Bu başlığı "zehir yiyoruz" diye atsaydım, aklınıza hemen tarımda kullanılan kimyasal ilaçlar (pestisitler) gelecekti ve yıllardır yediğimiz sebze ve meyvede pestisit olduğunu bildiğinizi söyleyecektiniz. Ancak, sadece yediklerimiz yoluyla almıyoruz kimyasalları; havamız, suyumuz, toprağımız da zehirli. Yani dokunduğumuz toprak, üzerinde çocuklarımızı oynattığımız parklar, içtiğimiz ya da kullandığımız su, hatta soluduğumuz hava bile kimyasal dolu! Aslında bitkilere uygulanan pestisitin sadece yüzde 2'si uygulandığı alanda kalıyor; geriye kalanı, yani yaklaşık yüzde 98'i havaya, toprağa ve suya karışarak, hem bizi, hem de diğer canlıları etkiliyor.
Sağlığımız doğrudan ilgilendiren bu konuda, ne yazık ki, devlet yetkililerinden ya da üniversitelerden değil; bu konuda araştırmalar yapan ve sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmayı seçen gıda mühendisi Dr. Bülent Şık'tan bilgi alabiliyoruz. Kendisine, bu tavrı nedeniyle kişisel olarak minnettarım.
* * * * *
Birkaç rakam paylaşalım önce...
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin hangi ilinde ne kadar pestisit kullanıldığını, internet sitesinde yayınladı. Buna göre, Türkiye'de kullanılan pestisit miktarı, 2016 yılından sonra hızla artmış. 2008-2016 yılları arasında yaklaşık 39 bin ton pestisit kullanılırken; 2006 yılından itibaren bu rakam 50 bin tona çıkmış. 2018'de 60 bin tonu aşmış, daha sonraki yıllarda ise 50-55 bin ton civarında seyretmiş. En çok hangi pestisit türünde artış var, bu artışın nedeni nedir gibi soruların ne yazık ki yanıtı yok.
Antalya, en çok pestisit kullanılan il. 2018 yılı rakamlarına göre, Antalya'da kişi başına yıllık yaklaşık 2,5 kilogram pestisit düşüyor. Tabi ki, Kumluca ve Serik gibi tarımsal üretimin yoğun olduğu ilçelerde, bu rakam çok daha yüksek.
* * * * *
Gelelim pestisitin insan sağlığı üzerindeki etkilerine... Öncelikle şunu belirtmeliyim, bebekler ve çocuklar, pestisitten, yetişkinlerden daha çok etkileniyor. Pestisitten kaynaklanan ölümler hiç de azımsanacak ölçüde değil. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde, her yıl 40 bin civarında tarım işçisi, pestisit zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybediyor.
Kronik zehirlenme denilen bir kavram da var. Zehirli tarım ilaçlarının gıdada ve sudaki kalıntılarına uzun zaman maruz kalmak, etkileri uzun dönemde görülen sağlık sorunlarına yol açıyor. Artan obezitede, pestisitlerin büyük katkısı var. Yakın zamanda yapılan bir araştırma, giderek yaygınlaşan parkinson hastalığı ile pestisitler arasında doğrudan ilişki olduğunu ortaya koydu. Bunların dışında, pestisitler; sinir sistemine ve hormonal sisteme zarar veriyor; prostat, akciğer ve pankreas gibi kanser türlerinde, beyin tümörlerinde artışa neden oluyor; depresyonu tetikliyor; çocuklarda dikkat eksikliği ve öğrenme bozukluğu yaratıyor.
* * * * *
Toplumsal sağlığı doğrudan etkileyen pestisit sorununun önüne nasıl geçilir? Öncelikle, bunu yapmaya niyetli bir siyasi irade gerekir. Sonrasında yapılabilecekler çok...
Öncelikle, devlet tarafından yasaklanan ve hala kullanımı sürdürülen pestisitler toplatılmalıdır. Sonrasında, pestisit kullanımına alternatif olabilecek yöntemler belirlenmeli ve kullanımı desteklenmelidir. Kentlerde, çocukların oyun alanı olan park ve bahçelerde pestisit kullanımı engellenmelidir. Pestisit kullanımının yoğun olduğu yerlerde, daha ayrıntılı araştırmalar yapılarak, o bölgede yaşayanların pestisit maruziyeti belirlenmeli ve olası sağlık sorunlarının önüne geçilmesi için çalışılmalıdır. Suların da kontrol edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması şarttır.
Ama dediğim gibi, bütün bunlar, ancak halkın sağlığını önemseyen bir iktidarın varlığına bağlı...