Her gün dünyadaki olaylar, kriz ortamları ve korona virüsünün getirdikleri konuşuluyor. Şunu görmeliyiz ki mitler, sırlar bir arada. Fırtınalı rüzgârlar gibi sözler, vaatler, tedbirler her gün hayatımızın içinde. Elbette bilgi kirliliği de olacak. Bütün bunlara karşı kendimizi korumalıyız. Şimdi bütün dünyada sıradan popülizm ve milliyetçilik dalgası hakim. Yeryüzü yöneticileri içinde sahte politikacılar, sahte haberler, yanlış bilgilendirmeler, korku ve psikolojik yıpratma girişimleri, komplo teorileri, umutsuzluk gözleniyor. İnsanlar son derece mutsuz umutsuz. Dünyadaki hükümetler geleceği çalmakla, iklimi kirlenmiş bir dünya bırakmakla suçlanıyorlar.
Her birimize içimizdeki kahramanı uyandırma görevi düşüyor.
Hem kişisel hem profesyonel hem de sosyal hayatın içinde yeni bir gerçeklikle karşı karşıya kalmış durumdayız. Belki de bu süreç bizim içimizdeki kozmik gücü uyandıracak; yeni bir iş alanına yeni bir çevreye sıçrayacağız. Zihnimizi daha açık tutup, yeni güçlerimize güvenmeliyiz ve içimizdeki kristale inanmakla ilgili coşkuyu bulmalıyız.
Belki eski hayatlarımız alışkanlıklarımız yıkılacak ve yalnızlık hissedeceğiz. Eski şeyler eriyip gidecek ve biz böylesinin daha iyi olduğunu düşüneceğiz. Kim bilir zaman zaman da belirsizliğin karanlık dehlizlerinde hissedeceğiz kendimizi.
Mevcut durumumuza iyi yönünden bakmak gerekirse; Mart ayında hayatımıza bir elçi geliyor ve her şeyi değiştiriyor. Bir rehber, harika bir öğretmen şeklinde güçlerimizi birleştirmemizi istiyor. Belki bu bir virüs olabilir. Şimdi içimizdeki zenginliği, gücü, sihri ve dönüşümü başlatmak için harika bir zaman. Hayatımızın lideri olmalıyız. Usta yol gösterici gibi parlamamız gereken bir değişim içindeyiz. Geçmişin, geçmişteki hataların en düşük dönemimiz olduğunu düşünüp, içimizdeki kozmik gücü görüp, parlamamız gerekecek. Beklediğimizin aslında yeni başlangıçlar olduğunu fark edeceğiz.
Hadi tam zamanı, “ölmeden ölüyormuşuz” hissini bırakalım. Kolektif bilinç altına erişmek için mükemmel bir zamanlama. Burası bütün olumsuz düşünceleri defetmek için ihtiyacımız olan tüm desteği biriktirmiş olduğumuz yer ve zaman.
Söylemek istediğim; hiç ara vermeden mücadele etmek, güzel ve keyifle çalışmak, aşırı efor sarf etmek gibi zor yöntemlerin kendimizi güçlendirme konusunda faydasız olduğunu düşünebiliriz. Umudumuzu kaybetmeyelim küllerinden doğan Anka Kuşu gibi hayata geri döneceğiz.