Öyle bir sessizlik var ki Kaleiçi’nde; korkmaya başladım!
Yıllardır hiç alışık olmadığımız, yaşamadığımız ve görmediğimiz bir “turist yok” dönemi yaşıyoruz!
Hani eskiden; hanutçulara, tinercilere, pahalı satan esnafa ya da gürültü yapana bahane bulurduk ya!
“Siz böyle yaptınız; bakın turist gelmiyor artık!” denildiği zaman da bile yaz kış Antalya ve Kaleiçi turist kaynıyordu!
Geçen sene!
Hele hele bu sene!
En çok gelen Japon ve Koreli turistler bile yoklar!
Sokaklar bomboş!
Kaleiçi sokaklarında bir avuç okulu asan talebeler ile taşradan gelmiş misafirler geziyorlar o kadar!
Ha bir de emekliler!
N’OLDU BİZE?
Neden turist gelmiyor?
Biz mi hata yaptık acaba?
Nerede o Kaleiçi sokaklarını dolduran; her yaştan ve her ülkeden gelen o şen insanlar?
Neden bu sokaklar böyle boş kaldı?
Siftahsız açılıp kapanan dükkânlar; turist bekliyorlar!
Ama yok!
Ne gelen vaar, ne de giden!
DURUM VAHİM
Böyle giderse; Kaleiçi’ndeki dükkânlar tek tek kapanır ve Kaleiçi “çöker” kalır!
Esnaf kazanamazsa; Devlet de kazanamaz ki!
Borçlar ödenmez, mahkemeler araya girer; haciz idi, icra idi canlar yanmaya başlar.
Aile huzursuzlukları artar, geçim şartları ağırlaşır ve o şehir hasta olur!
Bir diş ağrısı nasıl bütün vücudu sarsarsa; turizmdeki bu olumsuzlukların şiddetinden tüm ülke etkilenecektir.
TUZU KURU OLANLAR
Yaşanılan bu olaylardan meydana gelen acıları, sıkıntıları hissetmeyenler dikkat etmelidirler.
Hepimiz aynı gemideyiz.
Batarsak sizler de batarsınız.
HÜRSES GÖREVİNİ YAPIYOR
Bir yerel gazetenin yapamayacağı bir emek harcayan HÜRSES GAZETESİ; haberleriyle ve köşe yazılarıyla toplumun yaşadığı sıkıntıyı, esnafın derdini tarafsızca sık sık anlatıyor, duyuruyor!
TURİZMCİ SES VERSİN
Devletten aldıkları yardımlarla kendilerini kurtardım sanan turizmciler; siyasetçilerimize karşı biraz dik dursunlar!
Bu bölgede milyonlarca insan “turizm” denilen bu “bacasız fabrikadan” ekmek yemektedirler.
Onlar, siyasetçilere açık yürekle demelidirler ki;
“Lütfen, söylemlerinizde turizmi etkileyecek olumsuz cümleler kurmayın. Barışçı olun. Çünkü turizm savaştan korkar, kaçar! Döviz bırakmaz!”
Bu sözler de hiçbir “art niyet” yoktur.
Ama siz söylemezseniz; yukarıdakiler siyasetin heyecanı ile veryansın edebiler!
Ceremesini de siz çekersiniz, biz çekeriz.
::::: :::::
“KALEİÇİ ÇALIŞTAYI”
Ümit UYSAL; Kaleiçi’ni fark eden ve ona daha farklı açılardan yaklaşmak isteyen Muratpaşa Belediye Başkan’ımızdır.
Eli ayağı bağlı olmasına rağmen; “Ben ne yapabilirim?” düşüncesiyle hareket etmektedir.
Kaleiçi esnafıyla, yaşayanlarıyla yaptığı toplantılar ne güzeldi.
Bir de bu sene “Kaleiçi Festivali” denemesi yaptı!
Tutmadı ama ya tutarsa!
Kaleiçi’ni Turizm Bakanlığı’nın yapmadığı bir şekilde; fuarlarda tanıtmaya çalıştı.
Yetmedi; şimdi de “KALEİÇİ’Nİ UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ’ne girdirmeye çalışıyor.
AKMED toplantı salonunda “KALEİÇİ ÇALIŞTAYI” açılışını yaptı.
Bir bölümünü izlediğim kadarıyla konu: UNESCO’ya KALEİÇİ’ni nasıl kabul ettirebiliriz idi.
İşin uzmanı olanların anlayabileceği bir çaba!
Ama benim değil!
Benim konum: Gelin önce Kaleiçi’ndeki harabe evleri kurtaralım. Çöplük olanlar, otopark yapılanlar kadar; kurtarılmayı bekleyen evleri dikkatli bir şekilde restore ederek turizme kazandıralım.
Sonra ne istiyorsanız yapınız.
Saygı duyarım.
:::: :::::
ÇİRKİN ANET BÜFESİ
ANET, bildiğim kadarıyla bir Belediye yan kuruluşu.
“Kelin merhemi olsa kafasına çalarmış” derler ya Anet’in merhemi olsa; KALEİÇİ’nden önce şu pis ve çirkin görüntülü büfesinin dış görünüşünü değiştirirdi!
Girdin para, çıktın para!
Adı: Anet!