Son günlerde İstanbul’da 5,8 ve Akdeniz açıklarında da yaşanan 5,3’lük depremler vatandaşları korkutmaya başladı. AÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Dr. Koray Koç, depremle alakalı olarak çok önemli açıklamalarda bulundu. Antalya’nın yerleşiminin yüzde 70’inin travertenler üzerinde olduğuna dikkat çeken Koç, Kundu, Konyaaltı, Kemer, Demre, Yamansaz tarafının kent merkezine göre daha fazla risk taşıdığını ifade etti.
6 ŞİDDETİNDE BEKLENİYOR
Antalya’nın deprem riskiyle ilgili açıklama yapan Koray Koç, “Antalya’yı doğrudan etkileyen fay hatlarımız var. Fethiye, Burdur, Korkuteli, Kemer, Döşemealtı fay uzunluğu, Aksu olmak üzere dört tarafımız faylarla çevrili. Antik kentlerdeki yazıtlara baktığımızda ve çevredeki fayları göz önünde bulundurarak 6’nın üzerinde bir deprem bekliyoruz. Bu da büyük deprem ve yıkıcı etkisi var. Bu yıkıcı deprem olmayacağı anlamına gelmiyor. Deprem anında en çok etkilenecek olan yerler fay hatlarına yakın yerler. Bizler tabii ki depremle alakalı olarak bir tarih veremiyoruz. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi. Antalya ise çok karmaşık bir bölge. Türkiye’nin herhangi bir yerini kurtarılmış bölge yani depremden etkilenmeyecekmiş gibi konuşulması doğru değil. Aksu fay hattı, Fethiye, Burdur fay hattı önemli. Döşemealtı fay hattı ise, travertenlerin sınırındadır. Bu fayın aktifliği konusunda herhangi bir sonuç henüz yok. Şehrin genelinde bir zemin haritalaması yapılabilir” dedi.
DEPREMDE ŞANSSIZ BÖLGELER
Antalya’nın olası bir depremde en tehlikeli noktalarının Hurma, Yamansaz ve Kundu bölgesi olduğunu vurgulayan Dr. Koray Koç, “Genç alüminyumlar üzerinde olan Hurma, Yamansaz, Kundu bölgesi çok şanssız. Depremin büyütme etkisi çok fazla. Kent merkezi ise travertenler üzerinde olduğu için biraz daha şanslı diyebilirim. Deprem şiddeti açısından bakıldığında Kaş, Demre, Finike, Kumluca gibi batı ilçeleri 1’inci derece kuşaktadır. Burada özellikle Kaş zemin açısından ana kaya üzerinde yerleşmiştir. Deprem anında eğer binalarda hata yoksa depremde en az zarar görecek yerlerdir. Demre’de deprem şiddetinin aynı olduğunu düşünürsek yerleşim yeri alüvyonları açısından zengin ve yeraltı suları yüksek bu nedenle Demre, en fazla zarar görecek yerlerden biridir. Finike ve Kemer’de bu risk bölgesindedir. Boğaçay ve çevresi, Aksu ve Kundu bölgesi de şehir merkezinde yüksek riskli yerlerdir. Manavgat’ta yeraltı su seviyesinin yüksek olması ve zeminin kumlu olması riski arttırıyor” diye konuştu.
ANTALYA DEPREME HAZIR DEĞİL
Antalya’nın depreme hazır olmadığını dile getiren Koray Koç, toplanma noktalarının yerlerinde sıkıntıların olduğunun altını çizdi. Koç, “Yeterli toplanma alanları yok. Ülkemiz aktif tektoniğinin ana unsurlarını Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Ege Graben Sistemi, Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi ve Helenik-Kıbrıs Yayı oluşturmaktadır. Antalya ve yakın çevresi de belirtilen bu büyük faylardan Helenik-Kıbrıs Fayının etki alanına girmektedir. Helenik-Kıbrıs yayı, Türkiye’nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Fethiye Körfezi’ne doğru uzanır. Antalya ve çevresi, (1) Fethiye-Burdur Fay Zonu, (2) Helenik-Kıbrıs Fayının Plini ve Strabo hendekleri ile Antalya Körfezi’nde uzanan bölümü (3) Aksu Bindirmesi boyunca uzanan faylarda olan hasar yapıcı depremlerden etkilenmektedir. Depremler, genellikle Helenik-Kıbrıs Yayı’nın Plini ve Strabo hendekleri boyunca yoğunlaşmaktadır. Hasar yapıcı ve yıkıcı depremler bu faylar boyunca oluşmaktadır. Diğer yandan Antalya Körfezi içerisinde de yoğun mikro deprem etkinliği gözlenmektedir. Aksu Bindirme Fayı boyunca yüzlerce yıldır herhangi bir hasar yapıcı deprem meydana gelmemiştir. Tarihsel Dönem Depremleri Antalya ve civarında 1900 yılı öncesinde oluşmuş tarihsel depremlere ait veriler oldukça az sayıdadır” şeklinde konuştu.
