Ligin ilk yarısını kabus gibi bitiren Antalyaspor, ligin ikinci yarısı için yeni bir sayfa açmıştı.
Tamer Tuna’yı takımın başına getiren kırımız beyazlılar, kupada Göztepe’yi 4-3 mağlup edince, moraller yükseldi, yüzler gülmeye başlamıştı.
Tamer hocanın, eski takımına karşı sahaya çıkıyor olması açıkçası beni umutlandırıyordu.
Çünkü Göztepe ve Denizlispor maçlarından alınabilecek 6 puan, Antalyaspor’un önünü çok ama çok açacaktı.
Ancak karşılaşma beklediğimiz gibi başlamadı.
Sezon başından beri yaşadığımız bireysel hatalar yine baş gösterdi.
İlk golde Celustka’nın anlamsız topla çıkışı, topu rakibe kaptırması ve yenilen gol.
İkinci golde, Serdar’ın arka direkte bomboş kalması, üçüncü golde ise yine savunma hatası.
Antalyaspor’un Göztepe karşısındaki ilk 45 dakika oyununu takıma izlettirseniz, eminim kendilerini tanıyamazlar.
Süper Lig takımı değil, tam tersine amatör lig takımı gibiler.
Bir hoca eski takımına karşı 45 dakikada pes eder mi?
Etmemeli.
Ama ettik.
Açıkçası dünkü ortaya konan oyun ne bana, ne tribünlere gelenlere, ne de maçı tv den takip edenlere umut vermedi.
Hatta tam tersine umutlarını daha da söndürdü.
Maçlar kazanılır yada kaybedilir. Ama sizler ortaya bir şeyler koymanız gerekir.
Antalyaspor artık isyan etmek zorunda.
Tepki vermek zorunda.
45 dakikada fişi çekilen takım olmaktan çıkmak zorunda.
Bunu yapacak olan da Tamer Tuna’dan başkası değildir.
Artık taraftarın sabrı kalmadı.
Taraftar kazanan takım görmek istiyor.
Artık iyi futbol izlemek istiyor.
Artık evine mutlu dönmek istiyor.