ATSO'nun Şubat ayı meclis toplantısı, ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer, ATSO Başkan vekili Cihangir Deniz, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Hükümetin 'İstihdam Seferberliği'nde yeni istihdam teşviklerini uygulamaya başladığını belirten ATSO Başkan vekili Cihangir Deniz, “Bütün komitelerimizin raporlarında SGK prim desteği verilmesi konusu yer almıştır. İstihdam teşviklerinde kısa çalışma ödeneği gibi teşviklerden daha fazla yararlanmalıyız. Oda olarak önümüzdeki günlerde bu konuda bir bilgilendirme toplantısı da yapacağız ve istihdam kampanyasına destek vereceğiz. Gerçeği söylemek gerekirse ekonomik büyüme ve yatırım olmadan yeni istihdam artışı zordur. Birçok üyemiz ayakta kalma mücadelesi vermektedir. Sektörlerimizin talebi işçi çıkarmamak, mevcut istihdamı korumak için vergi ve prim indirimi getirilmesidir. Artık geçici teşvikler yerine vergi ve primlerin kalıcı bir şekilde düşürülmesini istiyoruz. Devlet gelir farkını kayıtdışı istihdamın azalmasıyla telafi etmelidir" diye konuştu.
ANKET SONUÇLARI OLUMSUZ
Üç yıldır yıl sonunda kent merkezindeki perakende sektörüne dönük satış ve beklenti anketi yaptıklarını açıklayan Deniz, 2018 değerlendirme ve 2019 beklenti anketinin tamamlandığını ve perşembe günü açıklanacağını söyledi. Ankete yönelik bilgiler de veren Deniz, “Anket sonuçları ilk bakışta beklediğimizden daha olumsuz. Esnafta karamsarlık fazla. Piyasada durgunluk devam ettiği için geçen yıla dönük genel değerlendirme ve 2019 beklentileri de olumsuz" dedi.
EKONOMİDE DURGUNLUK
Ekonomide durgunluk, işsizlik, yüksek faiz, girdi maliyetleri konularının konuşulması gerekirken, son haftalarda en çok konuşulan konunun patlıcan, biber ve toptancı haller olduğunu dile getiren Deniz, “Meclis olarak üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de 1970'lerde tanzim satış mağazaları vardı. 40 yıl sonra yeniden tanzim satış mağazalarına dönmeye başladık. Dünyada iyi işleyen bir piyasa dışında, bir üründe arz ve talep dengesi sağlayan başka bir sistem henüz icat edilmedi. Bizde sebze ve meyve fiyatları bazen Avrupa'ya yakın, bazen de Avrupa'nın çok altında. Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır" dedi.
TARIM ALANLARI KORUNAMIYOR
Türkiye'de tarım alanlarının korunamadığına dikkati çeken Deniz, “Antalya'da bile tarım alanlarını kendi elimizle konut alanlarına çeviriyoruz. Kooperatiflerimiz yok. Ambalaj sorunu var, ambalaj maliyeti yüksek. Seralarımız modern değil, lojistik modern değil. Kış aylarında sera üretimi yetersiz olduğu için tüketici, yaz aylarında ürün bol olduğu için üretici kaybetmektedir. Taşıma sırasında, market ve pazarda ürünün dörtte biri çöpe gidiyor. Her 100 metrede bir market var, marketlerin işletme maliyeti yüksek. Semt pazarlarına üretici giremiyor, farklı bir yapı oluşmuş durumda, bu nedenle pazar maliyetleri de yüksek" dedi.
MUTSUZLUK SORGULANMALI
Piyasa anketine göre esnafın karamsar ve toplumun geleceğe güvenle ve ümitle bakmasına ihtiyaç olduğunu söyleyen Deniz, TÜİK'in yeni bir verisine göre 2017'de yüzde 58 olan mutluluk oranının, 2018'de yüzde 53.4'e düştüğüne dikkat çekti. Deniz, “Toplumun sadece yüzde 53'ü mutlu olduğunu söylüyorsa ve bir yılda yüzde 5 düşüş varsa herkesin bunu sorgulaması gerekir. Bunun bir nedeni ekonomideki sıkıntılardır, diğer bir nedeni ise kutuplaşma ve siyasetteki sert söylemlerin devam etmesidir. Bir diğer faktör medyamızın durumudur. Medyada sabahtan akşama kadar ya sert bir dil ya da şiddet dolu diziler var. Toplumun ümit ve güven içinde olması, yatırımcının ve yabancı sermayenin güven duyması için en önemli konulardan biri hukukun üstünlüğüdür" dedi.
