Toplum için bir değeri ya da simgeyi ifade eden mekanlar, yapılar, vb öğeler, kolektif belleği oluşturan önemli bileşenlerdir.
Kolektif belleğe ilişkin hafızanın güçlenmesi için bireylerin, mekana dair benimsenmiş ortak anılarının oluşması gerekir.
Kentsel bellekte yer etmiş ve kent kimliğinin ayrılmaz parçaları olan mekanların sürekliliği, kentin yaşayanları tarafından sahiplenildiğinin kanıtı anlamına gelecektir.
Kentlerin kimliklerini korunması, kent belleği ve kentsel mekan arasındaki ilişkinin sağlıklı ve kesintisiz olarak sürdürülmesi ile mümkün olacaktır.
Ancak kimlik kazanan ve kolektif bellekte yer etmiş olan bu mekanlarda bellek ile alakalı olabilecek müdahaleler, hafızada tahribat oluşmasına neden oluyor.
Mekana ait kolektif hafıza üzerinde yapılan bu tahribatla, bireylerin yaşadıkları yere aidiyet hissi ile bağlanma ve sahiplenme durumunu ortadan kaldırıyor.
Kentlilerin ortak belleğinde önemli bir yer ve anlam taşıyan yapı ve mekanların kendi yaşam pratikleri ve kendine özgü niteliklerini, değerlerini göz ardı eden yaklaşımlarla, kent ve kentli arasındaki ilişki kopacak, böylelikle sahipsiz gibi görünen bu alanlar, bina üreten ticari alanlar haline dönüşecektir.
Antalya, her geçen gün kolektif hafızanın azaldığı görülmektedir. Demokratik ve katılımcı bir kentsel yönetimin oluşturulmaması ve idarelerin kendi içinde kamuoyuna kapalı kararları ile kent belleği ve toplum belleği arasında belirgin bir fasıla oluşmaktadır.
Yakında Antalya şehir merkez ilçelerinde, kentin yaşayanları denize havlusunu serip denize geremeyecek hale gelecektir. Antalya’da halkın sınırlı olarak kullanabildiği günü birlik alanların her geçen gün özel işletmelere kiraya verildiği düşünülürse, Antalya’da yaşayanlarının bir zamanlar oba yaşamları belleklerinden kaybolmuş, sadece siyah beyaz fotoğraflarda kalmıştır.
Aynı akıbeti henüz belli olmayan Beydağları Sahil Milli Park Müdürlüğünce önce kiraya verilmiş, ihaleyi alan firma tarafından günübirlik alana konaklama üniteleri inşa edilmiş ve bu süreç içinde günübirlik alan yaklaşık 10 yıl Antalya halkının kullanıma kapatılmıştır.
İkibinli yılların sonlarına kadar binlerce insanın denize girdiği ve piknik yaptığı Kındılçeşme’de, Mimarlar Odası tarafından açılmış davalar süregelirken, kullanımına 10 yıldır kapalı olan Kındılçeşme’ye dair ses, geçtiğimiz genel seçim öncesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın irtibatı olduğu bilinen Antalya Ak parti eski milletvekili Gökçen Enç’ten gelmişti.
Enç “Kındılçeşme ile ilgili konuyu yakından takip ediyorum emin olabilirsiniz oraya bungolov evleri yaptırmayacağım. Orada rantiyeyi kim sağlamayı düşünüyorsa yanlış düşünüyor. Bana bu noktadaki rant kapma girişimi inanılmaz ürkütücü geliyor ve karşısında duruyorum. O ormanların, alanların ne kadar zor yetiştirildiğini biliyorum. Kim olursa olsun ben görev yaptığım sürece Kındılçeşme’nin o şekil bir ranta kurban gitmesini engelleyeceğim” çıkışı kamuoyuna yansımıştı.
Ardından 13.03.2018 tarihinde ilgili firmaya Kemer Kaymakamlığı tarafından 2886 sayılı kanunun 75.maddesi gereğince tahliye ve teslim edilmesi tebliğ edildi.
Kındılçeşme’de açıkça görüldüğü gibi, bugün doğa ve tarihsel mimari mirasın korunması, teknik bir konu olmaktan çok, kentsel politik mücadelelerin seyrinden belirgin biçimde etkilenmiş ve tahliye ile sonuçlanmıştır.
Toplumsal duyarlılığa konu olma derecesi ancak bir politik ses ile etkin hale dönüşmüş Koruma Kurulu veya Danıştay kararlarından çok daha belirleyici olmuştur.
Demokratik ve katılımcı bir kentsel yönetimin yokluğunda, kent yaşamının kalitesi maalesef ki korunamaz hale geldiği açıkça görünmüştür.
Bugün geldiğimiz noktada ise kiracı tahliye edilmiş olmasına karşın, kiracı olduğu süre içerisinde alanda inşa ettiği milyonlarca liralık yapıların ve yatırımın kendisine iadesi için tazminat davası açmıştır. Yapıların zarar görmemesi için güvenlik önlemleri alınması hususunda başvuru yapmış, hali hazırda süregelen davalar nedeni ile Kındılçeşme kiracının tahliyesine rağmen halka açılmamıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında, yatırımcının kiralama süresi bittiği için tahliyesi sağlanan Kındılçeşme günü birlik tesisleri için, bağlı olduğu Beydağkları Milli Park Müdürlüğü’nün üzerine inşa edilen yapıların legalleştirilmesi adına imar affı başvurusu iddiasını duyunca şahsen benim kafamı karıştırıyor.
