İzin verirseniz bugün oğlum Tunç Altan Kılıç’ın bir yazısını paylaşmak istiyorum.
“Değerli arkadaşlar, ben de Dünya'yı kasıp kavuran virüsle ilgili fikrimi paylaşmak isterim. Bu süreci ciddiye alıyorum şahsen. Dünya globalleştikçe ve binaların yükseklikleri sürekli artan bir dönemde yaşadıkça, bu tarz ilkel sayılabilecek bulaşıcı organizmaların aslında işlerini son derece kolaylaştırıyoruz. Kimi insanların son derece rahat tavırlarına tanık oluyorum ve açık konuşmam gerekirse bu tutumlar beni rahatsız ediyor. Rahat tavır ibaresinden kastım tabi ki "nasılsa bana bir şey olmaz" tavırlarından söz ediyorum. Bir bakteri, bir virüs veya bir parazit eğer bir tane insan bedeninin bile canlılığını tehdit edebiliyorsa, tehlikelidir. Şahsi düşüncem bu tarz durumlarda ölü sayısını dikkate almayın. Bir kişinin bile bu ilkel sayılabilen mikroorganizmalara bedenen karşı koyamamış olması dahi insanlığı tehdit edebilir. Genci, yaşlısı üç kişisi beş kişisi yoktur bu biyolojik sürecin. Kaldı ki durum bundan çok daha vahim. Evet çocukların, gençlerin bağışıklık sistemlerinin ileri yaşlardaki insanlara nazaran covid-19'a karşı daha üstün olduğunu ben de okuyorum. Fakat bu, önceliklerimizin değiştiği modern çağda önlem almamamızı gerektiren bir unsur değildir. Kimsenin bu sirkülasyonun bir parçası olmamasını umarım. Grip salgını bile olsa tüm insanlığın bu dolaşımın önüne geçebilmek için üzerine düşen tedbiri alması gerektiğini savunuyorum. Unutmayınız ki, aslında modern, teknolojik ve sosyal bir yapıda olduğumuz bu Dünya; bu tarz ilkel ve ölümcül organizmaların da artık modernlikten, teknolojiden, sosyallikten beslendiği bir yaşam alanımız. Bilincinde olunuz ki, bedenlerimiz birer biyolojik sistemler bütünüdür, bedenlerimiz teknolojik değildir. Bu bedenlerin cansız varlıkları bir araya getirerek ürettikleri sistemler birer teknolojidir. Virüsler yalnızca bizi tehdit eder, başka hiç bir şeyi değil. Bu yüzden #evdekal destekçisiyim.” diyor.