Bazı zaman gür sesle söylenen gıda kıtlığı sorunu henüz kapımızı çalmamış gibi gözükse de bu gıda israfının mantıklı veya yapılabilir bir eylem olduğu anlamına tabii ki gelmiyor. Dünya genelinde çok yüksek seyreden gıda israfı oranları ekonomik buhran ve devasa gıda enflasyonu ile boğuşan Türkiye'de de pek farklı değil. Bu durum Hem düşündürüyor hem de üzüyor.
Türkiye'de gıda israfı, ciddi bir sorun olarak öne çıkıyor. Son verilere göre, her yıl ülkemizde 18,1 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu, yaklaşık olarak 603 bin çöp kamyonunun taşıdığı miktara denk geliyor. Daha da endişe verici olanı ise, bu israfın %42'sinin evlerde çöpe giden yiyeceklerden kaynaklanıyor olması.
Dünyada artan gıda fiyatları uzun zamandır düşüşte olsa da Türkiye'nin bu düşüş seyrinden pek haberi yok gibi görünüyor. Zira gıda enflasyonunda dünya ülkelerini neredeyse ikiye katlayan Türkiye enflasyonu gıda ürünlerine de çok daha sert şekilde yansımış durumda. Buna karşın artan gıda israfı da tezatlık olarak değerlendiriliyor.
Araştırmalar, dünya genelinde her yıl 931 milyon ton gıda israf edildiğini gösteriyor. Türkiye'nin bu tablodaki yeri ise dikkat çekici; kişi başına israfta dünya genelinde 3. sıradayız. Her yıl evlerde kişi başı 93 kg gıda çöpe atılırken, bu miktarın günlük olarak yaklaşık 4,9 milyon ekmek miktarına denk geldiği belirtiliyor.
Gıda israfının ekonomik ve çevresel etkileri de göz ardı edilemez. Türkiye'de israf edilen gıda, tarımda kullanılan suyun dörtte birinin de israf olmasına yol açıyor. Örneğin, her 1 kg etin yanında 15.500 litre, her 1 kg domatesin yanında ise 184 litre suyun israf edildiği biliniyor. Ayrıca, gıda israfının küresel sera gazı emisyonlarının %8-10'unu oluşturduğu ve yıllık olarak Türkiye'deki gıda israfının, ortalama 10 milyon aracın bir yılda oluşturduğu CO2 emisyonu ile aynı etkiye sahip olduğu ifade ediliyor.
Ancak, gıda israfının azaltılması için daha fazla çaba sarf edilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması gerekiyor. İsrafın önüne geçmek için hem bireysel olarak alınacak önlemler hem de kurumsal düzeyde uygulanacak politikaların hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor.
Ahmet Kayahan