İnsanın bam teline basılınca kişi hemen sinirlenir ve tepkisi de ilişkiyi tamamen keserek “kendi dağının tepesine” çekilmek olur. Daha sonra o insanlarla yeniden bağ kurmanın kendisini zayıf düşüreceğini hisseder ve bilinçaltı olarak yanlış anlaşılmaktan korkar. Ayrıca kendi gerçeklerini paylaşma ihtiyacı duymaz. Gerçekler kolay ve anlaşılır olmasına rağmen bunu başkalarının anlayabileceklerine, takdir edebileceklerine inancı yoktur. Hayat kişiler ve ilişkiler kadar basit değildir. Hayat bazen de sadece hayatımızdaki kişilerin şekillendirmesi kadar kısır değildir. Kişinin özüyle aldığı kararlarla istikrarlı bir şekilde yürümesi sonunda her şey
hayatı şekillendirir. Bu durumda başlangıç olarak alınacak kararlar:
- Kendine hakim olmak
- Yaşama yetişkin bir pozisyondan yaklaşmak
- Özsaygı
- Hedef belirleyebilmek
- Sorunları akla uygun yaklaşımlarla çözmek
- Verilen sözleri yerine getirmek
- Geçmişle savaşı bırakmak
- Kendine ilgi göstermek
- Başarı için sorumluluğun büyük olduğunu kabullenmek
Belki biraz zorlu bir çizgi ama istenirse başarılı olunur. İnsanın farkında olması gereken şey düşüncelerinin sonsuz, eylemlerinin kısıtlı olduğudur. Demek ki ömür yetmez o halde zaman sorunu var. Eğer yeterince sağlam bir temel varsa, yaşamın sorumluluğunu üstlenmek için gerekli güç oluşmuş demektir. Kişi kendisini güvende hissedecek kadar güvenceyi bulmuş demektir. Yaşamın sorumluluğunu üstlenmek için gerekli güveni elde etmiş demektir. O halde zamanın efendisi kişinin kendisidir.
“Başkalarını kontrol edemem ama kendimi kontrol edebilirim.”
Ğ