Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Aralık Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün başkanlığında gerçekleşti. Toplantıya, Başkan Yusuf Hacısüleyman, Yönetim Kurulu ve meclis üyeleri katıldı.
Muğla’da gerçekleşen helikopter kazasında dört değerli insanımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadığını belirten Başkan Yusuf Hacısüleyman: “Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Manavgat ilçemizde yaşanan sel felaketi hepimizi derinden sarsmıştır. Yoğun yağışların neden olduğu bu felakette zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bugün Balıkesir’de bir fabrikamızda yaşanan patlamada, ne yazık ki 12 insanımızın hayatını kaybettiğini üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Bu olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz” dedi.
Geçen ay öne çıkan üç çalışma var
Birincisi, ATSO B2B Networking’te 500 iş insanı ATSO çatısı altında bir araya gelindiğini belirten Hacısüleyman: “Katılımcılarımız, etkinlik boyunca gerçekleştirilen B2B görüşmeleri sayesinde yeni iş birliklerine imza atma ve güçlü bağlantılar kurma fırsatı buldular. İkincisi, Meslek Komiteleri Müşterek Toplantımızı birlikte gerçekleştirdik. İki gün boyunca hem Türkiye hem Antalya hakkında bilgilerimizi genişlettik hem de Odamızın 7 yıllık stratejik plan çalışmasının ilk analizini tamamladık. Plan kapsamında, Antalya’nın ekonomik yapısını güçlendirmek, üyelerimizin ulusal ve uluslararası rekabet gücünü artırmak için somut adımlar atmayı planlıyoruz. Tüm üyelerimizin katkılarıyla şekillenen bu planın, ATSO’nun liderliğinde kentimize büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Üçüncüsü ise Antalya Kültür Sanat (AKS) çatısı altında 10 sanatçının katılımıyla gerçekleştirilen “Bir Başka Antalya 2” sanat çalıştayını tamamladık. Projemizde Antalya’nın kültürel, tarihsel ve geleneksel zenginliklerini, çağdaş Türk resminin önde gelen sanatçılarının eserleriyle gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz. Bu sergimizin 16 şubat 2025 tarihine kadar devam edeceğini de hatırlatmak isterim” ifadelerini kullandı.
Ekonomi yüzde 2,1 büyüdü
Ekonominin yılın üçüncü çeyreğinde önceki yıla göre yüzde 2,1 büyüdü ifade eden Başkan Hacısüleyman: “Büyüme son 17 çeyreğin en düşük hızında gerçekleşti. Çeyreklik bazda ekonomi binde 2 daraldı ve 2018’den sonra ilk kez peş peşe iki çeyrek küçüldü. Ana sektörler içinde en iyi performansı yüzde 9,2 büyüme ile inşaat, en zayıf performansı yüzde 2,6 daralma ile sanayi gösterdi. Tarım yüzde 4,6 büyüdü. 2024’ün ilk 9 ayında tarımdaki büyüme son 4 yılın en yüksek düzeyine çıktı. Hizmetler sektörü yüzde 1,2 büyüdü. Sektörün büyüme performansı son 4 yılın en düşük hızında gerçekleşti. Sanayi sektörü 2. çeyrekteki daralmadan sonra 3. çeyrekte de yüzde 2,6 küçüldü. Yatırım harcamaları önceki yıla göre binde 8 daraldı. Yatırımların iki ana paydaşı olan inşaat yatırımları yüzde 9,4 büyürken, makine teçhizat yatırımları yüzde 8,6 daraldı. Genel büyüme hızındaki yavaşlamayı ekonomideki normalleşme sürecinin doğal bir sonucu olarak değerlendiriyoruz. Ancak, makine teçhizat yatırımlarındaki daralma ve sanayi sektöründeki negatif büyüme endişe vericidir” dedi.