6 ŞİDDETİNDE BEKLENİYOR
Antalya’nın deprem riskiyle ilgili açıklama yapan Koray Koç, “Antalya’yı doğrudan etkileyen fay hatlarımız var. Fethiye, Burdur, Korkuteli, Kemer, Döşemealtı fay uzunluğu, Aksu olmak üzere dört tarafımız faylarla çevrili. Antik kentlerdeki yazıtlara baktığımızda ve çevredeki fayları göz önünde bulundurarak 6’nın üzerinde bir deprem bekliyoruz. Bu da büyük deprem ve yıkıcı etkisi var. Bu yıkıcı deprem olmayacağı anlamına gelmiyor. Deprem anında en çok etkilenecek olan yerler fay hatlarına yakın yerler. Bizler tabii ki depremle alakalı olarak bir tarih veremiyoruz. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesi. Antalya ise çok karmaşık bir bölge. Türkiye’nin herhangi bir yerini kurtarılmış bölge yani depremden etkilenmeyecekmiş gibi konuşulması doğru değil. Aksu fay hattı, Fethiye, Burdur fay hattı önemli. Döşemealtı fay hattı ise, travertenlerin sınırındadır. Bu fayın aktifliği konusunda herhangi bir sonuç henüz yok. Şehrin genelinde bir zemin haritalaması yapılabilir” dedi.
DEPREMDE ŞANSSIZ BÖLGELER
Antalya’nın olası bir depremde en tehlikeli noktalarının Hurma, Yamansaz ve Kundu bölgesi olduğunu vurgulayan Dr. Koray Koç, “Genç alüminyumlar üzerinde olan Hurma, Yamansaz, Kundu bölgesi çok şanssız. Depremin büyütme etkisi çok fazla. Kent merkezi ise travertenler üzerinde olduğu için biraz daha şanslı diyebilirim. Deprem şiddeti açısından bakıldığında Kaş, Demre, Finike, Kumluca gibi batı ilçeleri 1’inci derece kuşaktadır. Burada özellikle Kaş zemin açısından ana kaya üzerinde yerleşmiştir. Deprem anında eğer binalarda hata yoksa depremde en az zarar görecek yerlerdir. Demre’de deprem şiddetinin aynı olduğunu düşünürsek yerleşim yeri alüvyonları açısından zengin ve yeraltı suları yüksek bu nedenle Demre, en fazla zarar görecek yerlerden biridir. Finike ve Kemer’de bu risk bölgesindedir. Boğaçay ve çevresi, Aksu ve Kundu bölgesi de şehir merkezinde yüksek riskli yerlerdir. Manavgat’ta yeraltı su seviyesinin yüksek olması ve zeminin kumlu olması riski arttırıyor” diye konuştu.
ANTALYA DEPREME HAZIR DEĞİL
Antalya’nın depreme hazır olmadığını dile getiren Koray Koç, toplanma noktalarının yerlerinde sıkıntıların olduğunun altını çizdi. Koç, “Yeterli toplanma alanları yok. Ülkemiz aktif tektoniğinin ana unsurlarını Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı, Ege Graben Sistemi, Doğu Anadolu Sıkışma Bölgesi ve Helenik-Kıbrıs Yayı oluşturmaktadır. Antalya ve yakın çevresi de belirtilen bu büyük faylardan Helenik-Kıbrıs Fayının etki alanına girmektedir. Helenik-Kıbrıs yayı, Türkiye’nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Fethiye Körfezi’ne doğru uzanır. Antalya ve çevresi, (1) Fethiye-Burdur Fay Zonu, (2) Helenik-Kıbrıs Fayının Plini ve Strabo hendekleri ile Antalya Körfezi’nde uzanan bölümü (3) Aksu Bindirmesi boyunca uzanan faylarda olan hasar yapıcı depremlerden etkilenmektedir. Depremler, genellikle Helenik-Kıbrıs Yayı’nın Plini ve Strabo hendekleri boyunca yoğunlaşmaktadır. Hasar yapıcı ve yıkıcı depremler bu faylar boyunca oluşmaktadır. Diğer yandan Antalya Körfezi içerisinde de yoğun mikro deprem etkinliği gözlenmektedir. Aksu Bindirme Fayı boyunca yüzlerce yıldır herhangi bir hasar yapıcı deprem meydana gelmemiştir. Tarihsel Dönem Depremleri Antalya ve civarında 1900 yılı öncesinde oluşmuş tarihsel depremlere ait veriler oldukça az sayıdadır” şeklinde konuştu.