Öncelikle Antalyaspor'da yeni bir dönem başladı. Çaykur Rizespor karşılaşmasına geçmeden önce gerek Ali Şafak Öztürk adına gerekse Antalyaspor adına hayırlı uğurlu olsun dileklerimizi ileterek yazımıza başlayalım.
Geçtiğimiz hafta Beşiktaş maçı galibiyetinin ardından tüm gözler önce Antalyaspor'dan başkanlık değişimine sonra da Çaykur Rizespor maçından çevrilmişti. Beşiktaş maçı galibiyetinin taçlandırılması adına Rizespor maçının kazanılması son derece önemliydi. Geçtiğimiz hafta alınan galibiyetin ardından Rizespor maçında tribünlerde en az 20 bin futbolseveri bekliyordum. Açıkçası yanıldığım için bu konuda üzgünüm. Karakterlerini ortaya koyan ve zorlu bir süreçten geçen futbolcu ve teknik heyeti bu kent yalnız bırakmamalı. Diğer taraftan 07Gençlik grubunu her zamanki oldukları yerde Kuzey Kale Arkası'nda görmek beni ayrıca mutlu etti. Onlar da 90 dakika boyunca hiç susmayarak takımı desteklediler.
Şimdi gelelim takıma. Bülent hoca, Beşiktaş karşısında sahaya çıkan ve galibiyeti alan takımı bozmadı. Belki 'kazanan takım bozulmaz' kuralını düşünerek sahaya çıktı ancak atladığı bir şey vardı, her maçta aynı taktık anlayış işlemeyebilir. Çünkü Beşiktaş maçında savunma ön plandaydı, Rizespor maçında ise hücum ön planda olmalıydı. Açıkçası ben, Bülent hocanın sahaya sürdüğü ilk 11'i eleştiriyorum. Beşiktaş maçı için ne kadar doğru yapmış olsa da, Rize maçı için bir oradan da yanlış yaptığını söylemek Ertekin. Kaldı ki bunun örneğini de Rizespor maçının ilk yarısında görmüş olduk. Harun sağ kanatta kayboldu. O kaybolunca Nazım'ın o bölgedeki hücum etkinliği de azaldı. Bahadır ileride iyi bir savunmacı olabilir ancak tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Pozisyonunu kaybetmiş, rakip futbolcunun şortundan çekerseniz ve yere düşerse bu penaltı demektir. Her ne kadar Bahadır'ın müdahalesi ile düşmüyor olsa da penaltı kararı bana göre doğruydu.
Karşılaşmanın ikinci yarısı ise uzun süre unutulamayacak cinsten oldu. Kaleci Boffin'in adeta 3 kişilik oynayarak kalesini gole kapattığı pozisyon karşılaşmanın kırılma anı oldu. Bu pozisyonun ardından taraftarının da desteğini arkasına alan Antalyaspor önce Mevlüt Erdinç sonrasında ise penaltıdan Hakan Özmert ile çok önemli ve değerli 3 puanını hanesine yazdırmayı başardı. Özellikle böylesine sıcak havada ve yüksek nemde, 10 kişi oynayarak maçın son dakikalarında rakip kalede 2 gol bulup maçı çevirmek kolay bir iş değildir. Sahadaki tüm futbolcuları ve teknik heyeti kutlamak gerekiyor. Son olarak kaçtan önce Doukara gole giden rakip futbolcuyu düşürecek ve Antalyaspor 10 kişi kalacak deselerdi asla inanmazdım ama futbolun belki de güzelliği işte burada. Rakip kaleye en yakın yerde olması gereken bir futbolcu, yaptığı pas hatası ile gole giden futbolcuyu düşürüyor ve takımını eksik bırakıyor. Sonuç olarak oyun anlamında eksiklerimiz var bunu milli maç arasında gidereceğiz diye düşünüyorum. Ancak her zaman söylediğimiz gibi bu sezon en çok dikkat çeken detay Antalyaspor'un fizik gücü. Bunu bir kez daha görmüş olduk.