Antalyaspor’da, 10 Ocak 2018’den bu güne, ne çok şey oldu değil mi?
10 Ocak diyorum zira, öncesini Hürses Gazete manşetlerinden ve köşelerinden defalarca yazdık.
10 Ocak 2018 tarihinde Cihan Bulut’un 8 aylık başkanlığı, sonrasında yine yeniden Ağustos 2018’de Ali Şafak Öztürk başkanlığı ve Eylül 2018’de Nafiz Tanır’ın dernek başkanlığından istifası sürecini ve onursal başkan ile birlikte bugün kulüpteki kalan Antalyalı ve sadece tribünde kalan taraftarı sizlere hatırlatacağım.
Önce Cihan Bulut ‘un taraftarın tribündeki istifa tezahüratı sonrası görevi bırakma kararı aldığını belirttiği konuşmasından başlayalım.
Bulut, kendisini Atatürk düşmanı gösterenlere hakkını helal etmediğini belirtmiş ve Kulübün kasasında 1 milyon 250 bin liralık çek bıraktığını ve görev sürecinde 50 milyon lira civarında borç eksilmesi gerçekleştirdiklerini bildirdiği konuşmasına ”Bundan böyle Antalyaspor ile olan alakasını tribünden taraftar olarak devam edeceğini“ ifade etmişti.
Bulut “Kulübün 450 milyon lira civarında borcu bulunduğunu belirterek “Tasarruf tedbirleriyle 2 yıl içinde yıldızlarla dolu takım haline geliriz ama Antalya halkını borçlandırmadan, ayağımızı yorgana göre uzatmalıyız” tavsiyesi ile veda etmişti.
Sonrasında yaşanan icra takibi ve polemikleri Antalyaspor isminin olumsuz bir şekilde gündem meselesi yapılmasını yeniden hatırlatmayacağım.
22 Eylül tarihinde Nafiz Tanır'ın 5 yıl yürüttüğü dernek başkanlığına yeniden aday olmadığı genel kurulda, başkanlık için Antalyaspor Kulübü Başkanı Ali Şafak Öztürk aday oldu.
Ali Şafak Öztürk dernek başkanlığına seçilirken, yönetim kuruluna ise Mehmet Nurettin Ünal, Bora Terzioğlu, Saim Sanlı, Ünal Pala, Tolga Çelik, Cafer Hadimoğlu, Ziya Erbaş, Osman Sapmaz, Aziz Çetin ve Alp Özel seçilmişti.
Ali Şafak Öztürk, eski başkan Nafiz Tanır'a gösterdiği olgunluktan dolayı teşekkür ettiğini belirtmiş “Sistemsel nedenlerden dolayı, dernek başkanlığına talip olduk. Antalyaspor Kulübü Derneği üzerindeki yönetimsel isteğimizin nedeni tamamen sistemsel nedenler, anlaşmazlıktan ya da başka nedenlerden dolayı bu isteği getirmedik" demişti.
O gün Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Antalyaspor Onursal Başkanı Menderes Türel ise konuşmasında “Dernek başkanıyla, anonim şirket başkanının mutlaka aynı kişi olması gerektiğini, bu durum senkron bozukluğu ya da iletişimsizlikten değil, olması gerektiğindendir” sözlerini söylemiş ve bu hususu “O dönemlerde de Nafiz Bey ile konuştuk, kendisi de bu konularda hep açıktı, olgun davrandı. 'Biz koltuk meraklısı değiliz, biz Antalyaspor için her türlü fedakarlığı yapmaya razıyız' diyerek büyük bir olgunluk gösterdi.
Kendisine teşekkür ediyorum" ifadeleri ile bu durumu Nafiz Tanır’dan bizzat rica ettiği algısı yaratmıştı.
Günümüze gelirsek,
Antalyaspor Kulübü Derneği’nin 29 Haziran’da tek liste ile gerçekleştirilen seçimde, Fikret Öztürk'ün başkanlığındaki liste, oy birliği ile göreve getirildi.
Tek listede daha önce Nafiz Tanır yönetiminde görev yapan Mustafa Yılmaz, ilk kez dernek yönetim listesine giren Emin Hesapçıoğlu, ülkemizin ve Antalya’mızın medarı iftarı iş adamı Mustafa Sak’ın olması dikkat çekti.
Benim şahsen İsmail Bilal’in listede olmaması ise en çok dikkatimi çeken detay oldu.
