Daha çok gebeliğin son üç ayında görülen mide ekşimesi, bebeğin sindirim organları üzerine baskıda bulunması sonucu oluşmaktadır. Mide ekşimesi ile ilgili rahatsızlıkları hafifletmek için; yemeklerinizi azar azar ve sık sık tüketmeli, kafeinli içeceklerden uzak durmalısınız. Uyurken başınızı yüksekte tutmalı ve rahat elbiseler tercih etmelisiniz. Soslu, yağlı ve baharatlı besin tüketiminizi sınırlandırmalısınız. Aşerme bazı yiyeceklere karşı daha fazla ilgi ve istek duyulmasıdır. Gebelikte aşermenin hormonal etkiler sonucu gerçekleştiği bilinmektedir. Bu nedenle canın her çektiği yiyecek değil, vücut için gerekli olanlar ölçülü şekilde tüketilmelidir. Bazen aşerme aşırı olabilir veya anne adayı, besin niteliği taşımayan maddeleri tüketmek isteyebilir. Bu tabloya yetersiz beslenen anne adaylarında sıklıkla rastlanır. Gebelik döneminizde eğer besin niteliği taşımayan bir besine karşı aşırı isteğiniz geliştiyse, besleyici değeri daha yüksek gıdaları tercih etmeye çalışarak besin öğesi yetersizliklerinden kendinizi ve bebeğinizi koruyabilirsiniz. Anne adaylarının % 50-90’ı, özellikle gebeliğin ilk aylarında sabah bulantısı sorunuyla karşı karşıya kalır. Bu bulantılar gün içinde de rahatsız edici boyutlarda kendini gösterebilir. Gebelik süresince yaşanabilen bu bulantılar psikolojik değildir. Hormonal değişikliklerin bu bulantılara sebep olduğu bilinmektedir. Gebeyseniz, mide bulantılarından kurtulmak veya bu bulantıları azaltmak için şu önlemleri deneyebilirsiniz; sabah yataktan kalkmadan önce, kraker veya sade kızarmış ekmek gibi nişastalı besinleri tüketiniz, yataktan yavaşça kalkmaya çalışınız, midenizin boş kalmasını engellemek için gün içinde azar azar ve sık sık yiyiniz, yağ içeriği yüksek besinler yerine makarna, patates, kraker, pirinç, meyve ve sebze gibi kolay sindirilebilir karbonhidratları tercih ediniz. Özellikle hamileliğin ilk aylarında en çok şikayet edilen konu kabızlıktır. Kullanılan demir suplemanları, kabızlığı daha da ağırlaştırabilmektedir.Önlemek için her öğünde posadan zengin yiyecekler; sebze,salata veya sebze çorba, ara öğünlerde barsakları çalıştıran kayısı, erik, incir, armut, kivi gibi meyvelerden tüketmek, günde en az 2 litre su içmek bu sorunu giderecektir. Düzenli fiziksel aktivite, barsak fonksiyonlarının normal olmasını sağlar. Yürüyüş, yüzme ve hafif egzersizler gebelik süresince yapılabilecek en iyi egzersizlerdir. Gaz problemini önlemek için ise yavaş yemek yiyiniz ve fazla rahatsızlık veren yiyecekleri beslenme programınızdan elimine ediniz veya pişirme yöntemini değiştiriniz. Örneğin çiğ sebzeler rahatsızlık veriyorsa, pişmiş olarak tüketiniz (sebze yemeği veya çorbası olarak), yemekleri tatlandırmak için içerisine kimyon, karabiber ve zencefil ekleyiniz. Kurubaklagilleri en az 8-9 saat suda bekletip gaz yapıcı öğelerin suya geçmesini sağlayıp pişirmek gaz probleminin giderilmesinde etkili olacaktır. Çok fazla asitli içecekler tüketmek, yemek sırasında aşırı su içmek, ayakta yemek yemek te gaz problemini artırır. Sigara içmeyiniz; içilen ortamlardan da uzak durunuz. Sigarada bulunan zararlı maddeler kanınız ile taşınarak bebeğinize ulaşabilmekte ve bebeğiniz bu maddelerden zarar görebilmektedir. Alkolün hamilelikte güvenilir bir sınırı yoktur. Hamilelikte kullandığınız alkol düşük, ölü doğum, bebeğinizde gelişim geriliği ve zeka geriliği gibi istenmeyen durumların oluşmasına neden olabilir, kesinlikle uzak durunuz. Kafeinli içecekler kullanmayınız. Kafein diüretiktir, yani vücudunuzdan sıvı atımını arttırır. Ayrıca demir minarelinin vücudunuz tarafından emilimini