Antalya ekonomisinde büyüme verilerinde olumlu gelişme
Aralık başında 2023 yılı illere göre GSYH verilerinin açıklandığını söyleyen Hacısüleyman: “Bu verilere göre Antalya, önceki yıl olduğu gibi yine Türkiye’nin altıncı büyük ekonomisi oldu. Ülke ekonomisinden daha hızlı büyüyen Antalya’nın Türkiye ekonomisindeki payı ise yüzde 3,5 ile şimdiye kadarki en yüksek düzeyine çıktı. Tabi bu arada bu başarının diğer illerin daha kötü olması mı, yoksa bizim daha iyi olmamızın sonucu mudur? Bu da sorgulanmalıdır. Pandemi dönemi hariç Antalya ekonomisi, her yıl Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı göstermiştir. 2023’te olduğu gibi 2024’te de çalışkan ve üretken yapımızla bu başarıyı sürdürüyoruz” diye ifade etti.
2025 nasıl bir yıl olacak
Geriye dönüp bu yılın bir muhasebesi yapıldığında ülke ekonomisinde bozulan dengelerin yavaş yavaş yerine gelmeye başladığını belirten Hacısüleyman: “Örneğin ülke risk priminin düştüğünü, cari açığın düştüğünü, dengesiz şekilde büyüyen iç talebin normalleştiğini, enflasyonda zirveden dönüşün başladığını görüyoruz. Ama bunlarla birlikte hayat pahalılığında bir iyileşme olmadığını, maliyetlerimizdeki yüksekliğin devam ettiğini, ihracat tarafında uluslararası rekabet gücümüzün zayıfladığını, şirketlerimizin ciddi finansman sorunu yaşadıklarını, yüksek faizlerin tüketimden çok üretimi zayıflattığını da görüyoruz. Bu işin böyle devam edemeyeceği muhakkak. Peki 2025 nasıl bir yıl olacak? Son bir ayda Dünya gündemi ve ülke gündeminde çok sayıda değişiklik oldu. Hakikaten eşine az rastlanır düzeyde sık değişen ve adeta taşların yeniden dizildiği günlerden geçiyoruz. 2025 olumlu ve olumsuz anlamda beklenmedik gelişmelerin yaşanma ihtimalinin yüksek olduğu bir yıl” dedi.
Yüzde 30 civarında bir enflasyon
Enflasyon beklentisine de değinen Hacısüleyman: “Merkez Bankası’nın 2025 yıl sonu enflasyon hedefi % 21. Güncel gelişmeler buna ulaşmanın çok zor olacağını gösteriyor. Ancak yine de % 30 civarında bir enflasyon düzeyine ineceğiz gibi görünüyor. Şehir ekonomisi açısından önemli olan turizm göstergeleri 2025 için artı hanesine yazılabilecek bir başka faktör. Gelen turist sayısında ve harcamalarda artış bekleniyor” diye konuştu.
Suriye'deki rejim değişikliğinden mutluluk duyuyoruz
Son günlerin en çok konuşulan konusu Suriye ile ilgili Başkan Hacısüleyman: “Suriye’deki rejim değişikliğinden mutluluk duyuyoruz. Bu dönemde ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin mutluluğu bizim de mutluluğumuz. Bu değişimin ekonomimiz üzerinde farklı boyutlarda etkileri olacak. İmalat tarafında çok sayıda sektörde istihdam edilen Suriyeli kardeşlerimiz var bunların kendi ülkelerine dönecek olması işgücü maliyetlerini artıracaktır. Ancak Suriye’de talebin artacak olması ihracatımız adına artı hanesine yazılabilecek bir gelişme” dedi.