Başından beri aileye güvenini açıkça ortaya koyan, ailenin Antalyaspor için faydalı olduğunu belirten, her zaman baba ve oğul hakkında olumlu sözleri ile Antalya’yı aileye yaklaştırma gayreti gösteren Bilal’in, Öztürk’ün davetine rağmen yönetime katılmamasının nedeni ise hiç bir nedenle duruş değiştirmemesidir.
Daha önce Asbaşkan olduğu görevinden istifasına neden olan isimlerle, bugün de faydalı olamayacağı anlayışını yeniden göstermiştir.
Buradan çıkarılan sonuç ise “İsmail Bilal” kadar net olan ve samimiyetten uzak politik bir ortam içinde olma zorunluluğu olmadığı duruşunu sergilemekten çekinmeyen insanlara hasret kaldığımızdır.
Nitekim cumartesi gerçekleşen genel kurulda dikkatimi çeken diğer bir husus daha vardı. O da; Antalyaspor ‘da bir dönem kapanmış, yeni bir dönemin başladığı idi.
Sayın Fikret Öztürk’ün göreve başladığı gün eski BŞB ve Antalyaspor Onursal Başkanı Menderes Türel ve yeni Başkan Muhittin Böcek yoktu.
29 Haziran; keşke Antalyaspor için birlik, beraberlik ve kenetlenmenin yaşandığı bir gün olarak Fikret Bey’i motive edecek kalabalıkta, Antalyaspor sevdalıları ile dolsaydı.
Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, seçimin ardından yaptığı kısa konuşmada “Biz ailece Antalyaspor için elimizi değil, vücudumuzu taşın altına koyduk. Kimsenin aklına gelmeyecek kadar büyük fedakarlıklar yapıyoruz. Ailece birlik olduğumuzu ve Antalyaspor'a her şeyi verdiğimizi göstermek için bugün bu seçimi gerçekleştirdik” diye belirttiği genel kurula, tüm Antalyaspor sevdalısı, konuşan, eleştiren, öven, övülen insanlar da katılarak Antalyaspor için aile ile aynı fikirde olduklarını Öztürk ailesine gösterseydi.
Buradan dernek üyelerini tenzi ederim.
Sağlıkla Kalın…
10 Ocak diyorum zira, öncesini Hürses Gazete manşetlerinden ve köşelerinden defalarca yazdık.
10 Ocak 2018 tarihinde Cihan Bulut’un 8 aylık başkanlığı, sonrasında yine yeniden Ağustos 2018’de Ali Şafak Öztürk başkanlığı ve Eylül 2018’de Nafiz Tanır’ın dernek başkanlığından istifası sürecini ve onursal başkan ile birlikte bugün kulüpteki kalan Antalyalı ve sadece tribünde kalan taraftarı sizlere hatırlatacağım.
Önce Cihan Bulut ‘un taraftarın tribündeki istifa tezahüratı sonrası görevi bırakma kararı aldığını belirttiği konuşmasından başlayalım.
Bulut, kendisini Atatürk düşmanı gösterenlere hakkını helal etmediğini belirtmiş ve Kulübün kasasında 1 milyon 250 bin liralık çek bıraktığını ve görev sürecinde 50 milyon lira civarında borç eksilmesi gerçekleştirdiklerini bildirdiği konuşmasına ”Bundan böyle Antalyaspor ile olan alakasını tribünden taraftar olarak devam edeceğini“ ifade etmişti.
Bulut “Kulübün 450 milyon lira civarında borcu bulunduğunu belirterek “Tasarruf tedbirleriyle 2 yıl içinde yıldızlarla dolu takım haline geliriz ama Antalya halkını borçlandırmadan, ayağımızı yorgana göre uzatmalıyız” tavsiyesi ile veda etmişti.
Sonrasında yaşanan icra takibi ve polemikleri Antalyaspor isminin olumsuz bir şekilde gündem meselesi yapılmasını yeniden hatırlatmayacağım.
22 Eylül tarihinde Nafiz Tanır'ın 5 yıl yürüttüğü dernek başkanlığına yeniden aday olmadığı genel kurulda, başkanlık için Antalyaspor Kulübü Başkanı Ali Şafak Öztürk aday oldu.
