Turgay Genç’in on yıllık belediye başkanlığı sürecinde hem Döşemealtı’nı hem de belediyeyi enkaza çevirdiğini biliyoruz. Bunu anlamak için alim olmaya gerek yok. Şöyle üç beş sokağında gezinin Döşemealtı’nın, ilçede bir belediye olmadığını hemen anlarsınız.
CHP Genel Merkezi de Turgay Genç’in belediye kaynaklarını Döşemealtı’nın değil de kendisinin ve yandaşlarının hizmetine sunduğunun farkında olduğundan olsa gerek, 31 Mart Yerel Seçimlerinde Turgay Genç yerine Menderes Dal’ı aday gösterdi.
Menderes Dal aday olduğunda da başkan seçildiğinde de bir enkaz devraldığını biliyordu. Halefi olduğu Turgay Genç’ten ne büyüklükte bir enkaz devraldığını belediye binasına astığı afiş ile de ifşa etmiş, Turgay Genç’in beceriksizliğini cümle aleme göstermişti.
Bal, bilinen en sağlıklı ve şifalı besinlerden biridir fakat haddinden fazla tüketilirse kusma, yüksek ateş, ishal, baş dönmesi gibi rahatsızlıklara neden olur. Yani her şeyin fazlası zarardır.
Demem o ki Sayın Dal;
-Kin ve devlet işlerini birbirinden ayırın, makama ‘layık’ olun. Turgay Genç’e olan husumetiniz ile belediyeciliği birbirine karıştırmayın.
-Onun beceriksizliğinin neden olduğu kötü sonuçlardan prim yapma çabanız, Döşemealtı’nın içinde bulunduğu durumdan keyif aldığınıza delalet sayılabilir. ‘Oturacak koltuğum bile yok’ şeklindeki mağdur pozlarız, sizi mağdurdan maymuna evirebilir.
-Maymun derken, medya maymunluğunu kast ediyorum. Makam odasına koyduğunuz plastik masa ve sandalyeler ile çekilen fotoğrafınızın, süslü cümleler ile servis edilmesi sizi yüceltmez, aksine medya maymununa dönüştürüverir.
-Belediyenin içinde bulunduğu duruma ‘Bir buçuk milyar TL’lik borcu biz yaratmadık’ şeklindeki yaklaşım, sorumluluktan kaçtığınız intibası yaratabilir.
-Ayrıca devlette devamlılık esastır. Sözünü ettiğiniz bir buçuk milyar TL’lik borç Turgay Genç’in değil Döşemealtı Belediyesi’nin borcudur. Döşemealtı’nın Belediye Başkanı siz olduğunuza göre bu borcun sorumluluğu, bir dahaki seçime ya da istifa edene kadar size aittir.
Ezcümle Sayın Menderes Dal;
Turgay Genç dönemine ait bir borç nedeniyle belediyeye haciz gelmesini, makam odanızdaki tüm eşyaların haciz edilmesini avuçlarınızı okşayarak karşıladığınız, bu durumdan keyif aldığınız ve nemalanma çabası içinde olduğunuz çok belli.
Yapmayın.
Uzun yıllar siyesilere ve ticari firmalara imaj, tanıtım ve iletişim hizmetleri vermiş, seçim kampanyaları üretmiş ve sürdürmüş eski bir ajans sahibi olarak sizi bir kez daha uyarmakta fayda görüyorum; Kin ve devlet işlerini birbirinden ayırın.
Kendinizi ve partinizi daha fazla küçük düşürmeyin.
*
Düne kadar eczacı olan birinin başkan seçilir seçilmez bir iletişim dehası kesilmesi elbette imkansız. Peşi sıra yapılan bu hataların buram buram acemilik kokmasının nedeni de bu.
Benim cevap bulamadığım kısım, bunlar yaşanıyorken CHP nerede?
-On yıl boyunca CHP’nin yönettiği bir belediyenin makam odasına haciz gelmiş, CHP’den ‘tık’ yok.
-Halef-selef CHP’li başkanlar kamuoyunun gözü önünde birbirlerini gömme yarışına girmiş, CHP İl Başkanlığı’ndan ‘tık’ yok.
-Kontenjandan acemi başkan, belediyesine gelen haciz üzerinden şov yapma derdine düşmüş, şehrin en deneyimli ve CHP’li ilçe belediye başkanlarının ağabeyi konumundaki Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten ‘tık’ yok.
CHP’nin 31 Mart Yerel Seçimlerinde elde ettiği başarı için; “31 Mart; CHP’ye ödünç verilmiş bir kredidir. Unutulmamalıdır ki; kredi zamanında ödenmez ise alacaklı icra yoluyla kapıya dayanır” diye yazmıştım.
Ön görümün beş ay içerisinde gerçekleşmiş olmasında benim ileri görüşlülüğümden ziyade, CHP Genel Merkezinin, İl Başkanlığının ve ağabey Muhittin Böcek’in öngörüsüzlüğü ile eylemsizliği başlıca etkendir. CHP, sandıkta bir icra şoku yaşamak istemiyorsa Döşemealtı’ndaki rezalete daha fazla seyirci kalmamalı ve bir son vermelidir.
