakika daha maç oynanmış olsa, gol atabileceğini düşünmüyorum. O kadar etkisiz bir futbol ortaya koydular.
Antalyaspor adına bu saatten sonra iyi oyun değil, tabela önemlidir.
Önemli olan maç sonunda skorboardda sonucun lehimize olmasıdır.
Diğer taraftan savunma ikilisi Diego ve Djourou ikilisini çok dengeli buldum.
Jevtovic çok çalışkandı, kazandığı toplar ve ilk goldeki katkısı ile bu karşılaşmada öne çıkan isimlerden birisi oldu.
Orta alanda Hakan Özmert, tam bir maestro gibi oynuyor.
Hakan için Antalyaspor’un oyun aklı diyebiliriz.
Deniz Kadah, hücum anlamındaki en önemli aktörlerden birisi.
Gerek attığı gol ile de Antalyaspor tarihine geçmesi hak eden bir oyuncu olduğunu söylemek gerekiyor.
Antalyaspor belki iyi futbol oynamıyor olabilir ancak iyi ritim tutturdu.
Bunda da Hamza Hamzaoğlu’nun büyük katkısı var.
Antalyaspor artık daha dengeli bir takım oldu bu açık ve net.
Ne yaptığını bilen bir takım…
Son olarak; lobi faaliyetleri yürüten, masa başında kazanmaya çalışan takımlara inat, Antalyaspor’un sahada savaşarak, mücadele ederek kazanması da bu galibiyetleri daha da anlamlı kılıyor.