Ali Şafak Öztürk dernek başkanlığına seçilirken, yönetim kuruluna ise Mehmet Nurettin Ünal, Bora Terzioğlu, Saim Sanlı, Ünal Pala, Tolga Çelik, Cafer Hadimoğlu, Ziya Erbaş, Osman Sapmaz, Aziz Çetin ve Alp Özel seçilmişti.
Ali Şafak Öztürk, eski başkan Nafiz Tanır'a gösterdiği olgunluktan dolayı teşekkür ettiğini belirtmiş “Sistemsel nedenlerden dolayı, dernek başkanlığına talip olduk. Antalyaspor Kulübü Derneği üzerindeki yönetimsel isteğimizin nedeni tamamen sistemsel nedenler, anlaşmazlıktan ya da başka nedenlerden dolayı bu isteği getirmedik" demişti.
O gün Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Antalyaspor Onursal Başkanı Menderes Türel ise konuşmasında “Dernek başkanıyla, anonim şirket başkanının mutlaka aynı kişi olması gerektiğini, bu durum senkron bozukluğu ya da iletişimsizlikten değil, olması gerektiğindendir” sözlerini söylemiş ve bu hususu “O dönemlerde de Nafiz Bey ile konuştuk, kendisi de bu konularda hep açıktı, olgun davrandı. 'Biz koltuk meraklısı değiliz, biz Antalyaspor için her türlü fedakarlığı yapmaya razıyız' diyerek büyük bir olgunluk gösterdi.
Kendisine teşekkür ediyorum" ifadeleri ile bu durumu Nafiz Tanır’dan bizzat rica ettiği algısı yaratmıştı.
Günümüze gelirsek,
Antalyaspor Kulübü Derneği’nin 29 Haziran’da tek liste ile gerçekleştirilen seçimde, Fikret Öztürk'ün başkanlığındaki liste, oy birliği ile göreve getirildi.
Tek listede daha önce Nafiz Tanır yönetiminde görev yapan Mustafa Yılmaz, ilk kez dernek yönetim listesine giren Emin Hesapçıoğlu, ülkemizin ve Antalya’mızın medarı iftarı iş adamı Mustafa Sak’ın olması dikkat çekti.
Benim şahsen İsmail Bilal’in listede olmaması ise en çok dikkatimi çeken detay oldu.
Başından beri aileye güvenini açıkça ortaya koyan, ailenin Antalyaspor için faydalı olduğunu belirten, her zaman baba ve oğul hakkında olumlu sözleri ile Antalya’yı aileye yaklaştırma gayreti gösteren Bilal’in, Öztürk’ün davetine rağmen yönetime katılmamasının nedeni ise hiç bir nedenle duruş değiştirmemesidir.
Daha önce Asbaşkan olduğu görevinden istifasına neden olan isimlerle, bugün de faydalı olamayacağı anlayışını yeniden göstermiştir.
Buradan çıkarılan sonuç ise “İsmail Bilal” kadar net olan ve samimiyetten uzak politik bir ortam içinde olma zorunluluğu olmadığı duruşunu sergilemekten çekinmeyen insanlara hasret kaldığımızdır.
Nitekim cumartesi gerçekleşen genel kurulda dikkatimi çeken diğer bir husus daha vardı. O da; Antalyaspor ‘da bir dönem kapanmış, yeni bir dönemin başladığı idi.
Sayın Fikret Öztürk’ün göreve başladığı gün eski BŞB ve Antalyaspor Onursal Başkanı Menderes Türel ve yeni Başkan Muhittin Böcek yoktu.
29 Haziran; keşke Antalyaspor için birlik, beraberlik ve kenetlenmenin yaşandığı bir gün olarak Fikret Bey’i motive edecek kalabalıkta, Antalyaspor sevdalıları ile dolsaydı.
Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk, seçimin ardından yaptığı kısa konuşmada “Biz ailece Antalyaspor için elimizi değil, vücudumuzu taşın altına koyduk. Kimsenin aklına gelmeyecek kadar büyük fedakarlıklar yapıyoruz. Ailece birlik olduğumuzu ve Antalyaspor'a her şeyi verdiğimizi göstermek için bugün bu seçimi gerçekleştirdik” diye belirttiği genel kurula, tüm Antalyaspor sevdalısı, konuşan, eleştiren, öven, övülen insanlar da katılarak Antalyaspor için aile ile aynı fikirde olduklarını Öztürk ailesine gösterseydi.
Buradan dernek üyelerini tenzi ederim.
Sağlıkla Kalın…