Birçok Bakanlığımız var. Çoğunun adından bellidir nelerden sorumlu olduğu.
Turizm ve Kültür Bakanlığı bizim Bakanlığımızın adıdır.
…
Kuruluş Amacı ve Görevleri
Amacımız
Kültür ve Turizm Bakanlığı 16.4.2003 tarih ve 4848 sayılı kanun ile kurulmuştur. Bu Kanunun amacı; kültürel değerleri yaşatmak, geliştirmek, yaymak, tanıtmak, değerlendirmek ve benimsetmek, tarihî ve kültürel varlıkların tahribini ve yok edilmesini önlemek, yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayacak şekilde değerlendirmek, turizmin geliştirilmesi, pazarlanması, teşvik ve desteklenmesi için gerekli önlemleri almak, kültür ve turizm konularıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek ve bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığının kurulmasına, teşkilât ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir.
Görevleri:
Kültür ve Turizm Bakanlığının görevleri şunlardır:
a) Millî, manevî, tarihî, kültürel ve turistik değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, değerlendirmek, yaymak, tanıtmak, benimsetmek ve bu suretle millî bütünlüğün güçlenmesine ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak,
b) Kültür ve turizm konuları ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek, bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmak,
c) Tarihî ve kültürel varlıkları korumak,
d) Turizmi, millî ekonominin verimli bir sektörü haline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirmek, geliştirmek ve pazarlamak,
e) Kültür ve turizm alanlarında her türlü yatırım, iletişim ve gelişim potansiyelini yönlendirmek,
f) Kültür ve turizm yatırımları ile ilgili taşınmazları temin etmek, gerektiğinde kamulaştırmak, bunların etüt, proje ve inşaatını yapmak, yaptırmak,
g) Türkiye'nin turistik varlıklarını her alanda tanıtıcı faaliyetler ile her türlü imkân ve araçlardan faydalanarak kültür ve turizmle ilgili tanıtma hizmetlerini yürütmek,
h) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
…
Bakanlığın kendi internet sayfasında aynen bunları yazıyor!
Yazıyor da acaba uygulamayı yapabiliyor mu acaba?
Mesela;
“c) Tarihî ve kültürel varlıkları korumak,”
diye bir maddesi var. Ne kadar açık ve net!
Ama “nerdeee?” diye sormadan da edemiyoruz değil mi?
Çünkü bugüne kadar gelen Bakanlarımız; hep bol yıldızlı otellerde ağırlanmış ve açılışlar yapmıştır.
Ne Antalya Kaleiçi, ne Balbey Mahallesi ve ne de Haşimişçan Mahallesi’nde bir açılış yapmamıştır.
Turistler o bol yıldızlı otellerde sadece konaklama yaparken; gezip, görmek için de “old city” dedikleri yerlere gelirler.
Hitler’in yüzünden taş taş üstünde kalmayan Avrupa şehirleri; becerikli idarecileri sayesinde yıkılan şehirlerini yeni baştan imar etmişler ve savaştan hiçbir iz bırakmamışlardır.
Turist olarak geldikleri Antalya, Ankara, İstanbul veya diğer Anadolu şehirlerini de kendi şehirleri gibi; tertemiz ama tarihi izleri kayıp olmamış bir vaziyette bulacaklarını sanmaktadırlar.
BEN KALEİÇİ’NE ÜZÜLÜYORDUM
İçinde yıllardır yaşadığım tarihi Kaleiçi’ndeki yapıların onarılmamasına üzülürken; bu defa BALBEY MAHALLESİ için de daha fazla üzüntülere girdim.
Nasıl üzülmem ki?
Mark Antalya ile Andızlı Mezarlığı arasında sıkışıp kalan bu mahalle; çevresini duvar gibi kapatan apartmanların arkasında “kaderine” terk edilmiş bir vaziyette duruyor da “hiç kimseler” de görmüyor, en çok ona şaşarım!
Mahalle Muhtarı Abdullah UYAROĞLU’nun tüm iyi niyetli girişimlerine rağmen; içinde tarihi konakları, camileri, çeşmeleri, kuyuları ve yatırları bulunan bu koskoca mahallenin durumu bugün maalesef “içler acısı”dır, inanın!
Şehir içinde ne kadar çekçeklerle kağıt, hurda toplayan varsa hepsi burada ucuza kiraladıkları konakları “depo” olarak kullanıyorlar mış!
Tüm sokakları otoparka dönüşmüş. Çarşıda işi olan otosunu rastgele park edip gidiveriyor muş!
Yasak olmasına rağmen; boş alanları “paralı otopark” yapanlar bile var mış!
Hırsızlıktan bıkmışlar. Rögor kapakları, yangın muslukları, eski konakların pencere demirleri de çalınanlar arasında.
Yangın çıkmış itfaiye girememiş ve hortumları ek yaparak yangına ulaşmışlar.
Ambülans nasıl girer; bilinmiyor!
EN KÖTÜSÜ
Sahipli konakların, ucuz kiracıları; yakacak olarak çevredeki yarı yıkılmış tarihi evlerin tahtalarını sökerek sobalarında yakarak kışı geçirmektedirler.
BAKAN İSTİFA
Neden?
Madem siz görevinizi tam yapamıyorsunuz; tarihi eserleri korumak için gerekli maddi yatırımları gerçekleştiremiyorsanız; istifa ediniz ki bu görevi yapabilecek bir başka BAKAN GELSİN!
Antalya’ya yüz defa gelip gidiyorsunuz ama hep yıldızlı otellerde konaklayıp dönüyorsunuz veee ne KALEİÇİ’ndeki tarihi konakları ve ne de BALBEY Mahallesi’nden haberiniz olmuyor!
LÜTFEN
“İstifa etmem” diyorsanız; gelin şu BALBEY Mahallesi’ni bir gezin görün.
Bir talimatınız yeter!
“Buraya hurdacı giremez. Onların yeri burası değildir” deyiniz.
Sahipli oldukları halde konaklarına “sahip çıkmayanlar” hakkında “çok ağır cezalar” verdiriniz. “Konaklarınız korumaya alınız.” Deyiniz.
O ZAMAN BAKAN OLURSUNUZ
Ve bu uygulamayı Tüm Türkiye’deki tarihi konaklar için, ayakta duran tüm binalara tatbik ederseniz; o zaman İSTİFA etmenize gerek kalmaz.
MENDERES TÜREL’E TEŞEKKÜR
Balbey Mahallesi için “Kentsel Yenileme Projesi” oluşturdu belki de yakında bu projeyi uygulayacak.
Teşekkür ederiz.
Not: Ne yazık ki tuttukları tarihi binanın kapısına da bir “kültür bilmez” getirmiş koskocaman “klima” cihazını koymuş!
BAKAN İSTİFA!