Yetkililer (yetkili mi demeliyim?) de biliyor; yaşadığımız ekonomik krizin nedeni, tabi ki Trump değil. Trump’ın, herhangi bir ülkenin ekonomik sistemini böyle yerden yere vurması mümkün olsaydı; emin olun, bunu öncelikle Rusya ve Çin gibi devlere yapardı.
Giderek derinleşen ekonomik krizin nedeni; yıllardır uygulanmakta olan yanlış ekonomik programlar. Uzun uzun anlatmaya gerek yok; tüketime dayalı büyüme buraya kadar! Artık anlamalıyız ki; üretmeden tüketmenin, hele hele yüksek faizli dövizle borçlanarak tüketmenin sonu felaket!
Öyleyse, bu krizden kurtulmak ve bir daha böylesi krizler yaşamamak için yapılacak olan son derece basit: Tüketimi kısarak tasarrufa yönelmek, tasarrufu da üretime yönlendirmek…
* * * * *
Çözüm belli olduğuna göre, gelelim hepimizin yapması gerekenlere…
Tabi ki öncülüğü devlet yapacak. Tarımı ve hayvancılığı destekleyecek; sanayimizi uluslar arası rekabet koşullarına uygun hale getirmek için gereken önlemleri alacak; araştırma geliştirme çalışmalarına tam destek verecek; genç bilim insanlarının yetişmesini sağlayacak; kamu harcamalarından gereksiz olanları kısacak…
Bu saydıklarımın her biri, başlı başına bir makale, hatta bir kitap konusu… Bu yazıda; tarım ve hayvancılık sektörlerine yıllar içinde nasıl darbe vurulduğunu; bin bir zorlukla kurulmuş fabrikaların nasıl haraç mezat satıldığını; imam hatip liselerine ayrılan bütçenin, fen liselerininkinin 16 katı olduğunu; milli eğitim bütçesinin yüzde 35’inin din eğitimine ayrıldığını; Diyanet’e para yetirilemediğini… anlatmayacağım. Sadece tasarrufa odaklanacağım.
* * * * *
Dedim ya; devlet öncü olacak; öyleyse, tasarruf da devletten başlayacak. Sayın cumhurbaşkanı da tasarrufun gerekli olduğunu defalarca dile getirdiğine göre, önce o halka örnek olacak.
Örneğin…
1100 odalı sarayın, ne diyelim, hiç olmazsa bin odasını kapatacak. Dünyanın en büyük devletlerinin bile çok daha küçük mekanlardan yönetildiğini düşünürsek, bu hiç de zor olmayacaktır.
Sonra 300 odalı yazlık saray yapımından vazgeçecek… Halkın bir hafta bir çadırda tatil yapmasının bile lüks hale geldiği bir ortamda; sayın Cumhurbaşkanı, bu sarayda tatil yapmayı içine sindiremeyecektir eminim.
Bir de köşk var yapımı süren… O da gereksiz. Cumhurbaşkanı yoğun bir insan, kaç kere gidip köşkte kalacak? Üstelik, halkımız köşklerde tatil yapabiliyor mu? Onlara örnek olmak için bu köşkün de yapımı durdurulacaktır sanıyorum.
Uçaklar… Evet evet, çok sayıda uçak var Cumhurbaşkanlığı’nda. 8 diyorlar, 12 diyorlar; gerçek sayıyı kimse bilmiyor. Hepsi de lüks ve çok pahalı. Eee Cumhurbaşkanı bir tane olduğuna göre ona da bir uçak yetecektir; diğerlerini satıp ülke ekonomisine can suyu olarak verecektir, tasarrufu dilinden düşürmeyen cumhurbaşkanı. Üstelik, bir de yeni gelen uçak var. Hani ABD Başkanı’nda bile olmayan, 500 milyon dolar değerindeki şu uçak… Hani Katar’dan alındığı mı hediye mi geldiği belli olmayan… Hani içini donatmak için 50 milyon dolar daha harcanacak olan… ABD Başkanı’nda bile olmayan bu uçak, sayın Cumhurbaşkanı’na tabi ki yetecektir; diğerlerinin hepsini satacaktır.
Ve arabalar… Cumhurbaşkanının emrinde 268 tane araç varmış. 2’si limuzin olmak üzere 14 tane zırhlı araç… Tanesi 1,5 milyon lira… Dedim ya, Cumhurbaşkanı ‘tek’ adam olduğuna göre, ‘tek’ araç rahat rahat yeter; kalanları satacaktır sayın Cumhurbaşkanı.
* * * * *
Binalar var daha satılabilecek…
İnanılmaz boyutta temsil giderleri var kısılabilecek…
Diğer kamu kurumlarının mal varlıklarını ve giderlerini saymıyorum bile…
Bütün bunların satılıp Türkiye Cumhuriyeti maliyesine konulması; hem ülkeyi inanılmaz ölçüde rahatlatacak, hem de Cumhurbaşkanlığı halka tasarruf konusunda örnek olarak krizden çıkmayı hızlandıracaktır.
Haydi sayın Cumhurbaşkanı, çağrınıza uyarak hep birlikte tasarruf yapalım. Siz başlayın, biz hemen arkanızdayız.