Şantaj mağduru olduğu iddiası ile gazeteci Ayla Çekiç'ten şikayetçi olan ve adli makamları meşgul eden siyasetçi ve iş insanı Mustafa Yılmaz'ın kişisel hırslarına geçit vermeyen yargıdan tokat gibi karar…
İlk duruşmada beraat eden Gazeteci Çekiç: "Korkunç bir tahribatla zenginleşiyorlar. Suç aletleri para. Ama bugün paranın her şeyi satın alamayacağı bir kez daha anlaşıldı. Mahkeme salonunda beraat etmem sonucu Haysiyetimi ve onurumu zedelemek isteyen Mustafa Yılmaz'ın parası beni tehditkar ve şantajcı bir pozisyona sokmaya yetmedi"
Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına müşteki Mustafa Yılmaz, gazeteci Ayla Çekiç ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada söz verilen Çekiç, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ifade etti. Antalya'da 30 yıldır gazetecilik yaptığını vurgulayan Çekiç, Hürses Gazetesinde köşe yazıları yazdığını belirtti. Yazılarında kenti ilgilendiren konulara da kamu sorumluluğu çerçevesinde değindiğini aktaran Çekiç, Mustafa Yılmaz'ın siyasi kimliği bulunduğunu ve Antalyaspor Başkanlığı da yaptığına dikkati çekti.
Sadece bir tanık beyanı ile ortaya delil konmadan hakkında kurgulanmış bir suç isnat edilmek istendiğini dile getiren Çekiç, bunun iftira olduğunu kaydetti. Çekiç, beraatını talep etti.
"BU OLAY TAMAMEN KURGU"
Çekiç'in avukatı Cihan Şahinbay da gazeteci olan müvekkilinin bir çok kişi hakkında yazılar yazdığını vurguladı. Siyasi kişiliği olan tanınmış kişiler hakkında köşe yazılarının gayet doğal olduğunu ifade eden Şahinbay, hiç bir delil olmadığını, şantaj suçunun unsurlarının da oluşmadığını söyledi.
Olayın tamamen kurgulanmış şekilde mahkeme önüne getirildiğini ifade eden Şahinbay, "Kurgu unsurlarında dahi çelişkiler bulunuyor. Müvekkilimin atılı suçu işlediğine dair hiç bir delil olmadığı gibi suçun unsurları da oluşmamıştır. Bu nedenle beraatini talep ediyoruz" dedi.
Müşteki Mustafa Yılmaz ise tanık Nafiz Tanır'ın anlatımları sonrasında Ayla Çekiç'ten şikayetçi olduğunu dile getirdi.
Cumhuriyet savcısının mütealasının ardından kararı açıklayan mahkeme başkanı Ayla Çekiç'in beraatına karar verdi. Açıklanan kararda, sanığın mahkumiyetini gerektirecek her türlü şüpheden uzak görgüye dayalı, kesin ve tam bir delil olmadığı vurgulandı.
ATILAN ÇAMUR TUTMADI
Kararın ardından Youtube hesabından değerlendirmelerde bulunan gazeteci Ayla Çekiç, gazetecilerin toplumun gözü önünde olan insanları eleştirmelerinden daha doğal bir şey olmadığını ifade etti.
Gazetecinin görevinin toplumu aydınlatmak olduğuna dikkati çeken Çekiç, "Ben de 30 yılı aşkın süredir yayıncılık ve gazetecilik yapıyorum. Bunca yıldır ahlaki değerlere, etik kurallara dikkat ederim. Kişinin saygınlığına zarar vermeden haber yaparım. Dedikodu ile değil, hep bilgiye ve belgeye dayalı habercilikle kamuoyunu bilgilendirdim. Ben bir gazeteciyim, bu kente borcum var. Ben sevinçlerimi, mutluluğu, acılarımı bu kentte yaşadım. Antalya'nın vizyonu geniş insanlar tarafından, çalışkan insanlar tarafından yönetilmesini istiyorum. Bu kente katkı koymayı yürekten isteyen insanların yönetimlerde olmasını istiyorum. Bu nedenle kentin tüm sorunları ile ilgili köşemde ve manşetlerde haberlere yer veriyorum" ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz aylarda yazdığı bir köşe yazısının ardından emniyet müdürlüğünden arandım ve Gasp Büro'ya çağrıldığını aktaran Çekiç, bunun şaşkınlık verici olduğunu dile getirdi.
"BİZİM GÜCÜMÜZ SADECE KALEM"
Bütün köşe yazılarının halen daha internet sitelerinde durduğunu, merak edenlerin okuyabileceğini vurgulayan Çekiç, şöyle konuştu: "Bu beni çok şaşırttı. Genelde biz gazetecilerin ifadeleri basın savcıları tarafından alınır. Hakaret davası da olabilir onu da kabul ederim ama Gasp Büro'dan aranınca açıkçası büyük bir şaşkınlık yaşadım. Emniyete gittiğimde incitici şekilde ifadem alındı. Hiç bir teknik takip olmadan, hiç bir delil olmadan alel acele bir tanık beyanı ile hazırlanan iddianame ile savcılıktan davaya dönüşen bir süreci yaşadım. Buradan bağımsız yargıya teşekkür etmek istiyorum. Adalet var. Tehdit ve şantaj suçundan davaya dönüştürülen bu davadan beraat ettim. Beni yıldıramayacaksınız, yazmaya devam edeceğim. Ben arkamı sadece yüce yaratıcıya yaslıyorum. Bizim gücümüz sadece kalem. Bu can bu bedende olduğu sürece yazmaya devam edeceğim. Demirden korksam trene binmem. Bu kenti batıramayacaklar. Korkunç bir tahribatla zenginleşiyorlar. Suç aletleri para. Ama bugün paranın her şeyi satın alamayacağı bir kez daha anlaşıldı. Mahkeme salonunda beraat etmem sonucu haysiyetimi ve onurumu zedelemek isteyen Mustafa Yılmaz'ın parası beni tehditkar ve şantajcı bir pozisyona sokmaya yetmedi."
İsa Arı