Bilimsel olarak Prunus Armeciaca olarak isimlendirilen kayısı gülgiller familyasından gelen besleyici bir meyvedir. Kayısı kelimesi, Arapça ḳys kökünden gelen ḳaysī "zerdalinin iyi ve iri cinsi" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük yine Arapça ḳays "kıyaslama, ölçme" sözcüğünden +ī ekiyle türetilmiştir.
Kayısı, ince bir kabuğa ve keskin, yumuşak bir ete sahip, turuncu renkli küçük bir meyvedir. Çok yönlü meyvelerden biri olarak görülen kayısı dünyanın birçok ülkesinde yetiştirilmesine rağmen, daha çok Akdeniz'e yakın olan ülkeler ile Avrupa ve Asya kıtalarında yetişmektedir. Ülkemizde Malatya ili kayısı diyarı olarak bilinmektedir ve ilin sembolüdür.
İnsan vücudunun günlük enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok az katkıda bulunmakla birlikte, kayısı potasyum, fosfor, kalsiyum ve demir mineralleri ile A vitamininden (β-karoten) zengin bir meyvedir. 1 adet taze kayısı (yaklaşık 35 g) 17 kalori ve 1 adet kuru kayısı (yaklaşık 8g) 24 kaloridir.
İçerdiği, antioksidan olan A vitamini üreme ve büyümede enfeksiyonlara karşı hayati öneme sahiptir. A vitamini, organizmanın ve sağlıklı hücrelerin direncini artırarak kansere karşı koruyucu görevi yapmaktadır. Ayrıca, içerdiği A vitamini deride yağ bezlerinin aktivitesini baskılar yani akne gibi cilt bozuklukları oluşumunu önler, cildi nemlendirir ve korur.
Kayısı, başta flavonoidler olmak üzere pek çok antioksidan içerir. Flavonoidler, iltihap belirtilerini azaltır, kan damarlarını korur ve güçlendirirler. Vücudu diyabet ve kalp hastalığı gibi birçok kronik hastalıkla bağlantılı olan oksidatif stresten korumaya yardımcı olur. Ayrıca fazla alkol alımına bağlı karaciğer hasarına karşı da koruyabilir. Kayısının mineral maddeler bakımından sodyumca fakir, potasyumca zengin olması nedeniyle kalp yetmezliği, hepatit ve siroz tedavisinde tavsiye edilen bir besindir.
Beslenme ve sağlık açısından en önemli bileşiklerinden birisi de diyet lifidir. Kuru kayısının 100 g’da yaklaşık olarak 7–24 g diyet lifi bulunur. Diyet lifi kabızlık, irritabl kolon sendromu, apandisit, hemoroid, diş hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı, kroner kalp hastalıkları ve klon kanseri gibi hastalıkların oluşum riskini azaltmakta, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlamaktadır.
Meyvesi için yaygınca yetiştirilen kayısı, sofralık tüketim ve kurutulma amaçlı olmak üzere iki farklı kullanım alanına sahiptir. Kurutulmuş kayısılar kükürt dioksit ve potasyum sorbat kullanılarak açık turuncu bir şekilde pazarlanmakla birlikte, koyu renkli işleme tabi tutulmamış halleri de mevcuttur. Yaz aylarında tazesi tüketilebilen kayısının yıl boyunca kurusu da uygun ortamlarda saklanabilmektedir. Kuru kayısının rengini korumak için kullanılan kükürt dioksit astım hastalarında alerji riskini artırmaktadır. Bu sebeple sülfür içermeyen, doğal yollardan kurutulan, işlem görmemiş, koyu renkli “gün kurusu” denilen kayısı tüketilmelidir. Ancak, kuru kayısının glisemik indeksi yüksek olması sebebiyle tüketim miktarı sınırlandırılmalıdır.