Bazı hayatlar yaşandıkça bulur anlamını.
Bazı hayatların yaşandıkça çıkar boşluğu.
Hayat ne uzundur aslında, ne de kısa...
Ne yaşadığındır yalnızca.
Murathan Mungan
Hayatın, “anlamı işte yaşayıp gidiyoruz” olmamalı. Hayat yap boz tahtası değildir. Yaşadıklarımızı yok sayıp yeniden başlayamayız, yaşarız geçer. Bazen acımasızdır yaşadıklarımız. Kafamıza vura vura öğretir gerçekleri. Kalbimiz kırıla kırıla fark ederiz.
Sevdiğim bir dostum, “hayat herkese eşit davranmaz” demişti. Evet öğreniyoruz. Bazen çıkmaz sokağa gelir, kala kalırız. Haydi yolun açık olsun desinler yol ne kadar açık olabilir ki... Duvara toslayanca hayallerin çıkmaz sokakların ötesinde olduğunu görürüz. Kim kimin elinden tutup hayallerine götürebilir?
Hayatta her şeyi görüp yaşar gideriz işte her şeye alışırız da acılara, ayrılığa, yalnızlığa alışmak zor gelir. Şimdi etrafımızdaki kişilere bir de kendimize şöyle bir bakalım kaçımız yaşamak istediği hayatla yaşamak zorunda kaldığı hayat arasında sıkışıp kalmıştır? Eminim birçok kişiyi mutluluk maskesini takıp, mutluymuş gibi yaparken seyrederiz.
En yakınlardan beklenmeyen haksızlıkları görmek hayal kırıklığıdır. Sevgiler sahte, dostluklar sahte, insanlar sahte. Bir bakarız çıkar ilişkileri hayatın her köşesini sarmış. Ruhumuzun bir ucunda mutluluk ve huzur diğer ucunda gözyaşı ve hüzün hayat birazda iki uç arasında gidip gelmedir. Sahte ve haksız durumlarla karşı karşıya kalınca mutluluk ve huzur kalmalı hayatın en anlamlı yerinde.
Ne kadar yaşadığımız değil neleri yaşadığımızdır hayat. Unutmayalım sevgiyle yaşamak ruhu besler, mutluluk kapılarını açar. Yürekteki sevgisizliktir mutsuzluk.
İçimizden birine hayatını soralım; “yaşayıp gidiyoruz işte bazen mutlu huzurlu bazen yapayalnız kendimizle” der.
Ah bir bilsek hayatının en güzel günleri, en güzel yılları “daha erken” demekle geçer.
Heyhat sonra “çok geç” olur. Zaman affetmez akar geçer.
Babannem derdi ki; “ağaçtan düşen yaprak rüzgarın oyuncağı olur”. Tutunduğun daldan düşene kadar hayatla mücadele devam eder. Sonra rüzgâr nereye sürüklerse yaprak misali yolun oraya gider.
Ah ah bitmez sandıklarımız biter, gitmez dediklerimiz gider. İyisiyle kötüsüyle yaşamak dedikleri bu olsa gerek.
Umudumuzu yitirmeyelim ne yaparsak yapalım hayat devam ediyor.
Haydi bakalım mutlu olma sırası bizde.
Bazı hayatların yaşandıkça çıkar boşluğu.
Hayat ne uzundur aslında, ne de kısa...
Ne yaşadığındır yalnızca.
Murathan Mungan
Hayatın, “anlamı işte yaşayıp gidiyoruz” olmamalı. Hayat yap boz tahtası değildir. Yaşadıklarımızı yok sayıp yeniden başlayamayız, yaşarız geçer. Bazen acımasızdır yaşadıklarımız. Kafamıza vura vura öğretir gerçekleri. Kalbimiz kırıla kırıla fark ederiz.
Sevdiğim bir dostum, “hayat herkese eşit davranmaz” demişti. Evet öğreniyoruz. Bazen çıkmaz sokağa gelir, kala kalırız. Haydi yolun açık olsun desinler yol ne kadar açık olabilir ki... Duvara toslayanca hayallerin çıkmaz sokakların ötesinde olduğunu görürüz. Kim kimin elinden tutup hayallerine götürebilir?
Hayatta her şeyi görüp yaşar gideriz işte her şeye alışırız da acılara, ayrılığa, yalnızlığa alışmak zor gelir. Şimdi etrafımızdaki kişilere bir de kendimize şöyle bir bakalım kaçımız yaşamak istediği hayatla yaşamak zorunda kaldığı hayat arasında sıkışıp kalmıştır? Eminim birçok kişiyi mutluluk maskesini takıp, mutluymuş gibi yaparken seyrederiz.
En yakınlardan beklenmeyen haksızlıkları görmek hayal kırıklığıdır. Sevgiler sahte, dostluklar sahte, insanlar sahte. Bir bakarız çıkar ilişkileri hayatın her köşesini sarmış. Ruhumuzun bir ucunda mutluluk ve huzur diğer ucunda gözyaşı ve hüzün hayat birazda iki uç arasında gidip gelmedir. Sahte ve haksız durumlarla karşı karşıya kalınca mutluluk ve huzur kalmalı hayatın en anlamlı yerinde.
Ne kadar yaşadığımız değil neleri yaşadığımızdır hayat. Unutmayalım sevgiyle yaşamak ruhu besler, mutluluk kapılarını açar. Yürekteki sevgisizliktir mutsuzluk.
İçimizden birine hayatını soralım; “yaşayıp gidiyoruz işte bazen mutlu huzurlu bazen yapayalnız kendimizle” der.
Ah bir bilsek hayatının en güzel günleri, en güzel yılları “daha erken” demekle geçer.
Heyhat sonra “çok geç” olur. Zaman affetmez akar geçer.
Babannem derdi ki; “ağaçtan düşen yaprak rüzgarın oyuncağı olur”. Tutunduğun daldan düşene kadar hayatla mücadele devam eder. Sonra rüzgâr nereye sürüklerse yaprak misali yolun oraya gider.
Ah ah bitmez sandıklarımız biter, gitmez dediklerimiz gider. İyisiyle kötüsüyle yaşamak dedikleri bu olsa gerek.
Umudumuzu yitirmeyelim ne yaparsak yapalım hayat devam ediyor.
Haydi bakalım mutlu olma sırası bizde.