Ülkelerin sürekli değişen ve gelişen bilimle ilgili dinamikleri belli bir dengede tutabilmeleri zorunlu hale geldi. Dünyada meydana gelen gelişmelere uyum sağlayabilmek pek çok ülke için zor. Bu yüzyıl teknolojinin büyük önem kazandığı bir dönem. Zamanı yönetebilmek gittikçe zorlaşıyor çünkü büyük toplumsal ve ekonomik sistem içindeki öğeler birbiriyle her zaman uyumlu değil. Sistemin dinamiğini yükseltecek öğeler arası uyumsuzluk, çatışma, olağanüstü koşullar kriz ortamı yaratır.
Kriz, bir ulusun üst düzey hedeflerini tehdit eder, varlığını tehlikeye sokar ve derhal tepki verilmesi gereken acil durumlardır. Öyle mi? Evet öyle. Karıştırmamak gerekir ki tehdit ve fırsat unsurlarını barındıran her sorunun kriz değildir. Krizden söz edebilmek için ekonominin tehdit altında olması, ülke itibarının zedelenmesi, sorunun çözümü için sürenin çok sınırlı olması, yani zamanla yarışmak ve beklenmeyen bir zamanda gelmesi durumlarının etkili olması gibi bir çok etken sıralanabilir. Kriz düzgün olmayan ivedilikle değişiklik gerektiren iktidarsız bir durumdur. Önemli olan sarsıcı bir durumla karşı karşıya gelindiğinde iyileşme veya yok olmaya yönelik olarak ortaya çıkan bu rahatsızlık veren durumun çözümü için doğru stratejiyi doğru zamanlamayla uygulayabilmektir. Her kriz başarısızlığın kökleri kadar çözümü de kendi içinde taşır. Tabloyu iyi seyretmek gerekir.
Zorlu dönemlerde standart karar alma ve önleme mekanizmaları yetersiz kalacağından sorunları başlangıçta çözecek modeller geliştirilip sorunun büyümesi engellenirse bu durum kronik bir halden uzaklaşıp kriz hali alması önlenebilinir.
Kriz geliyorum derken başlangıç aşamasında önlenmeli. Geç kalınca artık çok geç demenin faydası olmaz.
Mutlu dünya dileklerimle.