Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) “Şiddete Seyirci Kalma” sloganıyla, dizilerdeki kadına yönelik şiddetin olumsuz etkilerine dikkat çekmeyi hedefliyor. KADEM Antalya Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısına AK Parti Muratpaşa Kadın Kolları Başkanı Gülay Bektaş, Kadın Kolları Yönetim Üyesi Av. Esengül Göncü, Başkan Yardımcısı Figen Özdemir ve KADEM Üyeleri katıldı. Genç Kadem İl Temsilcisi Merve Gülizar Tan konuşma yaptı.
Şiddetten önce önünü alabilmek
Tüm dünyada kadınlar, özel ve kamusal alanda, farklı şiddet türlerine maruz kaldığını belirten Tan, bu gerçeğe dikkat çekmek ve kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak adına 25 Kasım’ın önemli bir gün olduğunu belirtti. KADEM’in 11 yıldır, kadına yönelik şiddetin her türüyle mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirten Genç Kadem İl Temsilcisi Merve Gülizar Tan: “Bütün çabamız, öncelikle şiddet ortaya çıkmadan önünü alabilmek ve kadını korumak. Bu doğrultuda şiddetin bütün türlerini; öncülleri, belirtileri, aşamaları ve korunma yollarıyla birlikte ele alan çalışmalar yapıyoruz. Kadınlara; sahip oldukları haklarını, yasal güvencelerini, şiddetten korunmanın yollarını, şiddet karşısında neler yapabileceklerini tek tek anlatıyoruz. Ailelere, öğretmenlere, hatta anaokulundan başlayarak tüm öğrencilere yönelik programlar geliştiriliyoruz. Materyaller hazırlıyoruz. Yine bu bağlamda her yıl 25 Kasım’da, kamuoyunda karşılık bulan kampanyalar düzenliyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘Şiddetin Bahanesi Olmaz’
‘Sen Varsan Şiddete Yer Yok’ kamu spotuyla, şiddete kayıtsız kalınmaması gerektiğini belirttiklerini ifade eden Gülizar Tan: “‘Şiddete Göz Yumma’ kampanyamızla, sessiz kaldığımız her şiddetin bir parçası olduğumuzu vurguladık. Yine ‘Şiddete Hakkın Yok’ sloganıyla kadına yönelik şiddeti, insan hakları ihlali olarak ele aldık. ‘Şiddetin Bahanesi Olmaz’ kampanyamızda, hiçbir duygu ve davranışın, şiddetin gerekçesi, bahanesi ve savunması olamayacağını ifade ettik. ‘Yasaya Tutun’ sloganıyla ısrarlı takibin hak ihlali ve bir şiddet türü olduğuna dikkat çektik. Geçen yılki kampanyamızda ise ‘Şiddetsiz Toplum Güvenli Gelecek’ sloganıyla ‘6284 Sayılı Kanun’la, Şiddet Mağdurları Güvende’ mesajımızı kadınlara ulaştırdık. Bu yıl ki kampanyamızın Sloganı, ‘Şiddete Seyirci Kalma’ diyerek önemli mesajları barındırıyoruz” dedi.
14 diziyi inceledik
Dizilerde kadına şiddetin çok fazla olduğunu vurgulayan Tan: “Medyada kadına yönelik şiddet konusu uzun zamandır gündemimizde. Bu konuda çalışmalar yaptık. Kongre ve zirvelerimizde alt başlık olarak ele aldık. Temsilciliklerimizde paneller düzenledik. Son olarak ‘Medyada Kadına Yönelik Şiddet ve İzleyici Farkındalığı: Yerli Diziler Üzerine İnceleme’ başlıklı önemli bir araştırmayı hayata geçirdik. Bu araştırmada, geçtiğimiz yıl televizyonda ve dijital platformlarda yayınlanan ve en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi, kadına yönelik şiddet bağlamında inceledik. Dizilerde işlenen şiddet türlerini, bu türlerin oranlarını, yaygınlığını, İzleyicilerin, dizilerdeki kadına yönelik şiddete dair farkındalığını ve şiddet sahnelerinden etkilenme durumlarını ölçtük” diye belirtti.
327 bölümde 3013 şiddet olayı
İncelenen diziler ve çıkan sonuçlardan bahseden Tan: “İncelemeye konu olan 14 dizide, (Toplamda 327 bölümde) 3013 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit ettik. Bu çok ciddi bir rakamdır. Bu 14 dizide en çok karşılaşılan şiddet türlerine baktığımızda ise %51 oranında psikolojik şiddet, %24 sözlü şiddet , %11 çok boyutlu ve karmaşık şiddet, %8 de fiziksel şiddet tespit ettik. Türü ne olursa olsun, şiddetin “doğal” ve “hayatın akışı içinde” gibi hikâye edilmesi de, bireysel ve toplumsal tehdit olarak karşımızda duruyor. Şu bir gerçek ki, televizyon dizileri, makbul kadın modelini, kadının ailedeki rolünü ve toplumdaki konumunu belirlemede çok etkili bir güce sahip. Ne yazık ki, kadının insanlık onurunu hiçe sayan kadın temsilleri ve kadına şiddet örnekleri, bugün pek çok dizinin ana temasını oluşturuyor” dedi.
Tüm toplumun ortak sorumluluğu
Dizilerin içine serpiştirilen şiddet türleri, çoğu zaman estetize ve romantize edilerek, normalleştirilerek yansıtıldığını belirten Tan: “Seyirci önceleri maruz kaldığı şiddet sahnelerine, bir zaman sonra taraf olmaya başlıyor. Kadına yönelik şiddetin bütün türleri, diziler aracılığıyla evimizin içine sızıyor. Bu sebeple bizler kampanya boyunca şiddete seyirci kalma diyeceğiz. TV dizilerindeki kadına yönelik şiddet türlerine ve etkilerine dikkat çekeceğiz. Şunu unutmayalım ki: Kadını ve aileyi şiddetten korumak sadece kadın derneklerinin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Dizi yapımcıları, senaristler, kanallar ve reklam verenler de bu sorumluluğa ortak olmalıdır. Kampanyamızın, kadına yönelik şiddete karşı bireysel ve toplumsal farkındalık oluşturmasını diliyorum” dedi.
İsa Arı