Dünya üzerindeki birçok ülkenin meydanları; açıktır. Bir ağaç, bir direk, bir çıkıntı bile yoktur!
Bizde meydan açmak için binalar yıkılır; sonra buraları simitçi, incik boncuk satan, boyacı ile doldurulur!
Antalya’nın çok güzel bir meydanı vardır.
ULUSAL YÜKSELİŞ ANITI
Antalya halkının bağışlarıyla bedeli karşılanan anıt, 1964 yılında heykeltıraş Hüseyin Gezer tarafından yapılmıştır. 6 metre yüksekliğinde olan anıtın yapımında 12 ton bronz kullanılmıştır.
Şaha kalkmış at ve gençler; 19 Mayıs 1919 da başlayan ulusal kurtuluş aşamalarını; cumhuriyet devrimleriyle çağdaşlığa yönelişi; yükselen bir ritim içinde anlatmaktadır.
Kaidelerin kademeleri; yükselişi, Atatürk ilkelerinin ve cumhuriyet devrimlerinin sürekliğini ve Türkiye Cumhuriyetinin sonsuza yönelen çağdaşlık ülküsünü vurgulamaktadır.
Biz buraya; CUMHURİYET MEYDANI diyoruz.
Bu güzel meydan; son zamanlarda hak etmediği bazı etkinliklerle adeta “yok” sayılmaktadır.
Günü birlik kutlamalar ve meydanının şanına yakışan şeylerse “ne âlâ” denir ama Kızılay kan alma TIR’ının burayı park yeri gibi günlerce kullanılması hiç de hoş değildir.
Geçenlerde bir etkinlik nedeniyle meydan günler boyu kapalı tutulduğu yetmediği gibi; bir de “Ulusal Yükseliş Anıtı” da bu tahta perdelerin içine adeta “hapis” edildi.
Neden?
Şimdi o güzelim meydana EXPO 2016 tanıtımı için “dev ekranlı bir TV ve yanında onu taşıyan bir TIR konulmuş durumda!
Neden?
Hiç yakışmış mı oraya? Hem de ne işi var o koskoca aracın orada? Park yasağı da mı yok?
TURİSTİK ANTALYA
TURİSTİK KALEİÇİ
Antalya’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk ayak bastıkları bir yerdir burası.
Kaleiçi ve Akdeniz körfezi, Yat Limanı ve karşı Beydağları çok güzel görünür buradan.
Ama siz burayı bir şekilde kapatırsanız; bindiği dalı kesen Nasrettin Hoca’dan bir farkınız kalmaz!
Cumhuriyet ile bugünlere geldik.
Kurucuları canlarını mallarını bizler için feda ettiler.
Parti ve siyaset adına bir takım engellemelerle; Atatürk Meydanı yani Cumhuriyet Meydanı ortadan kaldırılamaz.
::::
KALEİÇİ TURİZM POLİSİ
Kaleiçi tüm olumsuzluklara rağmen; “cazibe merkezi” olmaya devam ediyor.
Tamamen turistik bir yer olmuş durumdadır. Yerlisi ve yabancısıyla senenin her günü ziyaretçisi gittikçe artmaktadır.
Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyelerimiz; her türlü hizmeti vermek için adeta yarışmaktadırlar.
Turistik bir bölgede olmaması gereken sorunlarla onlar da uğraşırlar:
1. Hanutçular
2. Boyacılar
3. Kâğıt toplayıcıları
4. Hurdacılar
5. Simitçiler,
6. Bayrakçılar
ve yine çalışmaları belli idari kanunlarla belirlenen işletmelerin mesela bar, kafe, meyhanelerin “gürültü ve sokak işgali” gibi şikayet konusu durumları vardır.
Kaleiçi’nin daha nezih bir yer olması için yatırım yapanlar; otel, motel ve pansiyon açanlar; son zamanlarda sayıları hızla artan ve kolayca ruhsat ve izin alabilen ama denetlenemeyen (!) bu iş yerlerinin kafalarınca müzik ve gürültü yapmaları, araba ve motorlarla hız denemelerine kalkışmalarının neticesinde müşteri bulamaz duruma gelmişlerdir.
Kaleiçi’ndeki bar, meyhane, birahane artışı yanlış tanıtıma da neden olmaktadır diye düşünen esnaflarımız var.
Hafta sonları civar il ve ilçelerden gelenler; Kaleiçi’ni bir eğlence ve fuhuş yeri sanarak değişik hareketlerde bulunmaktadırlar.
TURİZM POLİSİ/ZABITASI
Evet, Kaleiçi’nde bir “turizm polisi” şart olmuştur.
Burada yaşananları takip edecek ve 24 saat görev yapacak olan bu ekip görevini tam yaparsa; Kaleiçi son zamanlarda oluşan olumsuz imajlardan da kurtulacaktır.
Gürültü olmayacaktır.
Keyfi müzikle gece yarılarını aşan rahatsızlıklara Kaleiçi Turizm Polis veya zabıtası anında müdahale edebilecektir.
İmajımızın düzelmesiyle Kaleiçi’ne daha çok turist gelecektir.
Oteller, pansiyonlar eskisi gibi müşterilerle dolacak; dolayısıyla esnafımız da nasiplenecektir.
Ben yazıyorum ama duyduklarımı, gördüklerimi ve söylenenleri iletiyorum.
Yalan yok! Yanlış yok!
::::
Mini notlar:
• Kaledibi Sokak’ta sivrisinek ilaçlaması yapılmıyor.
• Cumhuriyet Meydanı kale duvarları adeta incir bahçesi olmuş!
• Yanık Hastane’de açılan o güzel parktaki güvenlik ekibi geri çekilmiş.
• Bisikletli Polisler kayıp oldular! Neden geldiler, neden gittiler?