Yapı güvenliği açısından büyük tartışmalara neden olan yasa tasarısı, İmar Komisyonu'ndan gelerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulacak. 2019 yılında yapılan düzenlemeleri geri alan ve yapı denetim sistemini köklü değişikliklere uğratan bu tasarı, kamuoyunda ve uzmanlar arasında yoğun eleştirilere neden oluyor.
Müteahhitlere Denetim Yetkisi
Tasarı, yapı sahiplerine ve müteahhitlere kendi projelerinin denetimini yapacak firmayı seçme hakkını yeniden kazandırıyor. Bu durum, yapı denetim firmalarının müteahhitlerin etkisi altına gireceği ve bağımsızlıklarının zedelenebileceği eleştirilerini beraberinde getirdi. Ayrıca, 500 metrekareye kadar olan yapılarda denetim firmalarının doğrudan müteahhit tarafından belirlenmesi öngörülüyor. Daha büyük projelerde ise elektronik ortamda iki firma önerisi sunulacak ve müteahhit tercih yapabilecek. Antalya Yapı Denetimleri Derneği Başkanı Hüseyin Can Başer, bu düzenlemenin yapı denetim sistemini zayıflatacağını ve yapı güvenliğini tehlikeye atacağını belirterek şunları söyledi: “Bu tasarı kanunlaşırsa, müteahhitler yapı denetim mühendislerinin patronu olacak. Bağımsız denetim yerine, müteahhitlerin kontrolünde bir sistem oluşturulacak. Bu, yapı güvenliği açısından büyük bir risk” "Eskiye Dönüş" Eleştirisi
Başer, 2019 öncesindeki sistemin bağımsız denetim sürecini olumsuz etkilediğini ve denetim süreçlerinin şeffaflıktan uzak olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “2019’da bağımsız denetim sistemine geçildi. Ancak bu yasa tasarısıyla eski, suistimale açık yapıya geri dönüyoruz. Müteahhitlerin baskısı altında olan bir denetim sistemiyle, yapı güvenliğinden söz etmek mümkün değil” Yapı Denetim Şirketleri Zor Durumda
Başer, yapı denetim şirketlerinin karşı karşıya kaldığı mali zorluklara ve düşük ücretlendirme oranlarına da dikkat çekti. 2001 yılında %3 olan yapı denetim hizmet bedeli oranının %1,5’e düşürüldüğünü ve bu durumun şirketleri ekonomik darboğaza sürüklediğini belirtti: “Müteahhitlerin insafına bırakılan bu sistemde, %50’ye varan ücret kırımları nedeniyle şirketler mali sıkıntılar yaşıyor. Naylon fatura bataklığına itilen denetim şirketleri, yapı güvenliğini sağlayacak koşullardan yoksun bırakılıyor.” Deprem Gerçeği Göz Ardı Ediliyor
6 Şubat depremlerinin ardından yapı güvenliği konusundaki hassasiyetin artması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu düzenlemenin tam tersine yapı güvenliğini riske attığını belirtiyor. Başkan Başer, “Deprem gerçeğiyle yüzleşmiş bir ülkede bu tür düzenlemeler halkın güvenliğini hiçe saymaktır” dedi. Tasarı, kamuoyunda “müteahhit lobilerinin bir başarısı” olarak nitelendirilirken, uzmanlar denetim sürecinin güvenilirliğini kaybedeceği uyarısında bulunuyor. İsa Arı
Tasarı, yapı sahiplerine ve müteahhitlere kendi projelerinin denetimini yapacak firmayı seçme hakkını yeniden kazandırıyor. Bu durum, yapı denetim firmalarının müteahhitlerin etkisi altına gireceği ve bağımsızlıklarının zedelenebileceği eleştirilerini beraberinde getirdi. Ayrıca, 500 metrekareye kadar olan yapılarda denetim firmalarının doğrudan müteahhit tarafından belirlenmesi öngörülüyor. Daha büyük projelerde ise elektronik ortamda iki firma önerisi sunulacak ve müteahhit tercih yapabilecek. Antalya Yapı Denetimleri Derneği Başkanı Hüseyin Can Başer, bu düzenlemenin yapı denetim sistemini zayıflatacağını ve yapı güvenliğini tehlikeye atacağını belirterek şunları söyledi: “Bu tasarı kanunlaşırsa, müteahhitler yapı denetim mühendislerinin patronu olacak. Bağımsız denetim yerine, müteahhitlerin kontrolünde bir sistem oluşturulacak. Bu, yapı güvenliği açısından büyük bir risk” "Eskiye Dönüş" Eleştirisi
Başer, 2019 öncesindeki sistemin bağımsız denetim sürecini olumsuz etkilediğini ve denetim süreçlerinin şeffaflıktan uzak olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “2019’da bağımsız denetim sistemine geçildi. Ancak bu yasa tasarısıyla eski, suistimale açık yapıya geri dönüyoruz. Müteahhitlerin baskısı altında olan bir denetim sistemiyle, yapı güvenliğinden söz etmek mümkün değil” Yapı Denetim Şirketleri Zor Durumda
Başer, yapı denetim şirketlerinin karşı karşıya kaldığı mali zorluklara ve düşük ücretlendirme oranlarına da dikkat çekti. 2001 yılında %3 olan yapı denetim hizmet bedeli oranının %1,5’e düşürüldüğünü ve bu durumun şirketleri ekonomik darboğaza sürüklediğini belirtti: “Müteahhitlerin insafına bırakılan bu sistemde, %50’ye varan ücret kırımları nedeniyle şirketler mali sıkıntılar yaşıyor. Naylon fatura bataklığına itilen denetim şirketleri, yapı güvenliğini sağlayacak koşullardan yoksun bırakılıyor.” Deprem Gerçeği Göz Ardı Ediliyor
6 Şubat depremlerinin ardından yapı güvenliği konusundaki hassasiyetin artması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu düzenlemenin tam tersine yapı güvenliğini riske attığını belirtiyor. Başkan Başer, “Deprem gerçeğiyle yüzleşmiş bir ülkede bu tür düzenlemeler halkın güvenliğini hiçe saymaktır” dedi. Tasarı, kamuoyunda “müteahhit lobilerinin bir başarısı” olarak nitelendirilirken, uzmanlar denetim sürecinin güvenilirliğini kaybedeceği uyarısında bulunuyor. İsa Arı
Sergilediğiniz üstün performans sayesinde yapı denetimi lâyık konuma getireceğinize inanıyorum.