Yine mi halka açılmayacak?
Kolektif belleğe ilişkin hafızanın güçlenmesi için bireylerin, mekana dair benimsenmiş ortak anılarının oluşması gerekir.
Kentsel bellekte yer etmiş ve kent kimliğinin ayrılmaz parçaları olan mekanların sürekliliği, kentin yaşayanları tarafından sahiplenildiğinin kanıtı anlamına gelecektir.
Kentlerin kimliklerini korunması, kent belleği ve kentsel mekan arasındaki ilişkinin sağlıklı ve kesintisiz olarak sürdürülmesi ile mümkün olacaktır.
Ancak kimlik kazanan ve kolektif bellekte yer etmiş olan bu mekanlarda bellek ile alakalı olabilecek müdahaleler, hafızada tahribat oluşmasına neden oluyor.
Mekana ait kolektif hafıza üzerinde yapılan bu tahribatla, bireylerin yaşadıkları yere aidiyet hissi ile bağlanma ve sahiplenme durumunu ortadan kaldırıyor.
Kentlilerin ortak belleğinde önemli bir yer ve anlam taşıyan yapı ve mekanların kendi yaşam pratikleri ve kendine özgü niteliklerini, değerlerini göz ardı eden yaklaşımlarla, kent ve kentli arasındaki ilişki kopacak, böylelikle sahipsiz gibi görünen bu alanlar, bina üreten ticari alanlar haline dönüşecektir.
Antalya, her geçen gün kolektif hafızanın azaldığı görülmektedir. Demokratik ve katılımcı bir kentsel yönetimin oluşturulmaması ve idarelerin kendi içinde kamuoyuna kapalı kararları ile kent belleği ve toplum belleği arasında belirgin bir fasıla oluşmaktadır.
Yakında Antalya şehir merkez ilçelerinde, kentin yaşayanları denize havlusunu serip denize geremeyecek hale gelecektir. Antalya’da halkın sınırlı olarak kullanabildiği günü birlik alanların her geçen gün özel işletmelere kiraya verildiği düşünülürse, Antalya’da yaşayanlarının bir zamanlar oba yaşamları belleklerinden kaybolmuş, sadece siyah beyaz fotoğraflarda kalmıştır.
Aynı akıbeti henüz belli olmayan Beydağları Sahil Milli Park Müdürlüğünce önce kiraya verilmiş, ihaleyi alan firma tarafından günübirlik alana konaklama üniteleri inşa edilmiş ve bu süreç içinde günübirlik alan yaklaşık 10 yıl Antalya halkının kullanıma kapatılmıştır.
İkibinli yılların sonlarına kadar binlerce insanın denize girdiği ve piknik yaptığı Kındılçeşme’de, Mimarlar Odası tarafından açılmış davalar süregelirken, kullanımına 10 yıldır kapalı olan Kındılçeşme’ye dair ses, geçtiğimiz genel seçim öncesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın irtibatı olduğu bilinen Antalya Ak parti eski milletvekili Gökçen Enç’ten gelmişti.
Enç “Kındılçeşme ile ilgili konuyu yakından takip ediyorum emin olabilirsiniz oraya bungolov evleri yaptırmayacağım. Orada rantiyeyi kim sağlamayı düşünüyorsa yanlış düşünüyor. Bana bu noktadaki rant kapma girişimi inanılmaz ürkütücü geliyor ve karşısında duruyorum. O ormanların, alanların ne kadar zor yetiştirildiğini biliyorum. Kim olursa olsun ben görev yaptığım sürece Kındılçeşme’nin o şekil bir ranta kurban gitmesini engelleyeceğim” çıkışı kamuoyuna yansımıştı.
Ardından 13.03.2018 tarihinde ilgili firmaya Kemer Kaymakamlığı tarafından 2886 sayılı kanunun 75.maddesi gereğince tahliye ve teslim edilmesi tebliğ edildi.
Kındılçeşme’de açıkça görüldüğü gibi, bugün doğa ve tarihsel mimari mirasın korunması, teknik bir konu olmaktan çok, kentsel politik mücadelelerin seyrinden belirgin biçimde etkilenmiş ve tahliye ile sonuçlanmıştır.
Toplumsal duyarlılığa konu olma derecesi ancak bir politik ses ile etkin hale dönüşmüş Koruma Kurulu veya Danıştay kararlarından çok daha belirleyici olmuştur.
Demokratik ve katılımcı bir kentsel yönetimin yokluğunda, kent yaşamının kalitesi maalesef ki korunamaz hale geldiği açıkça görünmüştür.
Bugün geldiğimiz noktada ise kiracı tahliye edilmiş olmasına karşın, kiracı olduğu süre içerisinde alanda inşa ettiği milyonlarca liralık yapıların ve yatırımın kendisine iadesi için tazminat davası açmıştır. Yapıların zarar görmemesi için güvenlik önlemleri alınması hususunda başvuru yapmış, hali hazırda süregelen davalar nedeni ile Kındılçeşme kiracının tahliyesine rağmen halka açılmamıştır.
Tüm bu bilgiler ışığında, yatırımcının kiralama süresi bittiği için tahliyesi sağlanan Kındılçeşme günü birlik tesisleri için, bağlı olduğu Beydağkları Milli Park Müdürlüğü’nün üzerine inşa edilen yapıların legalleştirilmesi adına imar affı başvurusu iddiasını duyunca şahsen benim kafamı karıştırıyor.
Yine mi halka açılmayacak?