ATSO MECLİSİ 2019'DAN UMUTSUZ
ATSO meclis üyelerine yönelik 2018 ve 2019 yılına ilişkin karşılaştırma ve beklentileri içeren bir anket gerçekleştirildi. 11 soruluk ankette üyelerin yüzde 39'u, 2018 yılında bir önceki yıla göre satış oranlarının yüzde 20'den fazla, yüzde 16'sı yüzde 20'den az düşüş yaşadığını, yüzde 29'u aynı düzeyde kaldığını belirtirken, yüzde 16'sı arttığını söyledi. 2018 yılı alacak tahsilatı durumunda yüzde 42 olumsuz, yüzde 25 çok olumsuz, yüzde 30 aynı düzeyde, sadece yüzde 4'ü olumlu veya çok olumlu yanıtını verdi. 2018'deki çalışan sayısı yüzde 60 aynı düzeyde, yüzde 32 düştüğü, yüzde 8'i arttığını kaydetti. 2018'deki kredi kullanımına ilişkin yüzde 30 arttığını, yüzde 17 aynı kaldığını, yüzde 4 azaldığını belirtirken, yüzde 28'i kullanmadığını, yüzde 21'i kullanamadığını açıkladı.
PİYASA DURGUN
Sektörlerdeki en önemli sorun olarak yüzde 25 piyasadaki durgunluğu gösterirken, bu sorunu, girdi maliyetlerindeki artış, asgari ücret artışı, yüksek kredi maliyeti, alacak tahsilatındaki sorun, kayıtdışı ve haksız rekabet izledi. Bu sorunların en önemli nedeni yüzde 38'le yüksek faiz gösterildi. Ardından siyasi gerilim, döviz kurundaki dalgalanma, enflasyon izledi. 2019'daki ekonomik beklentilere ilişkin yüzde 44'ü olumsuz, yüzde 33'ü çok olumsuz yanıtı verdi. Yüzde 11'i aynı, yüzde 11'i de olumlu görüşü bildirdi. 2019'da Türkiye ekonomisindeki en büyük risk olarak yüzde 25'le siyasi istikrarsızlık ve gerginlik gösterildi. Bunu enflasyon-girdi maliyetleri artışı, faiz artışı, durgunluk, işsizlik ve döviz kurundaki dalgalanma takip etti.
ANKET SONUÇLARI OLUMSUZ
Üç yıldır yıl sonunda kent merkezindeki perakende sektörüne dönük satış ve beklenti anketi yaptıklarını açıklayan Deniz, 2018 değerlendirme ve 2019 beklenti anketinin tamamlandığını ve perşembe günü açıklanacağını söyledi. Ankete yönelik bilgiler de veren Deniz, “Anket sonuçları ilk bakışta beklediğimizden daha olumsuz. Esnafta karamsarlık fazla. Piyasada durgunluk devam ettiği için geçen yıla dönük genel değerlendirme ve 2019 beklentileri de olumsuz" dedi.
EKONOMİDE DURGUNLUK
Ekonomide durgunluk, işsizlik, yüksek faiz, girdi maliyetleri konularının konuşulması gerekirken, son haftalarda en çok konuşulan konunun patlıcan, biber ve toptancı haller olduğunu dile getiren Deniz, “Meclis olarak üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de 1970'lerde tanzim satış mağazaları vardı. 40 yıl sonra yeniden tanzim satış mağazalarına dönmeye başladık. Dünyada iyi işleyen bir piyasa dışında, bir üründe arz ve talep dengesi sağlayan başka bir sistem henüz icat edilmedi. Bizde sebze ve meyve fiyatları bazen Avrupa'ya yakın, bazen de Avrupa'nın çok altında. Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır" dedi.
