Ay şimdi ne çok isterim çocuklar gibi kırlarda koşmayı. Papatya tarlalarından süzülüp muhteşem bir dağın eteklerinde gelincikler toplamayı ne çok isterim. Papatyadan bir taç başımda, buz gibi akan pınarlar serin akan sularda çıplak ayakla yürümeyi çok istiyorum. Uzun kuyruklu bir uçurtma gibi gökyüzünde süzülmeyi istiyorum. Yağan yağmur da ıslanmak sonra da gökkuşağının altından geçmek istiyorum. Nasıl geçtiğini anlayamadığım ömrümün baharına tekrar dönebilmeyi, baharı bahar gibi yaşamayı çok istiyorum.
Nazlı nazlı geçen zamanın ardından gün batımının tatlı kızıl ışıkları gözlerimde. Hazan’da buldum kendimi. Baharın yazın nasıl geçtiğini anlayamadan tatlı bir hazan şafağında buldum kendimi. İçimde keskin bir sızıyla baharıma yazıma inceden inceye zarif bir selamla döndüm.
Hazan zamanı hayatımın en güzel günleri. İçimdeki derin sızının yerini garip bir heyecan, tatlı bir mutluluk alıyor. Ömrümün en güzel zamanını şimdi yaşıyorum. En kıymetli değerim ailemle beraberim. Eşim ve çocuğum. En muhteşem zenginliğim sevgili dostlarım. Hayatımın mucizeleri dediğim, aynı kandan olmasak da coşkuyla sevdiğim onlarca kardeşimle beraberim.
Hayat bir sınavdır derler. Neyin sınavı? Öğrendiklerimizin mi? Öğrendiğimiz her şey, tüm yaşanmışlıklarımız, tecrübelerimiz bizi biz yapan en kıymetli değerlerimiz. Ömrümüzün baharı hazanda da bahşediliyorsa mutlu bir ömür yaşamışız demektir.
En kıymetli değer sevgi ve saygı. Sevgiyi kaybetmemek dileğiyle tüm yeryüzüne mutluluklar diliyorum.
Çok güzel hülyam kalemine sağlık hep hazan yaşamak dileğiyle inşallah