Antalya Valisi Hulusu Şahin’in Hürriyet Gazetesi Bölge Temsilcisi Salim Uzun ile yaptığı söyleşiyi okurken, nutkum tutuldu. Malumunuz AK Parti Hükümeti’nin eğitim ile arası hiç iyi olmadı. Zeki ve aydın bir toplum istemediklerini ‘Cahil halkın ferasetine güveniyoruz’ sözleri ile kendileri de itiraf etmişti. Bu sebepten olsa gerek hiçbir zaman zeki, çağdaş ve aydın bireyler yetiştirme gayretinde olmadılar. Eğitim sistemini yamalı bohçaya çevirip vasıfsız, dolayısıyla da itaatkar bir toplum yetiştirme gayreti ile hareket ettiler.
Eğitimi öyle boş verdiler ki bırakın insan yetiştirmeyi, artık okulların temizliği ve düzeni ile bile ilgilenmez oldular. Günlerdir ülke gündeminin manşet konularından biri, okulların pisliği ve düzensizliği. Birçok şehirde veliler okullara gidip çocuklarının eğitim gördüğü sınıfları temizliyor.
Antalya’daki okulların da hemen hepsi aynı durumdan mustarip. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, geleceği olan çocuklarına bırakın evrensel standartlarda eğitim vermeyi, sınıflarını bile temizleyemez hale gelmiş….
Hal böyle olunca Antalya Valisi’ne sormuş Salim Uzun, ‘Ne olacak bu eğitim hali’ diye.
Vali’nin verdiği cevaba bakın;
“Açık söylüyorum; biz okulda sırayla temizlik yapardık. Annemiz 2 tane bez verirdi, sıraları, masaları silerdik. Bazı çevreler bunun nesinden rahatsız oluyor anlamıyorum. Japon okullarında hizmetli yok, temizlikçi yok. Çocuklar kendi sınıflarını temizliyor. Yani çocuklarımızın her birini prens, prenses gibi yetiştirmek mi doğru, ‘kirlettiğini temizleyeceksin’ şeklinde yetiştirmek mi? Efendim, çocuklar sınıfları temizliyormuş. Hangi öğretmen bunu yapıyorsa alnından öpüyorum. Çok güzel bir eğitim faaliyeti. Çocuklarımız sınıflarını temizlesinler, bunda ayıp hiçbir şey yok”
Kendi eşi de bir öğretmen olan Antalya Valisi’nin her kelimesi ayrı bir skandal olan bu açıklamasına, bir kadın ve bir anne olarak tane tane açıklık getirmek istiyorum.
Sayın Antalya Valisi;
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır. Japon okullarında Youmin adı verilen temizlik görevlileri bulunmaktadır. Evet, Japonya'daki öğrenciler eğitim müfredatının bir parçası olarak okullarında temizlik yapmaktadır, fakat derin temizlikten, tuvalet temizliğinden ve çocukların yaptığı temizliği denetlemekten Youmin’ler sorumludur.
Ayrıca Japonya ile bizim durumumuzu kıyaslayamazsınız. Orada çocuklara müfredat gereği, pedagoglar ve akademisyenler tarafından hazırlamış bir temizlik eğitimi veriliyor. Siz ise hademelik yaptırmaya çalışıyorsunuz. İkisi aynı şey değil. Biri eğitim diğeri ihtiyaç, zorunluluk, hatta iş bilmezlik.
O ferah ve tertemiz makamınızdan kalkıp bir ilkokul tuvaletini gezseniz, söylediğiniz şeyin ne kadar yanlış olduğunu göreceksiniz. Tuvaletler günlerdir temizlenmediğinden okullarımızı gerçek manada b.k götürüyor.
Ayrıca çocuklarımızı ister prens ister prenses gibi yetiştiririz. Çocuklar hepimizin kırmızıçizgisi olmalıdır. Siz bizlerin çocuk yetiştirme biçimine dil uzatırsanız, bizler de size ‘çocuklarımızın hijyen standartlarından uzak bir ortamda eğitim görmesinden hiç mi hayıflanmıyorsunuz’ sorusuyla karşılık veririz.
Söylediklerinizde katıldığım tek bir nokta var; “Çocuklarımız sınıflarını temizlesinler, bunda ayıp hiçbir şey yok.”
Evet, bu ayıp değil.
Ayıp olan ne biliyor musunuz?
Kendi sorumluluğunda olan bir işi 8-10 yaşındaki çocukların omuzlarına yüklemektir.
Antalya’ya gelen 17 milyon turistin her türlü pisliğini temizliyoruz ama sıra öz evlatlarımıza gelince kaynak ve imkan yok öyle mi? Daha önce defalarca yazmıştım bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum Sayın Vali Otoritenin rehaveti şehrin garabetine neden olur.
Siz devletsiniz, o çocuklar da devletin şefkatli eline muhtaç. O eli sevmek, başlarını okşamak için kullanırsanız önce kendinize büyük iyilik etmiş olursunuz.
Çünkü sevmek iyidir, insanı iyileştirir.
Sayın Antalya Valisi’nin temizlikle arası pek iyi değil, belki de terslenmesinin, hiddetinin nedeni budur. Şahsi temizlikten bahsetmiyorum elbette. Kamuya ait alanların temizlik işlerinde hep bir fiyasko söz konusu.
25 Temmuz’da bir açıklama yaptı Antalya Valisi. Roma İmparatoru Hadrianus’un Antalya’yı ziyareti onuruna, kenti çevreleyen sur üzerinde inşa edilen Hadrian Kapısı’nda temizlik işlemlerini başlattığını duyurdu.
Yapılacak işlem aslında öyle ahım şahım bir şey değil. Antalya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOP) tarafından (hani şu başkanlığını Vali Yardımcısı Yalçın Sezgin’in yaptığı, vatandaşın 30 milyon lirasıyla film çevirecek olan) Hadrian Kapısı’nda, bitkilenmenin önlenmesi için herbisit uygulamasının yapılmasına, yapı çevresinde kus popülasyonunun azaltılmasına, lokal derz onarımı ve yüzey kirliliğinin basit yöntemlerle temizliği sağlanacaktı.
Gel gör ki bu basit temizlik işini bile yakışan şekilde tamamlayamadılar. İşi verdikleri uygulamacı açık havada yapılması gereken işlemi, tarihi kapıyı sac ve yeşil jüt ile kapatıp yapmaya çalışınca, içeride biriken egzoz gazları kapının daha da kirlenmesine neden oldu.
Yani kaş yaparken göz çıkardılar.
Hadrian Kapısı’ndaki kuş kakasını bile temizleyemeyen otoriteden, çocuk kakasını temizlemesini beklemek, benimki de boş bir hayal işte…