TARIM ALANLARI KORUNAMIYOR
Türkiye'de tarım alanlarının korunamadığına dikkati çeken Deniz, “Antalya'da bile tarım alanlarını kendi elimizle konut alanlarına çeviriyoruz. Kooperatiflerimiz yok. Ambalaj sorunu var, ambalaj maliyeti yüksek. Seralarımız modern değil, lojistik modern değil. Kış aylarında sera üretimi yetersiz olduğu için tüketici, yaz aylarında ürün bol olduğu için üretici kaybetmektedir. Taşıma sırasında, market ve pazarda ürünün dörtte biri çöpe gidiyor. Her 100 metrede bir market var, marketlerin işletme maliyeti yüksek. Semt pazarlarına üretici giremiyor, farklı bir yapı oluşmuş durumda, bu nedenle pazar maliyetleri de yüksek" dedi.
MUTSUZLUK SORGULANMALI
Piyasa anketine göre esnafın karamsar ve toplumun geleceğe güvenle ve ümitle bakmasına ihtiyaç olduğunu söyleyen Deniz, TÜİK'in yeni bir verisine göre 2017'de yüzde 58 olan mutluluk oranının, 2018'de yüzde 53.4'e düştüğüne dikkat çekti. Deniz, “Toplumun sadece yüzde 53'ü mutlu olduğunu söylüyorsa ve bir yılda yüzde 5 düşüş varsa herkesin bunu sorgulaması gerekir. Bunun bir nedeni ekonomideki sıkıntılardır, diğer bir nedeni ise kutuplaşma ve siyasetteki sert söylemlerin devam etmesidir. Bir diğer faktör medyamızın durumudur. Medyada sabahtan akşama kadar ya sert bir dil ya da şiddet dolu diziler var. Toplumun ümit ve güven içinde olması, yatırımcının ve yabancı sermayenin güven duyması için en önemli konulardan biri hukukun üstünlüğüdür" dedi.
ATSO MECLİSİ 2019'DAN UMUTSUZ
ATSO meclis üyelerine yönelik 2018 ve 2019 yılına ilişkin karşılaştırma ve beklentileri içeren bir anket gerçekleştirildi. 11 soruluk ankette üyelerin yüzde 39'u, 2018 yılında bir önceki yıla göre satış oranlarının yüzde 20'den fazla, yüzde 16'sı yüzde 20'den az düşüş yaşadığını, yüzde 29'u aynı düzeyde kaldığını belirtirken, yüzde 16'sı arttığını söyledi. 2018 yılı alacak tahsilatı durumunda yüzde 42 olumsuz, yüzde 25 çok olumsuz, yüzde 30 aynı düzeyde, sadece yüzde 4'ü olumlu veya çok olumlu yanıtını verdi. 2018'deki çalışan sayısı yüzde 60 aynı düzeyde, yüzde 32 düştüğü, yüzde 8'i arttığını kaydetti. 2018'deki kredi kullanımına ilişkin yüzde 30 arttığını, yüzde 17 aynı kaldığını, yüzde 4 azaldığını belirtirken, yüzde 28'i kullanmadığını, yüzde 21'i kullanamadığını açıkladı.
PİYASA DURGUN
Sektörlerdeki en önemli sorun olarak yüzde 25 piyasadaki durgunluğu gösterirken, bu sorunu, girdi maliyetlerindeki artış, asgari ücret artışı, yüksek kredi maliyeti, alacak tahsilatındaki sorun, kayıtdışı ve haksız rekabet izledi. Bu sorunların en önemli nedeni yüzde 38'le yüksek faiz gösterildi. Ardından siyasi gerilim, döviz kurundaki dalgalanma, enflasyon izledi. 2019'daki ekonomik beklentilere ilişkin yüzde 44'ü olumsuz, yüzde 33'ü çok olumsuz yanıtı verdi. Yüzde 11'i aynı, yüzde 11'i de olumlu görüşü bildirdi. 2019'da Türkiye ekonomisindeki en büyük risk olarak yüzde 25'le siyasi istikrarsızlık ve gerginlik gösterildi. Bunu enflasyon-girdi maliyetleri artışı, faiz artışı, durgunluk, işsizlik ve döviz kurundaki dalgalanma takip etti.