Dünkü yazımda, hikayemizin kahramanlarıyla tanışmış ve 4 temel isimle, kaldığımız yerden devam edeceğimizi söylemiştim. Neydi bu 4 isim? AKP, Ensar Vakfı, Başkentgaz, Torunlar… Şimdi bunlara bir de Kızılay’ı ekleyelim. Bir de 8 milyon dolar kadar para koyalım bu denkleme ve devam edelim…
* * * * *
Elazığ depreminden sonra, Kızılay hemen bir kampanya başlatıp, vatandaşlardan para istedi. Eee vatandaş da, yıllardır deprem vergisi vermiş, Kızılay’a bağışta bulunmuş; bir kez daha para istenince, haklı olarak sordu: Verdiğimiz paralar nereye gitti? Bu sorunun ardından toprağı biraz karıştırınca, altından neler çıktı, neler! Üstelik, bunlar, buz dağının görünen yüzüymüş; bizzat Kızılay Genel Başkanı söyledi.
Şimdi bir ‘gezen para’ hikayesi başlıyor… Olayın kahramanlarından Başkentgaz’ı satan alan Torunlar firması, Kızılay’a 8 milyon dolar bağışta bulunuyor. Bağışlarken diyor ki; “sen bunun 75 bin dolarını al, kalan 7 milyon 925 bin dolarını Ensar’a ver.” Neden kendi vermiyor? O zaman 1,5 milyon dolar vergi ödemek zorunda kalacak. Yani amaç, vergi kaçırmak. Kızılay Başkanı, Torunlar’ı savunuyor, “bu vergi kaçırmak değil, vergiden kaçınmak” diyerek, literatüre yeni bir kavram sokuyor. Kızılay Başkanı dedik ve yeni kahramanımız çıktı sahneye…
* * * * *
Kızılay Başkanı Kerem Kınık… Göreve geldikten sonraki 3 yıl içinde, Kızılay’a yapılan bağışları 36 kat artıran; ama deprem sonrası halktan 10 lira ‘dilenen’ adam… Çünkü, gelen parayı, bir takım vakıflara aktarmış. Başkentgaz’ı, cansiperane savunan ve onlarla yaptığı protokol gibi bir sürü protokol olduğunu itiraf ederek, halkı Kızılay’dan iyice soğutan insan… Ayda 24 bin lira aldığı yetmezmiş gibi, halkın Kızılay’ını, tam bir arpalığa çeviren kişi… Buyurun, rakamlara bakın…
Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan’ın maaşı 31 bin 500 TL. (Kendisinin Deniz Feneri davasından mahkumiyet aldığını hatırlarsınız.) Kan Hizmetleri Genel Müdürü 26 bin 500 TL; Destek Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı 24 bin 397 TL, Finans Genel Müdür Yardımcısı 24 bin 397 TL, Toplum İlişkileri Genel Müdür Yardımcısı 24 bin 397 TL, Toplumsal Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı 24 bin 397 TL, Uluslararası İşler ve Göç Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı 24 bin 397 TL, Strateji ve Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı 24 bin 397 TL, Teftiş Kurulu Başkanı 24 bin 397 TL, Hukuk Müşaviri 24 bin 397 TL maaş alıyor ve liste uzayıp gidiyor. Kızılay’ın yönetim kadrosunun bir aylık maaşını hesapladım; toplam 876 bin 629 TL. Bir yılda ödenen maaş, 10,5 milyon TL! Bu sadece üst kadronun aldığı para; bir de bunlar dışında kalan idari personel var.
Burada derin bir nefes alın, çünkü devam ediyoruz… İstanbul’da 500'e yakın gayrimenkulü olduğu bilinen Kızılay, 2016’da İstanbul Rumelihisarı yakınlarında, boğaz manzaralı 450 metrekare büyüklüğünde yüzme havuzlu köşkü, aylık 12 bin dolara (yaklaşık 72 bin lira) kiraladı. Emlakçıya 10 bin dolar (yaklaşık 60 bin lira) verildi. Tadilatı için de yaklaşık 600 bin TL harcandı. Kullandıkları lüks araçlar ise, saymakla bitmez!
Görünen o ki; halkın Kızılay’a yaptığı bağışlar, ancak yönetici kadronun sefahat içerisindeki hayatlarına yetiyor; onun için başkan, depremi bahane edip halktan para istiyor!
Peki, kim bu lüks hayat içerisinde ‘halka yardım’ faaliyeti yürüten güzel yürekli (!) insanlar? Birazcık araştırınca, tamamına yakınının AKP’lilerle akrabalık bağı olduğu ve bir kısmının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocuklarının vakıflarının üyesi ya da yönetici olduğu ortaya çıkıyor.
** * * *
Evet, paramız Kızılay’a geldi ve oradan Ensar’a gönderildi ama ‘gezen para’nın yolculuğu bitmedi henüz. Yarın devam edelim…