HUSUMETİN İLANI
Ali Bahar’ın vefatı nedeniyle Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’na Başkan olan Yusuf Hacısüleyman ve Yönetim Kurulu Üyeleri, merhum başkanlarını defnettik birkaç gün sonra, ‘Tanışalım, biz ATSO’nun yeni başkanı ve yönetimiyiz’ turlarına başlamıştı.
Bu ‘kral öldü yaşasın yeni kral’ ziyaretleri kapsamında;
Antalya Valisi Hulusi Şahin, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım, Serik Belediye Başkanı Kadir Kumbul, Döşemealtı Belediye Başkanı Menderes Dal, Korkuteli Belediye Başkanı Saniye Caran, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Kemer Belediye Başkanı Necati Topal, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’a gidildi.
Kapı kapı dolaşıp hemen herkese yeni başkan takdim edilirken, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in atlanmış olması tesadüf olarak nitelendirilemez. Zira sağlığında Ali Bahar ile Muhittin Böcek’in arasındaki husumet, herkesin malumu olduğu bir çekişme idi.
Geçmişte Ali Bahar ve Muhittin Böcek arasında ne yaşandı ise yaşandı. Ali Bahar’ın vefatı ile o fasıl kapandı. Ki Muhittin Böcek, Ali Bahar’ın cenazesinde en önde saf tutup o faslın kapandığını herkese gösterdi.
Şimdi;
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Yeni Başkanı Yusuf Hacısüleyman, Ali Bahar’ın emanetlerine sahip çıkıp devam ettireceğiz derken, bu husumeti de devam ettirmek niyetinde ise başta Antalya olmak üzere, temsil ettiği tüm değerlere yanlış yapmış olur.
Eğer;
ATSO Başkanı ve Yönetimi, Muhittin Böcek’ten randevu istemiş fakat Böcek tarafından kabul edilmemişlerse, Muhittin Böcek de başta Antalya olmak üzere, temsil ettiği tüm değerlere yanlış yapmış olur.
Türkiye ekonomisinin zor günler geçtiği şu dönemde, bu sıkıntılı dönemin en az kayıpla atlatılması ve Antalya’nın daha güçlü hale gelmesi için kurumların iş birliğine her zamandakinden daha fazla ihtiyaç vardır.
Merhum Ali Bahar, ani ve zamansız vefatı ile şu üç günlük dünyada husumete ve kavgaya yer olmadığını Böcek ve Hacısüleyman’a anlatamadı ise vah Antalya’mın haline.
YOLSUZLUĞUN İLANI
Antalyaspor’daki hafriyat yolsuzluğunu gerçekleştirenler, suçlarını ört pas etmek için suni iddialarla hedef saptırmaya çalışıyor. Fakat belgeli kanıtlı olan bu yolsuzluğu, üç beş köşe yazısı ya da üfürükten soruşturmalar ile geçiştiremezler.
Hani insan boğulmadan önce çırpınır, debelenir, kurtulmak için elinden geleni yapmaya çalışır fakat sonuç değişmez ya…
Bu nafile çırpınışlara Antalya Hafriyatçılar Odası Başkanı Özgür Bucaklı da dahil edildi. Bucaklı’nın bir basın toplantısı yapacağı ve tüm gerçekleri belgeleri ile ortaya koyacağı açıklandı. Hafriyat yolsuzluğunu gerçekleştirenlere hizmet etmesi maksadı ile düzenlenecek bu basın toplantısı, gazetecilerden gelecek sorulara yanıt verilemeyeceği ve bir çuval incir berbat edileceği endişesi ile basın toplantısı yerine Facebook canlıya geçiş yapmış olmalı.
Basın mensuplarının karşısına çıkacak mı belli değil ama hafriyat yolsuzluğunu gerçekleştirenlere hizmet edilmesi maksadından vazgeçilmedi. Oportünist yol haritacıları, Hafriyatçılar Odası Başkanının gazetecilerin karşısına çıkması yerine sosyal medyadan canlı yayın açıp açıklamalarda bulunmasının daha verimli olacağına kanaat getirip Özgür Bucaklı’nın okuması için eline bir metin tutuşturdular.
Siz bu satırları okurken Özgür Bucaklı da hafriyat yolsuzluğunu gerçekleştirenlere hizmet edecek metni okuyor ya da okumuş olacak.
Umarım o metnin içerisinde Özgür Bucaklı’nın ETI ELEKTROMETALURJI A.Ş’den aldığı atıkları döküm alanlarına atmayıp gelişi güzel yerlere attığını, firmadan aldığı parayı Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalyaspor’a ödemeyip, neden ve nasıl kendi cebine attığının da izahı vardır.
Satır satır takip edeceğim Bucaklı’nın açıklamalarını, çünkü Antalyaspor’daki hafriyata dair tüm belgeler bende de mevcut. Bakalım tüm gerçekleri belgeleri ile ortaya koyacak mı?