Dünya siyasetinde olumsuzluklar var
Negatif riskler arasında Avrupa ekonomisinin hâlâ zayıf performans gösteriyor olması diyen Başkan Hacısüleymanoğlu şöyle devam etti: “Almanya ve Fransa'da siyasi belirsizlik ve bunların getirebileceği yeni olumsuzluklar var. Alman ekonomisi ise bir süredir büyümede yavaşlama, sanayi üretiminde gerileme ve otomotiv sektöründe Çin kaynaklı sorunlar nedeniyle zor bir dönemden geçiyor. Ekonomik başatlık olarak dünyada üç blokun olduğunu biliyoruz. Avrupa Birliği, Amerika ve Çin. Bu üçü arasında verimliliğin ve ortalama büyümenin en düşük yüksek olduğu bölge Avrupa Birliği. Bunun nedenlerinden biri Avrupa Birliğinin teknoloji ve inovasyon açısından gerekli yatırımları yapmaması ve şirketlere uygun bir yasal çerçeve sunamaması geliyor. Diğer yandan kamu borcu açısından bakınca yine en borçlu ülkelerin Avrupa birliği ülkeleri olduğunu görüyoruz. Kamu borcunun yüksek olması, devletin ekonomiyi canlandırmak için gerekli hareket alanının daralmasına neden oluyor. Hepimizin bildiği bir başka konu ise nüfus. AB ülkelerinin toplam nüfusu 450 milyona yakın ve bu nüfus önümüzdeki yıllarda yavaşça azalacak. Şu anda 90 milyonun biraz üzerinde olan +65 nüfusunun yakın gelecekte 130 milyona ulaşması bekleniyor.”
Asgari ücret beklentisi
Açıklanması beklenen Asgari Ücret konusunda Başkan Hacısüleymanoğlu: “Bakın ülke genelinde Ekim ayından bu yana asgari ücret konuşuluyor. Bizim başka şeylere konsantre olmamız gerekirken adeta 85 milyon vatandaş asgari ücretin ne olacağına kafa yoruyor. Asgari ücret elbette önemli. Bunu inkâr edemeyiz. Çalışanların yarıdan fazlası asgari ücret ya da asgari ücrete çok yakın ücret alırken, bunu konuşmamak olmaz. Ancak sorunu ve çözümü farklı yerlerde arıyoruz. Devlet, sendikalar, iş dünyası ve çalışanlar olarak ücretlerdeki zayıflığı, ülkedeki pahalılığı azaltmak yerine ücret artışları yoluyla dengelemeye çalışıyoruz. Üretilen bir ürünün nihai üreticiye ulaşırken fiyatı neden 6-7 kat artıyor sorusuna cevap bulamazsak çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Türkiye’de konut fiyatları ve kiralarının neden Avrupa’ya Amerika’ya kıyasla yüksek olduğuna cevap bulamazsak, çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Neden Avrupa’daki en pahalı eti ve sütü tükettiğimize bir cevap bulup çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Bugün asgari ücret yüzde 80-yüzde 100 artsa ne olacak? Bu saydığım sorunların hangisi çözülecek? Hiçbiri. Yani çözüm asgari ücrette artıştan ziyade yapısal sorunlarımıza çare arayıp bu asgari ücret konusunu gelecek yıllarda gündemden düşürmek gerekiyor” dedi.
Kreş yorumu
Kreşlerle ilgili Başkan Hacısüleyman: “Bugün değinmek istediğim bir diğer önemli konu ise belediye kreşleri ile özel sektör arasındaki dengenin korunmasıdır. Bu kreşlerin Millî Eğitim Bakanlığı veya Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmasının sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, gerçekten ihtiyaç olan bölgelerde açılmalarını ve özel sektörle rekabet edercesine çoğalmamalarının uygun olacağı görüşündeyiz. Birçok ilçemizde, özel sektör kuruluşlarının kreşlerine giden çocuklar, belediye kreşlerine yönelmektedir. Oysa bu kreşlerin asıl amacı, ekonomik yeterliliği olmayan ailelerin çocuklarına hizmet sunmaktır. Belediyelerin, özel sektörü zorlayacak şekilde bu alanda yoğunlaşması hem dengenin bozulmasına hem de kaynakların yanlış yönlendirilmesine neden olmaktadır. Amacımız, belediye kreşlerinin ihtiyaç duyulan bölgelerde sosyal bir görev üstlenmesini sağlamak, özel sektörle sağlıklı bir iş birliği içinde faaliyet göstermelerini temin etmektir. Bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması ve tarafların sorumluluklarını dengeli bir şekilde yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
İsa Arı