zorlaştırır. Bitki çayları düşüklere ve kasılmalara yol açabileceği için tüketiminden kaçınınız. Hamilelikte aşırı tuz kullanımı sonrasında ellerinizde, yüzünüzde ve ayaklarınızda şişlikler meydana gelebilir. Özellikle hamileliğin son dönemlerinde oluşan ödem adını verdiğimiz bu şişliklere yüksek tansiyon da eşlik edebilir. Bu yüzden tuzu kararında tüketmeye özen gösteriniz ve herhangi bir sağlık probleminiz yoksa muhakkak iyotlu tuz kullanınız. Kılıç balığı, uskumru gibi iri balıklar derin tuzlu sularda yaşadıklarından yüksek oranda civa içerirler. Civa ağır metaldir, tüketimi bebeğinizde gelişim geriliği ve beyin hasarlarına neden olabilir. Hamilelik döneminizde iri deniz balıklarının aksine küçük balıkları güvenle tercih edebilirsiniz. Kabuklu deniz ürünleri ise besin zehirlenmelerine yol açabileceği için kaçınmalısınız. Hamile olmanız besin zehirlenmelerine yatkınlığınızı arttırmaz, ancak zehirlenmeden dolayı kullanacağınız ilaçlar hamilelikte sakıncalı olabilir. Etlerin iyi pişmiş olmasına özen gösteriniz. Sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünlerden mümkün olduğu kadar uzak durunuz. Çiğ ette bulunan toksoplazma adı verilen parazit düşüklere yol açabilir. Ayrıca, hamileliğinizin ilk döneminde bebeğiniz bu paraziti alırsa yüksek ateş, sarılık, çeşitli solunum yolu, göz ve sinir sistemi hastalıkları riskiyle karşı karşıya kalabilir. Yumurta, herhangi bir sağlık probleminiz yoksa hergün tüketmeniz gereken ancak dikkatli tüketmeniz gereken besinlerden biridir. Yumurtanın iyi pişmiş olmasına dikkat ediniz. Çiğ yada iyi pişmemiş yumurta salmonella içereceğinden, iyi pişmiş katı yumurta olarak tercih ediniz. Aksi halde, çiğ ya da az pişmiş yumurta, şiddetli besin zehirlenmelerine neden olan, genelde ishal, bulantı, kusma ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteren salmonellanın kaynağı olabilir. Tatlandırıcı içeren ürünleri tüketmeyiniz. Salata, sebze ve meyvelerin iyi yıkanmış olmasına dikkat ediniz. Temizliğinden emin olmak için yeşillikleri sirkeli suda bekletebilirsiniz. Konserve besinler tercih etmeyiniz. Taze sıkılmış meyve suları ve taze pişmiş sebze yemeye dikkat ediniz. Beklemiş, bayatlamış ürünler yemeyiniz. Sebze haşlama sularının dökülmesi, vitamin ve mineral kayıplarına neden olacağı için haşlama ve pişirme suları dökülmemelidir. Satın alırken taze besinler tercih ediniz. Ambalajlı besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat ediniz. İçeriği bilinmeyen besinler gebelik süresince tüketmeyiniz. Hamilelerde D vitamini yetersizliği, anne karnındaki bebeklerin beyin ve kemik gelişimini olumsuz etkilemekte, doğumsal katarakt hastalığı ve enfeksiyon risklerini de beraberinde getirmektedir. Bütün hamile kadınlar, yazın öğle saatleri dışında günde 10-15 dakika süreyle güneşe çıkmalıdırlar. Karaciğer çok fazla A vitamini içerdiğinden ve fazla alınan A vitamininin (günde 3000mcg üzeri) toksik etkisinden ve düşük tehlikesi yaratabileceğinden çok fazla tüketmeyiniz. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri listerya içerebileceğinden tüketmeyiniz. Hamilelik döneminde bütün besin gruplarına ihtiyaç duyulur ama en fazla gereksinim olan proteindir. Vegan annelerin yumurta, süt, peynir, yoğurt, kurubaklagiller, kuruyemişlerden oluşan dengeli bir beslenme programını uygulamalıdırlar eğer anne yumurta ve süt ürünlerini de tüketmiyorsa doktor kontrolünde bazı vitamin ve minerallerden destek almalıdır. Genellikle veganlarda B12 ve D vitamini, kalsiyum ve demir eksikliği görülmektedir. Gebelik döneminde doktorunuza danışmadan hiçbir ilaç kullanmayınız.